Aslında Canmore 'Elytra' ismini duyunca daha görkemli birini bekliyordu ya da görkemli duran birini yani şu an karşılarında duran kişinin üzerinde hala pijama olduğunu aldırmazsalar iyi birine benziyordu. Sanctum yaratıcıların garip bakışı üzerine konuştu.
Sanctum: Oh, böyle göründüğüne bakmayın sadece yeni uyandı. Kendisi her savaş türünde usta gerçek anlamda bir usta. Kız olduğuna veya insana zarar vermeyecekmiş gibi göründüğüne sakın kanmayın kendisi Kudretli Osiris ile bire bir savaşta galip geldi daha çok hayatta kaldı desek yeri ama sonuçta bu da bir başarı. Hatta daha fazlası kendi ismine ait rütbesi var.
Sanctum şimdi böyle söyleyince umutlanmamak elde değildi.
Sanctum: Elytra, bunlar da sana bahsettiğim kişiler Canmore ve Windsor tabii Lancaster da var ama şu an durumu iyi değil onlar hayatta kalan son yaratıcılar. Senden onlarla bilgini ve yeteneklerini paylaşacağını umuyorum, tabii birde yanlarında iki kişi daha var sanırım şu an gördüğün kişide Syra olmalı.
Elytra yaratıcılar ve syrayı uzunca bir süzdü başını sallayışı ya bunlardan olmaz ya da o zaman çok işimiz var diyordu ama hangisinin olduğu belli değildi.
Elytra: Bundan emin misin ? bunların yaratıcı olduğuna, hiç birinde bir savaşçılık sezemiyorum hiç bir şey hissetmiyorum. Ve benden onları Atrium'a karşı eğitmemi istiyorsun.
Sanctum başını hem evet hem de lütfen dercesine salladı.
Elytra: Eğer Atrium'u durdurabilecek tek kişi onlar olmasaydı bunu kabul etmeyeceğimi bilmeni istiyorum ve de bana yaptığın iyilik yüzünden ama bu iş bittiğinde hala hayatta olursam seni gerçek anlamda döveceğimi bil.
Sanctum güldü: O zaman yola çıkalım aynı yerde uzun süre kalamayız.
Canmore Sanctum'u durdurdu.
Canmore: Peki Phys ve Lancaster ne olacak ?
Sanctum cevap vermeden araya Elytra girdi.
Elytra: Bir süre daha buradayız beraber sizi bir yapımcıya götürmemiz gerekiyor burada bir tane varken şansımızı kullanalım.
Elytra bir an derin bir nefes aldı: Doğru, doğru benim hatam yapımcı olarak bahsettiğimiz kişiler En iyi silahları yapan kişiler yani sizin kürdana benzeyen kılıçlarınızı daha iyisiyle değiştirecek kişi.
Tek kaşını kaldırarak anlayıp anlamadıklarından emin olmak istedi. Anladıklarından emin olduktan sonra şehrin iç sokaklarında ilerlemeye başladılar. Elytra'nın üzerindeki pijamalarım yerini çok daha şık kıyafetler almıştı ama ne zaman üzerini değiştirdiğini kimse fark etmemişti. Phys ve Lancaster'ı orada tek başlarına bırakmaları hoşlarına gitmese de bırakmışlardı. Sokaklar kalabalık gibi görünse de tahmin ettiklerinden çok daha sakindi. Uzun süre yürüdükten sonra bir ara sokağa girmişlerdi karşılarında etraflarında sadece duvarlar vardı.
Elytra duvarda çizili olan biçimsiz sembolün içine başka bir sembol çizdi, çizdiği sembol parlayarak yok oldu. Duvarda beliren kapıdan içeri girdiklerinde arkalarındaki kapı yeniden kayboldu, Büyük gerçek anlamda büyük bir odadaydılar etraflarında yüzlerce göz alıcı, parlayan, muhteşem bir çok şekilde silah vardı. Elytra ve Sanctum ileride ki odaya doğru yürüseler de yaratıcılar ve Syra gözlerini silahlardan alamıyorlardı. Sanctum'un ıslık öttürmesiyle peşlerinden gittiler, Sonunda masanın başında başka bir kılıçla uğraşan bir adam gördüler. Hiç kimse adamı rahatsız etmedi bir süre bekledikten sonra uğraştığı kılıcı bırakıp onlara doğru döndü, yaptığı silahlara bakılırsa gerçekten başarılı biri olmalıydı. Elytra ve Sanctum onunla bir süre bir şeyler konuştular yaratıcılar nelerden bahsettiklerini tam anlamasalar da beklemek zorundaydılar. Konuşmaları bittikten sonra Sanctum yanlarına geldi.
Sanctum: Zırhlarınızı verin.
İkili bir an şaştı yani onların zırhı... yapılmış en sağlam zırhlar ve bir çok kişinin silahını ve zırhını yapmış birine vermek yani buraya onlar bile böyle girebildiyse neden başkası girip eşyaları almaya çalışmasın ki ?
Canmore: Bundan emin misin ? yani zırhları öylece bırakmaya.
Sanctum güldü: Merak etmeyin eğer birisi buradan bir şey çalacak olsaydı çoktan yapardı.
İkisi de ne kadar bileklileri çıkartıp vermek istemeseler de verdiler. Onlar dışında başka savunmaları yoktu. Oldukları yerden çıkıp ara sokağa geri döndüler Lancaster ve Phys'ın yanına geri dönme vaktiydi, Sanctum birden telaşlı bir şekilde etrafına baktı.
Sanctum: Acele etmeliyiz !
Elytra da aynı şekilde endişeliydi. Etraflarında ki binaların bile sallanması ile dışarıda panik ve korku içinde kaçışan insanlar gördüler. Atrium onları bu kadar çabuk bulmuş olamazdı yani birden fazla dünyada bulundular ve daha fazlası olduğu düşünülürse ya şanslı bir tahmin yapmış olmalı ya da Lancaster'ın yerini biliyor olmalıydı. Herkes Sanctum'un hemen evin yanına ışınlanmasını beklese de suratında ki ifadenin durumun daha da kötü olduğunu gösterişi herkesi daha da panikletmişti.
Sanctum: Portal açamıyorum ya da ışınlanamıyorum bir şey ya da biri beni engelliyor olmalı, koşun !
Ana sokaklardan birine çıktıklarında şehre doğru ilerleyen örücüleri gördüler, takipçiler, gölge askerler hepsi şehre doğru ilerliyordu. Ellerinde geldiğince hızlı bir şekilde koşsalar da bu dünyada sıkışıp kalmış olabilirlerdi. Örücü ve diğerlerinden önce eve vardılar, Phys hareket etmekte biraz zorlansa da Lancaster'ın durumu iyi duruyordu. İkisini de evden çıkarıp son bir kez örücülere doğru baktılar Şehirde bulunan muhafızların ve koruyucuların boşa direnişlerini gördüler ölen her gölge askerin yerini daha fazlası alıyordu, takipçilerin şehre ulaşmasıyla her şey yok olmaya, yıkılmaya başlamıştı bile. Kaçabilecekleri hiç bir yer kalmamıştı dünyayı terk edemiyorlardı, Atrium'un ve örücülerin böyle bir şey yapabileceklerini düşünmemişlerdi her zaman olduğu gibi Atrium onlardan bir adım öndeydi. Gölge askerler ve takipçiler onların etraflarını çoktan sarmışlardı artık kaçacak bir yerleri kalmamıştı ya da saklanabilecek bir yerleri yoktu. Hiç bir gölge asker veya takipçi onlara saldırmıyordu belli ki Atrium ve diğer örücüler buraya gelene kadar onları belirli bir yerde tutmaya çalışıyorlardı. Yaratıcılar artık sonlarının geldiğini düşünüyordu daha ne kadar kaçabilirlerdi ki ? zaten bu durumlara hiç alışamamışlardı her şey onlar için çok karmaşıktı. Onların aksine Elytra ve Sanctum örücülerin gelmesini hazır şekilde bekliyorlardı. Atrium sonunda gölge ordunun arkasında tekrar insan formuna döndü askerler açılarak ona yol verdi. Atrium'un yüzünde yine o rahatsız edici gülümsemesi vardı, ama bu sefer elinde kılıcı vardı belli ki bu sefer işini hızlı bitirmek istiyordu.
Atrium: Sanırım küçük oyunumuzun sonuna geldik, üzücü oysa zevk almaya başlamıştım.
Atrium kılıcını kaldırmasıyla gölge askerlerin arasında kayboldu. Onun gözden kaybolmasıyla gölgeler ve takipçiler aynı anda saldırmaya başladı. Atrium ise savaşın dışında onların yavaş yavaş yorulmasını ve onunla savaşamayacak duruma gelene kadar beklemeyi planlıyordu kendinden zayıflarla uğraşmaya niyeti bile yoktu biraz amaçsız hayatta kalma mücadelerini izleyip eğlenmek istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Başlangıç (Serinin 1. kitabı)
FantasíaGezegenlerinin sonunu getiren bir cihazla yeni bir hayata geçen üç arkadaşın yeni fantastik ve bilimin bir arada bulunduğu bir evrendeki maceralarını, alışma sürecini ve yaşadıkları zorlukları anlatan bu kitapta karakterlere katılarak bu yeni evreni...