Bu günde aynı şeyler yaşanmıştı Seymour'un savaşamamaları hakkında ki uzun hakaretleri ve bire bir dövüş sırasında onları hırpalamaları dışında yeni şeyler yaşanmamıştı hiç yoktan bu sefer daha az sert davranmıştı. Kendilerini kontrol etme konusunda gerçekten çok kötüydüler neden bu böyle bir eğitimi aldıklarını çok iyi anlıyorlardı ama yine de bu eğitim biraz fazla gibiydi üstelik Seymour Windsor'un yeni kılıcına da el koymuştu iki de bir ''Beni yenmeden kendi eşyalarınızı kullanmanıza izin yok'', deyip durmasından bıktıkları için artık sormuyorlardı bile onlarınkinin aksine Syra ve Phys'ın aldığı eğitim tamamen sahip oldukları ama kullanamadıkları becerileri ortaya çıkarmakla alakalıydı.
Yaratıcılarınkine göre onlar bu eğitim sırasında fazla zarara maruz kalmıyorlardı. Seymour ile odalarına doğru gidiyorlardı onların odayı bulamayacaklarını biliyordu, odaları evin neredeyse en ilerideki odalarından biriydi. Gün batımı, eğitim sırasında zamanın ne kadar hızlı geçtiğinin farkındaydılar ve erken saate başladıkları içinde fazla bir şey yapamıyorlardı bu seferlik odalarına gitmek yerine Seymour'dan biraz etrafı gezdirmesini istediler. Onlar oldukları yerin sadece birinci kat olduğunu öğrenince bir an Seymour'un şaka yaptığını falan sandılar ama yukarı çıkan merdivenleri görünce gerçeği söylediğini gördüler. Canmore basamaklardan yukarı baktı.
Canmore: Peki üst katta neler var bu katta sadece insanların kalması için odalar var yukarısı da aynı mı ?
Seymour'un yukarıda ne olduğunu söylememek istediğini fark etmişlerdi.
Seymour: Yukarda hastalar ve yaralılar var çıkmasanız daha iyi olur.
Windsor bir kaşını kaldırmıştı içinde büyük bir merak uyanmasına rağmen çıkmamalarını istemesinin bir sebebi olduğunu biliyordu.
Windsor: Durumları ne kadar kötü olabilir ki ?
Seymour basamaklardan yukarı baktı: Hepsinin durumu o kadar kötü değil bazıları kırılma noktasına geldiği için orada hani şu büyü gücünü fazla kullanırsan vücudunun zarar görme durumu. Bazıları ise tedavisi bulunmayan hastalıklardan acı çekiyor Alacakaranlık virüsü gibi veya Örücünün laneti. Şu ana kadar gördüğünüz cesetlerin ve ölülerin vücutlarının tek parça olduğunu fark etmişsinizdir belki.
hayır aslında buna hiç dikkat etmemişlerdi çünkü gölgeler genelde yok oluyordu ama Brynnların savaşı ve oradaki bazı insanları ölü görmüşlerdi ve haklıydı gördükleri hiç bir ceset parçalanmış değildi üstelik kılıcın açtığı yaraların bile bir süre sonra yok olduğunu hatırlamışlardı.
Seymour: Bunun sebebi Auranızın vücudu yeniden kullanılabilir halde tutmaya çalışması tıpkı Lancaster'ın burada olduğu gibi Atrium belki de kafasını gövdesinden ayırarak öldürmüş olabilir ama tek parça geldi. Durum hep böyle değil eğer vücut ölmezse parçalanmış uzuvlar ve diğer yaralar kendini bazen iyileştirmez. Bazıları böyle durumlar için kendi rejenerasyonlarına güvenirler bazılarıysa doğuştan iyileştirme güçleri olanlara ama bazı yaralar asla kapanmıyor. bundan daha beteri zihinsel yaralar fiziki yaralardan çok daha kötü ve delilik bunların en basiti, sizi odanıza bıraksam daha iyi olur.
Odalarına gidene kadar hiç kimse konuşmadı Seymour odadan ayrıldıktan sonrada uzun bir süre sessizlik oldu. Syra ve Phys odaya girdiğinde odanın sessiz olmasına şaşmışlardı genelde yaratıcıları illa bir şey yaparken buluyorlardı.
Phys: Bu gün ne oldu da bu kadar sessizsiniz ?
Lancaster yatakta gerindi.
Lancaster: Uzun bir gündü o kadar.
Phys kendi yatağına oturdu: Haberi aldınız mı ?
Yaratıcılar bir an ona doğru baktılar.
Lancaster: Ne haberi, yine ne kaçırdık ?
Phys: Elytra'ya olanlardan haberiniz gerçekten yok mu ? Sanctum size söylemiştir sanıyordum.
Lancaster bir an yataktan aniden kalktı: Söyle hadi uzatma.
Phys: Örücülerin saldırdığı bir gezegende başka tanrılar ve efsaneler ile kapana kısılmış.
Lancaster: Bunu yeni mi öğrendiniz bende onu kurtardılar veya yaşıyor falan diyeceksin sandım.
Phys odaya baktı: Benim hatam, peki... Sanctum nerede ?
Canmore ayağa kalkıp odaları dolaşmaya başladı: Burada değil onu dün akşamdan sonra gördüğümü hatırlamıyorum bize bir şey de demedi.
Phys: birilerine sorsak mı ?
Windsor yatağın içinde kalkmak istemediği rahat bir pozisyonda yatıyordu.
Windsor: Bence durumu iyidir tabi birilerine sormaya gitmek isterseniz sorabiliriz.
Odada bir sessizlik oluştu Lancaster Canmore'un ona baktığını biliyordu derin bir nefes alıp yataktan kalktı.
Lancaster: Pekala gidip birini bulabilir miyiz bakalım.
Evin içinde dolaşırken hala birlikte dolaşan kalabalığı gördüler küçülmüştü ama yine de fazla sayılırdılar Neithan belki onlara Sanctum'u bulmak konusunda yardımcı olabilirdi şanslarını denemekten zarar gelmezdi. İnsanların arasından geçerek onun yanına gittiler. Neithan telaşlı olduklarını hissetmişti.
Lancaster: Yardımın gerek hemen.
Neithan: Tabi ki ne konuda ?
Canmore: Sanctum'un nerede olduğunu öğrenmemiz gerekiyor.
Neithan: O zaman size eşlik edeyim.
Neithan yürümeye başlamıştı bile onlarda arkadan ona yetişmeye çalışarak takip ediyorlardı sonunda Neithan kapıyı hiç çalmadan bir odadan öylece içeri girdi bu hareketi garipselerse de belki de bu kişiye özel bir oda değildi. İçeri girdiklerinde büyük bir şok yaşamışlardı yaratıcılar buradaki insanların onların teknolojisini kullanabildiğini bilmiyorlardı hatta biraz daha bakınca devasa bilgisayarların onların bile anlayamadığı bazı kısımları olduğunu fark ettiler yani onlardan daha ileri seviye teknolojiyi kullanıyor olabilirlerdi. Aslında düşündüklerinde bunun biraz normal geldiğini kabul ettiler nasıl olsa onlar buraya çok daha uzun yıllar öncede gelmişti yani teknolojilerini onlarınkini kullanarak geliştirmeleri bir olasılıktı. Bilgisayarların ekranları tamamen holografikti, ekranın üzerindeki yazıları okuyamıyorlardı kendilerine ait özel bir alfabe olabilirdi ya da başka bir şey. Bunu öğrenmek onlar için iyi olurdu. Neithan bilgisayaların başındaki kişilerle konuşurken onlarda biraz etrafa baktı Canmore makinelere diğerlerine göre biraz daha yakından bakıyordu çünkü her zaman böyle şeyler göremeyeceğini biliyordu.
Canmore: Vay, şunlara bak sence bize bunları kullanmayı öğretirler mi ?
Lancaster tam cevap verecekken Neithan yanlarına geldi.
Lancaster: Durum ne ? nerede olduğunu biliyorlar mı ?
Neithan: Evet biliyorlar fakat hoşunuza gitmeyecek.
Canmore eliyle yüzüne yavaşça vurdu: Lütfen Elytra'yı bulmaya gittiğini söyleme.
Neithan: Üzgünüm ama onu aramaya gitmiş hiç yoktan yerini Elytra'nın olduğu dünyada tespit ettiler ama iyi bir haberimde var boşa gitmiş sayılmaz.
Onun ne demek istediğini anlamışlardı ama Windsor yine de sordu.
Windsor: Yani Elytra yaşıyor mu diyorsun ?
Neithan: Evet ama fazla yaşayacağını sanmıyorum durumunu uzaktan kontrol ettiler vücudunda birden fazla yara tespit edildi hala kanadığını düşünüyorum üstelik gölge askerlerin ele geçirdiği bir dünya da. O kadar kan kaybından sonra kendini savunabileceğini düşünmüyorum belki bir süre ama o kadar.
Phys araya girdi: Onu takip etmeli miyiz ? yani ikisini de oradan kurtaramaz mıyız ? hadi bu kadar kişi bir şeyler yapabiliriz öyle değil mi yardım edebilecek birilerini bulabiliriz.
Neithan: Aslında peşinden gidebiliriz haklısın. En son aldığım habere göre Atrium kalesini üç saat önce yeniden ele geçirmiş Aiden'ın kendi lejyonuna ihanet ettiğini öğrendik eğer Atrium ile çalışıyorsa ilk önce onu hedef almalıyız. Eğer onları kurtarmaya gideceksek Aiden'ı bizden uzak tutacak birini bulmalıyız.'',
''ELYTRA !'', kendine seslenildiğini duyuyordu Sanctum, onu bulmak için buraya gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Başlangıç (Serinin 1. kitabı)
FantasyGezegenlerinin sonunu getiren bir cihazla yeni bir hayata geçen üç arkadaşın yeni fantastik ve bilimin bir arada bulunduğu bir evrendeki maceralarını, alışma sürecini ve yaşadıkları zorlukları anlatan bu kitapta karakterlere katılarak bu yeni evreni...