11.bölüm

157 24 3
                                    

Syra sonunda uyanmıştı üzerinde büyük bir yorgunluk vardı. Silahları üzerinde değildi, ayağa kalkınca başı bir anda döndü yaraları canını yakıyordu. Sargılara baktı ona yardım mı etmişlerdi? yoksa sadece onu kullanmak için mi iyileştirmişlerdi? Kafasında bir sürü soru olsa da önemli olan hala hayatta olmasıydı. Buradan bu odadan kaçmanın bir yolunu bulmalıydı belki de kaçmadan önce bir kez daha düşünmeliydi, Brynn onun yeniden başarısız olduğunu öğrendiği zaman kim bilir ona neler yapacaktı. Üstelik onun hediyesi olan hançerleri de kaybetmişti geri dönmesi kesin olarak kötü sonuçlanacaktı. Kendi kendine iç çekerek ne yapacağını düşünüyordu belki de yaratıcılardan biri kapıyı açtığı anda üzerine atlayıp kaçmayı deneyebilirdi. Bu iyi bir fikir değildi hem de üçe karşı bir ve silahsızken pek akıllıca bir hamle değildi. Yatağa geri uzanıp düşünmeye başladı. Uzun süren bir düşünmeden sonra onlarla konuşmanın en mantıklısı olacağına karar verdi. Ama yine de bu odada kapalı kalmak onu rahatsız ediyordu. Kapıyı zorlasa da kapı kilitli ve şifre ile korunuyordu, kapıyı açık bırakacak kadar salak olmayacaklarını biliyordu. Oturdu ve beklemeye devam etti belki de kaçması gerektiğini düşündü belki Brynn ona bir ceza vermezdi hem de ne diye onu göndermişti ki? Brynn yanında sürekli savaş konuşunda uzman kişilerle geziyordu onlardan birini yaratıcıları bitirmek için gönderebilirdi. Ya da... diye düşündü kendisine odadaki parlak demirin yansımasından baktı belki de Brynn onu kendi ırkının kanını taşımadığı için buraya göndermişti, yaratıcıların Syra'nın işini kolayca bitirebileceği için. Gözleri doldu, kendini tuttu yaraları yeteri kadar canını yakıyorken düşüncelerinin kendine daha fazla zarar vermesine izin veremezdi. Kapıya doğru yaklaşan adım seslerini duyunca hemen kalktı sırtını duvara yasladı, kapı açılsa da karşısında sadece bir kişi vardı içinden onu ne kadar öldürmek gelse de Syra kendini tuttu. Karşısındaki adam derin bir nefes aldı ve kendi kendine bir şeyler mırıldandı gözünü Syra'dan kaçırması onun birazda olsa korktuğunu gösteriyordu.

Canmore: Lancaster seni kontrol etmemi istedi ve bir şeye ihtiyacın var mı diye. Birde seninle konuşmak istiyoruz.

Syra o bu sözleri söylerken gülmemek için kendini biraz tutmuştu çünkü bunları söylerken karşısındakinin aslında ne demek istediğini anlamıştı. "Bunları neden ben söylüyorum ki madem ihtiyacı varsa git sen sor. Hem de bizi öldürmeye çalıştı, ben niye bunu sorarak rezil oluyorum ki. ?" Syra kapıya doğru hareket etti.

Canmore: Dur, eğer durumun iyi değilse hemen gelmene gerek yok.

Syra bir an duraksadı birisi onu çağırdığında hemen giderdi yani Brynn ona öyle öğretmişti, eğer hemen gitmezse de Brynn'dan bir sürü laf işitiyordu. Konuşmak ona garip gelse de iyi olduğunu söyleyip onu takip etmeye başladı geminin içi rahatsız edici derecede sessizdi, ilerlerken geminin içine iyice bakarak yürüdü. Gemi bir taşıt olmasına rağmen daha çok bir evi andırıyordu hiç yoktan yürüdükleri koridor öyleydi, altlarındaki metalden zeminin çoğu bütün koridor boyunca uzanan, çiçek desenlerini andıran bir halı ile kapatılmıştı. Etrafta süs çiçekleri ve diğer dekorasyon eşyaları vardı ama bunlar dışında her yerden uzanan kamufle edilmeye çalışılmış borular ve aralıklı olarak yerleştirilmiş cihazlar vardı. Sonunda ikisi de bir odadan içeri girdi. İki kişi oturmuş sandalyeler ile etraflarında dönüyorlardı çocuk gibi davranıyorlardı ama gerçekten zevkli duruyordu. Syra ve Canmore'un gelişiyle ikili telaşla kendileri düzeltti Lancaster elini Syra'ya dost amaçlı uzatsa da eli havada kaldı.

Lancaster: pekala belli ki el sıkışmayı sevmiyoruz.

Lancaster yanındaki arkadaşını gösterdi: Bu Windsor.

Windsor elini kaldırıp selam verse de bir karşılık alamadı Lancaster Syra'nın yanındaki arkadaşını gösterdi

Lancaster: Seni buraya getirende Canmore ve bende Lancaster. Ee sende ismini bizle paylaşmak istersen çekinme.

Yeni Başlangıç (Serinin 1. kitabı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin