57.Bölüm

30 11 1
                                    

'Atrium yaratıcılarla Ecore'un formunda konuşmaya gelmeden bir kaç saat önce'


Wolf: Beni ölü biliyorlar öyle değil mi ?

Atrium gözlerini devirerek ona baktı, kimsenin göremeyeceği bir yerdeydiler.

Atrium: Tabii ki öyle yaşadığını gidip onlara söyleyecek değilim yani söylemedim daha.

Wolf: Bizi kimse izlemiyor öyle değil mi ? Gölgeler etrafta olabilir.

Atrium kısa bir süreliğine gözlerini kapattı.

Atrium: Hayır tamamen yalnızız. Beni çağırdığına göre önemli bir şey olmalı.

Wolf: Evet, Lant. Şüpheli davranıyor, yaratıcıların fikrini değiştireceğinden korkuyorum. Elytra, Sanctum veya Neithan yanında zayıf kaldığı için herkes onun söylediği şeyleri dinliyor. Yapman gerekeni biliyorsun.

Atrium: Şüphelenmeleri an meselesiydi. Yaratıcılar ne durumda peki ?

Wolf: Hala kararsızlar, durumdan haberdar olduklarını sanmıyorum. Lant tek başına bir işler yapmaya çalışıyor.

Atrium: Bu kadarı yeterli. Zaten yanlarına uğramam gerekiyor. Gitmişken biraz olay da çıkarırım.

Wolf ışınlanarak yanından ayrıldı. Atrium zaten yaratıcıların yanına uğraması gerekiyordu Syra Antik kanı taşıyan biriydi belki onu oradan bir türlü yakalayıp çıkardı. Ya da Lant'i kandırmayı deneyip başka antik çağdan yaşayan birileri var mı öğrenmeye çalışırdı. 


**************************


Ecore kılıcını Atrium'a doğrulttu. 

Ecore: Buraya yalnız başına gelebilecek kadar aptal olabileceğini bilmiyordum. 

Atrium: Bu benim için küçük bir sorun o kadar ilk örücünün artık ne istediğini biliyorum, senin buraya geleceğini de tahmin etmiştim burada her şey sona erecek Ecore şansın varken kaç.

Bariyerde açılan delikte diğer insanlar gözükmeye başladı Neithan savaş alanına varmıştı. Atrium'un etrafı sarılmıştı. 

Lant: Sana seçenek sunardım ama zor yoldan halledeceğimiz belli.

Atrium sırıtarak onlara bakıyordu. 

Atrium: Öyle olsun, yükselin ve savaşın !

yerdeki toprağı delerek çıkan devasa örücüler Atrium'un etrafında pozisyon aldı buraya tek gelecek değildi tabii ki. Lant saldırı emrini verdiğinde her şey birbirine girmişti. Ecore örücü formunda Atrium'un örücü formuna karşı savaşıyordu. Etraf gerçekten büyük bir karmaşa içindeydi. Lant Canmore ve Windsor'u baygın oldukları için bariyerin içine götürdü sonra Lancaster'ın yanına geri döndü Lancaster'ı yerden geri kaldırdı. 

Lant: Gitmelisin, hemen. 

Lancaster: Hayır artık kaçamam Atrium'a yaklaşmamı sağla yeter daha fazla dayanabileceğimi sanmıyorum.

Lant başını sallayarak onayladı o'da savaşa katılsa da örücüler bu sefer sahip oldukları güçleri kullanmaktan çekinmiyordu hatta savaşı kazanıyordular bile.  Atrium'un "Lancasterı yakalayın", emrini vermesi ile örücüler diğer herkesi görmezden gelip onun üstüne doğru ilerlemeye başladılar. Örücüler saldırıları normalden daha hızlıydı ne kadar hızlı hareket etseler de saldırılarından kaçınmakta zorlanıyorlardı zaten Lancaster'a ulaşmalarına fazla kalmamıştı da Atrium'u ise ondan uzak tutan tek şey Ecore'du. Hiç biri Sarı örücünün Lancaster'a ulaşmasına engel olamadı. Örücü Lancaster'ı avucunun içine aldığında Lancaster'ın Aurası örücünün üstünde yayılmaya başladı tıpkı Lancaster'da olduğu gibi mor çizgiler sarı örücünün etrafını sardı o da Lancaster gibi kırılıyordu. Örücü büyük bir ışık patlaması ile yok oldu. Örücü öylece yok olmuştu geriye hiç bir şey kalmamıştı Lancaster ise yere geri düşmüştü. Atrium'un buraya gelirken olmasını istemediği şeyde buydu. İşi kendisi halletmesi gerekecekti, yine. Mavi örücünün Ecore'un dikkatini dağıtmasıyla Lancaster'a doğru ilerlemeye başladı. İnsan formuna geri döndü daha hızlı hareket etmeli ve saldırılardan uzak durmalıydı. Lancaster'a yaklaşsa da Neithan'ın üzerine gelen kılıcından kaçmak için kendini geriye attı. O kılıç onun için fazlasıyla tehlikeliydi ama Neithan veya başkalarıyla uğraşacak vakti yoktu. Hem Neithan hemde Lant şimdi sadece ona saldırıyordu terslikler olabileceğini tahmin etmişti. Atrium'un arkasından gelen devasa ateş dalgası savaş alanının içindeki herkesi yuttu. Ateş yavaşça dağılmasıyla ateşin içinden beliren Aiden Neithan'a ani ve güçlü saldırılar yapıyordu. Nisar'ın ateşi ona zarar vermiyordu ve ateşi kendini kamuflaj etmek için kullanıyordu. Atrium'un karşısında hala Lant duruyordu Lancaster ile arasındaki tek kişi oydu Nisar'ın arkadan oluşturduğu başka bir ateş dalgası doğruca Lant'a çarptı, sarı renkli bariyerine çarpan ateş Lant'ı geriye sürüklüyordu. Atrium avantajı kullanarak Lancaster'ın yanına gitti ona yaklaştığında altlarında ikisini de bu karmaşadan uzaklaştıracak bir portal oluşturmaya başladı. Lancaster'ın ona dokunmasıyla Vücudunun çatladığını hissetti, vücudu diğerlerine göre daha yavaş çatlasa da yine de verdiği acı aynıydı. Oluşturduğu portal onları savaş alanından götürdü şimdiyse tamamen karanlık bir yerdeydiler hiç bir şey yoktu sadece saf karanlık. Lancaster'ın tuttuğu Atrium birden öylece yok oldu. Karanlığın içinden ona doğru bakan gerçek Atriumu gördü ona doğru gitmek istese de hareket edebilecek durumda değildi her şey canını yakıyordu nefes almak bile istemiyordu. 

Lancaster: Seni... öldüreceğim... 

Atrium ona bakmaya devam etti.

Atrium: Bunu sık sık duyduğuma emin olabilirsin.

Atrium Lancaster'ın anlamadığı dilde bir şeyler söylemeye başladı Lancaster'ın altında beliren sembollerin hepsi yavaş yavaş yok olmaya başlamıştı. Lancaster'ın görüşü düzelmişti, nefes almakta artık zorlanmıyordu en önemlisi de artık normal olarak hareket edebiliyordu. 

Lancaster: Büyük hata.

 Atrium'a doğru koşsa da bir bariyere çarptı ve durdu. 

Atrium: Davranmadan önce dinle.

Lancaster: Beni boş yalanların ile kandırman için mi ?

Öfke içinde bariyeri yumruklamaya devam etti. Atrium basit bir el hareketiyle önündeki bariyeri kaldırdı. Lancaster anı kullanıp zırhını giydi elindeki mızrağı hiç düşünmeden Atrium'un göğsüne sapladı. Atrium bu yaptığı hamleye bir tepki veya karşılık vermedi. 

Atrium: Yaptığının bir yararı yok silahlar beni öldüremez sadece yavaşlatır. Sadece dinle eğer seni öldürmek isteseydim bunu çoktan yapardım, düşünerek hareket et.

Lancaster mızrağı geri çekerek tekrar saldırdı Atrium basit bir şekilde kenara adım atarak saldırıdan kaçındı.

Atrium: Bunu sonsuza dek deneyebilirsin benim vaktim var.

Lancaster da sonunda yaptığının bir işe yaramayacağını fark etmişti. 

Lancaster: Neden beni buraya getirdin o zaman konuş. 

Atrium: Zevkle, artık düşmüş formunda değilsin üzerindeki büyümü tamamen etkisiz kıldım. Lancaster artık ben bu durumdan gerçekten sıkıldım. 

Lancaster: Neyden sıkıldın bizle savaşmaktan mı yoksa bizi öldürmenin farklı yollarını bulamadığın için mi ?

Atrium: Her şeyden bu döngüden, bu bitmek bilmeyen savaştan ikimizde aynı amaç için savaşıyoruz. 

Lancaster: Hayır sen insanları amacın doğrultusunda öldürüyorsun. 

Atrium: Çünkü zorundayım bu döngüyü sonlandırmak son çarem. Konuşmamı kesmekten vazgeç ve sadece dinle. Sen ne kadar hatırlamasan da bu olayları on binlerce yıl öncede milyonlarca yıl öncede ben yaşadım. Sonuç ben ne yaparsam yapayım her zaman aynı oluyor bana karşı savaşıp ölüyorsunuz. Ben milyonlarca yıldır bu aptal döngünün içindeyim sizi ne zaman öldürsem örücü vücudumun kontrolünü yeniden ele geçiriyor ve yeniden ele geçiriyor ta ki siz yeniden gelene kadar beni hapsediyor. Senden beni dinlemememi istediler çünkü sana gerçekleri anlatmamdan korkuyorlardı. Silahını indir ve kendini bana sal bırak sana gerçekleri göstereyim bırak sana onların bunca zamandır senden saklamaya çalıştığı şeyi göstereyim.

Lancaster mızrağını Atrium'a doğrultmaya devam etti söylediklerini düşünüyordu. Bunca zamandır gerçekten yanlış tarafta savaşmış olabilir miydi ? onlara sırf Atrium'u öldürmek için bitmek bilmeyen yalanlar ile kandırmış olabilirler miydi ? 

Lancaster: Hayır. Senin yalanlarını dinlemeye ihtiyacım yok.

Atrium Lancaster'ın arkasında bir portal açtı, Örücülere karşı verilen savaşı görebiliyordu. 

Atrium: O zaman git, ve yalanlar içinde yaşamaya devam et.

Lancaster bunun bir illüzyon olmadığından emin olmak için portaldan kısmen içeri girdi hayır bu portal gerçekti Atrium portalı gerçekten onun çıkması için yaratmıştı oraya gitmek istiyordu şimdiye kadar tanıdığı kişilerin yanına ama portaldan geçmedi. Mızrağını yere bırakıp üzerindeki zırhı çıkarttı. Yaptığından sonunda pişman olabileceğini bilse de bu ona doğru geliyordu. Lancaster portal yavaşça kapanırken son bir kez içinden baktı. 

Lancaster: Tamam, kabul ediyorum. 

Atrium: Mantıklı biri olduğunu biliyordum. 

Atrium ellerini Lancaster'ın başının yanlarına koydu. 

Atrium: Kendini bırak ve sakinleş.

Yeni Başlangıç (Serinin 1. kitabı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin