SINIRPROLOG 2
✨✨
Güneşli bir gökyüzünün altında, dinleniyorlardı.Rüzgar, ılık ellerini bahçede bulunan bütün misafirlerin teninde dolaştırıyordu. Kuş sesleri çocuk seslerine karışmış, güzel bir yaz gününün resmini çiziyordu.Adana'da ilk defa termometreler, sakin sayılacak rakamları gösteriyordu.Tüm yüzü kapsayan gülümseler görenin içini ısıtırken, kahkahalar gökyüzüne doğru uzanıyordu.Böylesi sıcak bir yaz, Karael malikanesinin tarihinde bir ilkti.
Büyük, sarayı andıran malikanede, ilk defa misafirleri vardı.Beyaz ikili koltuğun birinde Bayındır çifti, diğerinde ise Ademoğulları çifti oturuyordu. Karael ailesinden ise Ertuğrul ve Firuze çifti yanlarındaydı.Önemli bir buluşmaydı.Adana'nın en önemli ve en güçlü üç ailesi bir biraraya gelmişti.Servetleri Türkiye nüfusundan fazla olan üç aile.
Malikanenin bahçesi bu kadar doluyken içerisi de aynı doluluktaydı.Cihat ve Cahit, yaşıtları Azer ve İlber Bayındır'la çalışma odasındaydılar. Gri koltukta tüm yakışıklılığı ile oturan Cihat Karael'in gözleri güzelleri güzeli eşi Zühra Karael'in şiş karnındaydı.Kızının geleceği anın heyecanı, karışık renk gözlerinden okunabiliyordu.Dingin, huzur verici mutluluk vardı yüzünde.Kardeşi Cahit ve eşi de karşılarındaki koltuktaydı.Misafirleri Azer- İlber Bayındır ise yalnız gelmişlerdi ve dip dibe oturuyordu.
"Kız ne zaman geliyor?"diye sordu Azer Bayındır.
"Yakında.Çok az kaldı."Zühre Karael gülümseyerek.
"Sağlıkla gelsin.Dayıları olarak heyecanla bekliyoruz yeğenimizi."
"Amin."
"Teşekkür ederiz."diye fısıldadı Cihat Karael centilmence.
"Cihat'a ikinci bir hediye daha."İlber zoraki gülüsemeyle."Hayat her anlamda sana güzel Cihat..Güzeller güzeli bir eşin var.İki çocuğun...Birincilikle bitirdiğin okulun..Herkesin gıpta ile baktığı yakışıklılığın...Arkanda dağ duran bir ailen.Çok şanslısın biliyor musun?Çok." Kadehi dudaklarına götürdü.O anda kahverengi gözleri"İsteyip de alamadığın bir şey oldu mu acaba bu hayatta? Başarısız oldun mu hiç? Bir insanın her iş mi elinden gelir? Bir insan her konuda mı başarılı olur? Yeni mezun olmana rağmen tüm şirketler peşinde, eş olarak başarılısın, eşinin sana ne kadar aşık olduğunu bilmeyen yok.Şirket işlerini söylememe bile gerek yok.Aileni en zirve noktasına taşıdın. Söylesene Cihat, nasıl bu kadar başarılısın?"
Sözcüklerinin sesi vardı; kıskançlık ve öfke dolu tınılar duyuluyordu bu anda.
"Biraz gergin oldu sanki burası."dedi Azer uyarı veren sesiyle.
"Ne gerginliği canım.Konuşuyoruz.Değil mi Cihat? Arkadaşız biz.Takılıyorum ona.Alınmaz bana."
"Arkadaşız tabi İlber.Aynı sıralarda yan yana öğrendik mühendisliği.Bizde aramızda öyle şeyler olmaz."
"Seni tanımasam Cihat'ı kıskanıyorsun derdim.Sonuçta yarışmayı o kazandı.Sen de iyi bir proje sunmuş olmana rağmen."dedi bir anda Cahit, gözleri İlber Bayındır'a dikkatle bakarken."Kazanan kişinin adının tüm dünyada mühendislik alanına altın harflerle kazanacağını ve örnek biri olarak anlatılacağını da varsayarsak..."
"Saçmalık."İlber itirazla.İçki bardağını ağzına dikti.
"Bence kıskansan bile normal.Cihat Karael artık bir dünya markası.Mühendisler odası başkanının bile önünde ceket iliklediği bir adam.Sayısız teklif aldık bu kadar kısa bir zamanda.Kaybın büyük.Hem kendi adına hem de aile şirketiniz adına."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIR
Teen FictionÖpüşü beni darmaduman edebilecek, yok edebilecek, lezzetli bir azabı verebilecek şeydi. Bir ateş yandığında, yakar. Yakarsa kül ederdi, yok ederdi. Oysa o, Tanrı'nın ateşiydi. Onun ateşiyle var oluyordum. "İstemem, istemiyorum.Durma, et."dedim nef...