#2.DİRENİŞ

71.2K 1.9K 1.5K
                                    

Hayat çok riyakardı : Önce gülen yüzünü hemen ardından acı yüzünü gösterirdi.Gülen yüzünde anılar, acı yüzünde keder biriktirirdi.Bu yüzden ne hayata ne de yüzlerine güvenilmezdi.

Ahmet Yıldırım, Mersin'deki büyük denilebilecek bir şirkette çalışan ve benim de babamdı.Ablam öldükten sonra acımasız yanını daha çok hissettiğim kişiydi.Bana kökleri bedenim olan, dalları boynuma dolanan zehirli bir ağaç bırakmıştı:geçmiş.

Göz kapaklarım aralanmaya başladığında kulağıma anlayamadığım sesler doldu, belli belirsizdi.Boğazım delicesine kuru ve başım ağrırken bir an gözlerimi açamadım, yarı aralandı sonra tekrar kapandı ağırlığını taşıyamayarak.

Zorlanarak nefes nefese araladım gözlerimi.Yutkundum.Uzanmış haldeydim.Beyaz renkli tavanla karşılaştım ilk önce.Gri renk bir ahize beyaz tavana asılmıştı, tepemdeydi ve yaydığı ışık gözlerimi yordu.

"Çevredeki tüm kamera görüntülerini temizle Kerem.Okulun çevresinde başıma iş açacak bir görüntü kalmasın."Diyen sert , tok ses kulağımın içine süzüldüğünde bu sesi hemen tanıdım."Dediklerimi yaptıktan sonra istediğim dosyaları bu gece mail olarak bana at.İnceleyeceğim."

Göğsüm hızla inip kalkarken, kısık gözlerim tepemdeki ahizedeydi. Bedenim o kadar güçsüz, o kadar ağır ve acılı bir haldeydi ki şuan nerede olduğumu , neden bu halde olduğumu anlamaya çalıştım birkaç saniye.

En son ne olmuştu?

Hatırlamaya çalıştığımda başıma bir ağrı saplandı.

"Liseli.." Olduğum odada duyduğum sesle irkilerek , korkuyla sesin geldiği yere çevirdim başımı.O koyu gözler ve o beden kapının girişinde kapının yarısını kapatırcasına dikilmişti."İlkini arabamın içinde, ikincisini gişede olmak üzere iki kere vurdum. "

Kafama yediğim sert darbeler aklıma geldi.İki defa mı almıştım başıma darbeyi silahla?

"Neredeyim?"Sesim cılız ve güçsüzdü.Yavaşça yatırılmış olduğum koltukta doğruldum o saniye başıma keskin bir ağrı saplandı doğrulamadan."Ne oluyor bana?Ne bu ağrı?Ne yaptın bana?"Bir elim ağrıyan başıma giderken yüzüm acıdan ve korkudan buruşmuştu."Allah'ım başım..çatlıyor.Patlayacak gibi...Ne oldu bana?"

Yüzüm acıyla buruştu.

Kapının önünde delici gözlerin tenimde gezindiğini hissederken, ağrısı geçsin diye parmaklarıml başımı ovdum..İçinde kılıçlarıyla birbirine saldıran düşünceler vardı sanki.

"Bak hele... Boşuna deneme liseli. Ovma."Kelimeleri kılıçlarını kuşanmış savaşa hazırdı."Silahla vurdum kafana.Basit bir baş ağrısı değil o. Iki darbeden sonra normal olamaz da. "Demesiyle yüzüm allak bullak oldu, başımı yerden kaldırıp ona baktığımda bana doğru geldiğini görmemle korkuyla koltukta geriye doğru kaçtım anında.

"Yaklaşma bana."diye bağırdım korkuyla koltukta gidebildiğim kadar giderek."Yaklaşma duydun mu?Neredeyim ben?Hastaneye gidiyorduk biz?"Tüm bedenim korkuyordu şuanda.Benim bağırmamı ve köşeye sinmemi umursamadan yanıma yürümeye devam etti."Neden başıma silahla vurdun?Ha?Derdin neydi?"

" Sakin, cinleri tepesine hemen çıkmayan bir adam değilim. Genelde buranın insanı olarak değiliz. Sesini yükseltmeni önermem. "Adam tüm heybetiyle yürürken gözümde büyüdü ve büyüdü , üstünde ilk gördüğümdeki siyah tshirt vardı hâlâ ve hemen yanımdaki siyah renk masaya avucundaki bir şeyi bıraktı sakince."Bu son derece etkili bir ağrı kesici. İçmen iyi olur. Sabaha kadar darbe almış başının ağrısı çekmek istemezsin."

SINIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin