Merhaba, finallerime bir haftadan az bir süre kala uzun bir bölümle geldim. Yorumlarınız heyecanla bekliyor olacağım.
Oy vermeyi ve yorumlara arkadaşlarınızı eklemeyi unutmayın lütfen.
Kim kısmıştı dilimin sesini böyle ben zihnimin sesinden sağır olmuşken?
Konuşmaktansa karşındaki insanı dinlemeyi seçen insanların dilinin sesleri hep kısıktır, düşüncelerinin sesleri ise o kadar yüksek seslidir ki o insanların diğer insanlara karşı tepkisiz olmalarının nedeni budur , duymazlar.
Benim zihnimdeki sesleri kim açmıştı böyle duymamak isterken ben böylesine?
Karan Yağız Karael'in arabasında , onun hemen yanında sessizce otururken gözlerim önümde akan trafikte olsa da düşüncelerimin yüksek sesi gerçek dünyayla arama bir perde çekmişti.Düşünüyordum , düşünüyordum , düşüncelerimin birbirine sürtmesiyle çıkardığı ateşler beynimi yakana kadar düşünüyordum.
Sena ve Alaz'ı.
O videoyu.
Karan'ın Girne Köprüsü üzerinde adamın iki kolunu da kırdıktan sonra Atakan ve Kerem'in araya girmesiyle oradan uzaklaşmış ve Karan'ın emriyle çevredeki kamera görüntüleri silinmişti.Karan Sena'nın yayınladığı videoyu da kaldırmış mıydı?
Birden omzuma dokunan eller yerimde sıçrayadım."Ne oluyor?"İrkilerek arkama döndüğümde arka koltukta öne doğru eğilmiş ellerini ben masumum dercesine havaya kaldırmış Asu'yla karşılaştım.
"Korkutmak istememiştim Lavin çok özür dilerim.Sabahtandır sana sesleniyorum sen cevap vermeyince bakmak istedim."Asu yüzümü masum gözleriyle tartarken yüzümdeki o irkilmiş ifade parçalandı ve bunu gören Asu rahatladı.
Ben de.
Şu iki günde o kadar çok olay , çatışma ve hemen ensemde biten , bana silah dayayan düşmanlar görmüştüm ki artık üstüme sinmiş olan bu korkuyu silemiyordum.Bedenim her an tetikte, yaşanacak bir olayı , kovalamacayı bekler hale gelmişti.
"Sorun değil Asu , dalmışım biraz kusura bakma."diye mırıldandığım an sesim kuru ve kısıktı.Diyordum ya sessiz insanların düşüncelerinin sesleri olurdu hatta o kadar çok yüksek seste olurdu ki sesleri dış dünyadaki sesleri duydurmazdı."Ne söylemiştin bana?"dedim ve biraz olsun tebessüm etmeye çalıştım.
"Yol çok sıkıcı değil mi sizce de? Biraz müzik açalım mı ne dersiniz?Abi?"Asu'nun sesi mutlu ve çocuksuydu.Ne diyeceğimi bilemeyerek ona baktığım an gözlerini Karan'a çevirdi. Şuanda Asu'nun yüzü istediği oyuncağı aldırmaya çalışan bir çocuk gibiydi."Abi üniversiteye daha çok var.Lütfen , hadiii ama.Biliyorum sevmiyorsun abi ama kırma bu güzel kardeşini"
Yan tarafıma çekingence döndüm ve sabahları beni sımsıkı sarmış, üstünden sigara kokusu yayılan takım elbiseli bir Karan'la ki Karan asla takım elbisesiyle uyumazdı, uyanmamızı saymazsak neredeyse iki gündür görmediğim Karan'ın yüzüne baktım.Bakmamla dikiz aynasından kardeşine bakan gözleri bana çevirdi.
Karışık renk gözleri üstünde sineklerin uçtuğu bir ölüydü."İster misin liseli?"
Karan'ın sorusu ile bir an afallayarak ona bakakaldım.Karan bana bir şeyi isteyip istemediğimi mi soruyordu?Garipten şeyler mi duymaya başlamıştım?Yok, gayette benden cevap bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIR
Teen FictionÖpüşü beni darmaduman edebilecek, yok edebilecek, lezzetli bir azabı verebilecek şeydi. Bir ateş yandığında, yakar. Yakarsa kül ederdi, yok ederdi. Oysa o, Tanrı'nın ateşiydi. Onun ateşiyle var oluyordum. "İstemem, istemiyorum.Durma, et."dedim nef...