#6.SALDIRI

40.9K 1.5K 1K
                                    

Büyük bir esirlik, insanın kendi zihninde yaşadığıdır ve ne yazık ki onun özgürlüğü yok.

Zihin; içinde savaşların verildiği, içinde bir dünyanın kurulabileceği, içinde tek kişilik bir hapishananenin olduğu bir yerdi.Ne çok savaş vermiş olsam da zihnimde, dünyadan daha çok sığındığım yerdi.Daha mutluydum orada.

Çünkü dünya, kurduğumuz değil zorunlu olarak oynadığımız bir yerdi, sevmeyişim bundandı.

Oyunda bir kere oynama hakkı bulunan, kirli sahnesinde mutluluğu pek oynatmayan bir tiyatroydu dünya.Çok ağlatan, çok yanıltan bir sahne.Yaşadığım mahalledeki insanların dar kalıp düşünceleri izlenilemeyen bir oyundu.

Benim gördüklerim, benim okuduklarım başkaydı.Bu sahne, benim sahnem olamazdı.Bana verilmiş olan küçük odanın içindeki koyu renk dolabımı araladım ve önüme düşen onlarca kıyafetin içinden şişme montu çıkardım.Ve üstüme geçirdim.

Siyah boğazlı kazağın üstüne geçirdiğim şişme mont çok aşırı rahattı.Bana en az iki beden büyük gibi olmuştu ama en küçük bedendi aslında mont.Sanırım yeni çıkan montlardandı.Montun ön taraflarından birleştirdim ve boğazıma kadar çektim fermuarını.Açık olan kızıl saçlarımı da tepeden dağınık bir topuz yaptım.

Odanın içinde, ahşap ve küçük çalışma masamın yanında duran boydan aynadan kendime baktığımda hazır olduğumu gördüm.Odaya son kez bir bakış attım.Gri çarşafın serili olduğu yatak topluydu.

Yatağımın hemen yan tarafında, iki füme duvarın arasında özel olarak yapılmış olan beyaz duvar vardı ve duvarda farklı bpyutlarda çeşit çeşit , dekorasyon amaçlı çerçeveler asılıydı.Beyaz ağırlıklı çerçeveler.

Rezidansın önünde dizili olan arabalardan en lüks olanı yani Karan Karael'in arabasına bindim.Karan Karael arabayı çalıştırdığında, sessizliğimiz yırtıcı çığlıklarla doluydu.

"Nereye gidiyoruz Karan?" Ona çekinerek baktım, bakışlarımdaki yaralı kızı ilk defa saklama gereği duyarak.O ve onun ruhu gören koyu bakışları altında mayınların olduğu o tehlikeli araziydi."Neden bu kadar üst derece güvenlikli bir evin olmasına rağmen beni kendinle birlikte Adana caddelerinde koşturuyorsun?Evinin önü korumalarla dolu ayrıca."

Sorum arabanın içine dağılırken arabasını rezidansın içinden çıkardı, geçmemiz için açık tutulan siyah, demir kapıdan çıktığında dört farklı yüzü gördüm.Rezidansın dışında sadece ağaçlar ve yol vardı.

"Kaybolan iki dosyalarım değerli. Hatayı kabul etmeyecek kadar değerli."Karan bulunduğumuz ıssızlığı geride bırakıp anayola geçerken, omzunun üstünden baktı.Stabil ve uykusuz gözlerle." Baban dosyayı bana verip, sen evine dönene kadar bu şekilde olacak liseli. Evim üst derece bir güvenliğe sahip olabilir ama misafirimi evde tek bırakmak doğru olmaz."

"O zamana kadar böyle mi olacak yani?Seninle Adana'nın tüm caddelerini dolaşacağım yani?" Karan Karael umursamadığını belli eden bakışlarla bakıyorken , çilem parmaklarımdan kaydı."Biz böyle anlaşmadık konuşmadık seninle.Böyle misafirlik olmaz.Yerimde duramıyorum, her an seninleyim."

O acımasız bir kraldı ve beni kendi şehrine sürgün etmişti.Nedeni ise babamla yaşadığı o olaydı.Ama benim suçum neydi?Neden sürgün edilen bendim?

"Biz değil ben konuştum.Sen de kabul ettin.Çünkü arkadaşlarının yaşamı söz konusuydu." Dedi sertçe."Seni kaçırmamış  olmam, bir depoda değil de evde olman senin rahatça gezebileceğin anlamına gelmiyor."Sert, ifadesiz sesi."Fırsatını bulduğun an kaçmaya çalışacaksın.Bu kadar üst güvenliğe ve rezidansın önündeki korumalara rağmen. Ve benim bir ergenle uğraşmayacak kadar işim var."

SINIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin