Bölümün okuduğunuz gün ve saati yazar mısınız? Yorumlarda sizi bekliyorum.Satır aralarında buluşalım.
❄❄
"Ruhunun tablosuna sürülecek kurşuni bir renk, uyuma bugün güneş göğsünü delecek.Bir kız çocuğunun yaşları dökülecek, şafak sökmeyecek."Diye mırıldandı sarayındaki Lavin şarkı mırıldanır gibi, acımasız kralın hemen yanında dururken."Ruhu hep yalnız geçecek."
Cam kenarında , oturduğum sandalyeden bir hışımla kalktığımda kulağıma çalınan çığlıklar yükselmişti.Yangın var diye bağırıyorlardı.Gözlerim merdivenlerin oraya döndüğünde yükselen dumanları gördüm.
Korku bir hançer gibi saplandı göğsüme.
"...Anne."diye ağlayan kız çocuğunun sesi ile korku dolu bakışlarım merdivenlerin oradan bana el sallayan kız çocuğuna gitti."Anneciğim korkuyorum."Ağlayan kız çocuğu eliyle yüzünü kapattı."Anneciğim neredesin?Korkuyorum..."
Bir an bile beklemedim ve aramızdaki masaları hızla geçtim, masasının önünde bittim ."Gel ablacım, annenin yanında gidiyoruz."dedim soluk soluğa.Ve ona doğru uzandım.Ama beni itti."Ağlacığım...Gel, gidiyoruz."dedim kaşlarım çatılırken.
"Annem nerede?"diye ağlayan kız koluna uzandım ama kendini geri çekti."Annem ben gelene kadar buradan ayrılma dedi."dediğinde yüzündeki ellerini çekti ve o an yaşlarla dolu küçük yüzünü gördüm."Ben annemsiz gitmem.Annem gelecek."
Çığlıklar kulak zarımı tahriş ederek içine dolarken, bir anda kızın kolunu yakaladım.
"Annen aşağıda."dedim öfkeyle.Birden kızı kaldıracakken ardı ardına öksürmeye başladım, kızı yakalamaya çalıştım ama bedenim sarsılıyordu."Kalk..."diyebildim zar zor öksürüklerimin arasından."Annen aşağıda.Onun yanına gidiyoruz.Güzelim hadi gel."
Kalbim şiddetle atarken çığlıklar yükseldi.Boğazı alev alacakmış gibi yanarken küçük kızı bir güçle tuttum ve kaldırdım.O an kafenin içindeki çığlıkların yükseldiğine yemin edebilirim.
"Annem gelecek..Bırak."diyen küçük kız ağlayarak benden uzaklaşmaya çalıştığında ne yapacağımı bilemedim bir an.Kafe cayır cayır yanıyordu."Bırak beni bırak."dediğinde sesi korku doluydu.
"Annen seni bana emanet etti hatırlıyor musun?"dedim küçük kızın yüzüne bakarak,yumuşak bir sesle.Ağlarken başını aşağı yukarı salladı."İşte şimdi..aşağıya inelim ikimiz tamam mı?"diye sorduğum an öksürmeye başladım, ciğerlerim yerinden çıkacaktı sanki.
"Tamam..Ama beni anneme götür."diyen kızı elini kavradım öksürüklerimin arasından, gözlerim dolmuştu."Abla korkuyorum...Çok korkuyorum."Ağlayan, korku dolu o ses yüzlerce sesin dolduğu kulağıma dolduğu an öksürmem dindi ama ciğerim parçalanmıştı sanki.
"Korkma ablam.Çıkıyoruz."Elini kavradım sıkıca ve arkamı döndüm.Dönmemle yerimde kalakalmam bir oldu.Sarı ve yakıcı alevler ve odunların yanarken çıkardığı o ses göğsümü ateşe verdi."Hassiktir!"dedim korkuyla."Bu ne?"
Dumanlar kafenin her yerine yayılmıştı.Birden tekrar öksürdüm, elini tuttuğum o küçük kızın ağlama sesini duyarken soluğum kesildi.Acilen buradan çıkmalıydık.
"Annemi istiyorum ben..anneciğim.Anne!"diye bağıran kız ile hızla öne doğru bir adım attım ama küçük kız adımıma yetişemedi."Abla çok korkuyorum...Alev bak alev..."dediğinde eliyle karşıyı gösterdi."Alev var!Korkuyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIR
Teen FictionÖpüşü beni darmaduman edebilecek, yok edebilecek, lezzetli bir azabı verebilecek şeydi. Bir ateş yandığında, yakar. Yakarsa kül ederdi, yok ederdi. Oysa o, Tanrı'nın ateşiydi. Onun ateşiyle var oluyordum. "İstemem, istemiyorum.Durma, et."dedim nef...