Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın. Satır aralarında arkadaşlarınızı etiketleyebilirsiniz.
❄❄❄❄❄
İçimde, daldığım o uzakların özlemi var. Yaralayıcı bir özlem. Çok fazlaca gitme isteği içerisindeyim, çok fazlaca kalamıyor gibiyim. Sığamıyor. Sanki yola bir çıksam, babamdan ve bu düşüncelerden bir uzaklaşabilsem her şey düzelecek, her şey bitecekmiş gibi geliyor. Sancı içerisinde bir yanım var, geleceğe koşmak istiyor delice,inanıyor da, umutlu. Fakat diğer yanım ise yaşamdan oldukça korkulu, azap içinde ve dehşete düşmüştü. O yanım ise delicesine koştuğu o gelecekten kaçıyor. Yolunu bulamıyor.
Mahallesine bakıyor, içindeki insanlarına ; Sonra büyük bir inançla kendi hedeflerine bakıyor, yapabileceklerine ama çaresiz kalıyor.
Büyük bir yeryüzü bu yer küre ; Tek kanadı kuşa dönmüşüm, ne uçuyorum ne düşüyorum.
Karan Yağız Karael'in sargısının yenilenmesinin seslerini duyarken, donuk gözlerim geçmişimin üstüne çetler çekerek kapattığım o korkuylaydı.Başım Karan'ın tamamı dövmeyle dolu çıplak koluna yaslıydı ve yerdeki parkeye bakıyordum.
"Kendini çok yormuşsun Karan.Dikişlerini felaket zorlamışsın"diyen Kerem, kanlanmış sargıyı kahverengi masanın üzerine bıraktığını gördüm göz ucuyla.Kerem'e değil parkeye bakıyordum."Bu kadar zorlamaman gerekirdi bu dikişleri bunu sende biliyorsun.Şunun haline bak."Kerem sustu."Bir süre kimseyi dövmezsen veya yaralamazsan bu dikişler gider.Buna pek inancım yok ama"diyen Kerem sert bir alaydaydı.
Karan'ı Kerem büyütmüştü lise zamanlarında.Ona askeri eğitim vermişti Kerem ve bir nevi hocasıydı Karan'ın.Şuan böyle konuşabilmesini buna yoruyordum. Çünkü Karan Yağız Karael'le böyle konuşabilen birine daha denk gelmemiştim.
"Başımı ütüleme Kerem gece gece.Bir de sen başlama başıma benim" Karan'ın sesi düz , umursamaz diyebileceğim tondaydı.Koltukta, üstü çıplak bir şekilde uzanmıştı ben de yanına kıvrılmıştım."Hiç ses kaldıracak başım kalmadı.Yeterince doldu bugün."
O koyu gözleri koluna yaslanmış başımdaydı , bakışını hissedebiliyordum ama ona bakmıyordum.Başımı yasladığım kolunda, parkeye bakıyordum.İçimde garip bir huzursuzluktaydım , acı çekmiyordum ama mutlu da değildim.
"Her şeyin bir bedeli var Karan."dedi Kerem dışarıda , diğer korumaların yanındaki halinden uzak.Rahat."Sahip olmak istediğini değerli kılan ona harcadığın zamandır derler , bilirsin.Dosyalarını alana kadar böyle, çekeceksin."
"İş gücüm var benim, kapat sargıyı birader.On beş yaşındaki ergen değilim farkında mısın?"dedi Karan sakin ama sert bir sesle.Kafasının altında yastık vardı , boynu ağrımasın diye ben koymuştum."Bana afilli cümleler kurma.Ben, beni neyin beklediğini biliyorum , razıyım da."Karan bir an durdu."Şirketim için yapamayacağım şey yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIR
Teen FictionÖpüşü beni darmaduman edebilecek, yok edebilecek, lezzetli bir azabı verebilecek şeydi. Bir ateş yandığında, yakar. Yakarsa kül ederdi, yok ederdi. Oysa o, Tanrı'nın ateşiydi. Onun ateşiyle var oluyordum. "İstemem, istemiyorum.Durma, et."dedim nef...