Dışarıdan çok sessiz , çok sakin ve çok tahammül sahibi biri görünsemde aslında çok tahammülsüz biriydim insanlara karşı. Bazı anlarda onların yüzlerine, bazı anlarda onların seslerine tahammül edemiyor ve çok bunalmış hissediyordum kendimi.Ne sığabildim bu dünyaya ne kaçabildim.Kaldım, kaldığım yerde tahammülüm tükendi.Tükenen tahammülüm beni sessizliğe iten diğer bir nedendi belki de.Bazen dünyalar kadar büyük bir neşeyle karşılamak isteyecek kadar dolu doluydum, bazen de kucakladığım o dünya üstüme yıkılmışçasına derin bir kederle doluydum. Farklı, kimilerine göre garipti bu hallerim.
Dilimde birikmiş kelimeler koftur artık; güneş çare etmez, gücünü geri vermez ve kimseye tek bir harfini vermez.Kendinedir, söylenmez.Sürgündür bu kelimeler, kendi için dışında af vermez.
"Sakın sesini çıkarma"
Karan'ın hemen arkasında nefesimi bile dikkatle almaya çalıştım , o an hemen önümdeki Karan silahının kilidini yavaşça açtığında rahatsız edici sessizliğin içinden korku tırmanıyordu.Dışarıda yağmur yok ama rüzgar vardı.Ve bu bile şuanda rahatsız ediciydi."Burayı kimse bilmiyordu Karan.."
"Hışşş...sessiz"Sakince benim sadece rüzgarın sesini alabildiğim dışarıyı dinlediğinde gecenin bu saatinde bu yağmurda burada kimsenin olup olmayacağıydı aklımdan geçen soru."Yanımda olduğu unutma."
Hızla kafamı aşağı yukarı salladım.
Mutfaktaki bahçeye çıkan pencerenin dışarısına bakan Karan ile ölüm sessizliğini yırtan sesi duyduk aynı anda.Ve bir an sonra karanlıkta göz gözü görmezken kapının kilidinin oynanma sesini duyduk.
Gerçekten biri var!
Gözlerim irice açılırken dudaklarımı birbirine bastırdım ve biraz daha Karan'a sokuldum karanlıkta.Birisi kapının kilidini zorluyordu ama yapan kişi o kadar profesyoneldi ki mutfakta olmazsam bu sesi duyamazdım.
Nefes nefese kapıya bakarken kapının kilidi açıldı, nefesimi tuttum , bir an sonra kapı yavaşça içeriye doğru aralanırken adım sesi duydum.Biri gelmişti , gerçekten de Karan'ın dediği gibi biri vardı dışarıda.Ama korkmuyordum çünkü Karan Yağız'ın yanındaydım.Bir adım sesi daha duyduğum an birden hiç beklemediğim bir şey oldu karanlıkta.
Karan adama doğru yandan sert , ete değdiğini ve acıttığını belli edecek bir tekme attı saliseler içinde.Bir erkek çığlığını duymamla yere düşme sesi duydum.Karanlıkta göremesem de çıkardığı acı dolu inleme ve yere düşme sesiyle birlikte birden tekrar adamın çığlığını duydum.
"Karan?" diye sordum korkuyla.Bu karanlıkta adamla dövüşmesini istemiyordum.
"Işığı aç." diyen Karan'ın buz gibi sesi hemen yanımda değil uzağımdaydı, karanlıkta duvara tutunarak ve bir elimle duvarı yoklayarak ışığı bulmaya çalışırken adamın acı inlemesini ve birkaç yumruğun tene değme sesini tekrar duydum."Şimdi...dökül"
Elim sert ,düğme olduğunu bildiği bir şeye denk geldiği an hızla düğmeye bastım.Basmamla ışıkların açılması bir oldu, birkaç dakikadır karanlığa alışmış olan gözlerimi ışık acıttı.
"Kimin adamısın?"diye soran Karan hemen altında yatan , burnundan kan damlayan adamın boğazına silahını dayamıştı son derece korkutucu ve son derece bir sakinlikle.Adamın gözleri Karan'daydı"Başka kimse var mı dışarıda?"
"Sen Karan Karael değil misin?Bende diyorum kim bana öyle tekme atabilir?"diyen adam burnundan akan kanla güldü.İnanamıyor gibiydi"Formundasın bakıyorum Karael.Yine çok güçlü ve dikkatlisin. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIR
Teen FictionÖpüşü beni darmaduman edebilecek, yok edebilecek, lezzetli bir azabı verebilecek şeydi. Bir ateş yandığında, yakar. Yakarsa kül ederdi, yok ederdi. Oysa o, Tanrı'nın ateşiydi. Onun ateşiyle var oluyordum. "İstemem, istemiyorum.Durma, et."dedim nef...