ARAS
KAHVALTIYA GİDELECEĞİ SABAH
Bu kadın beni öldürecekti. Uzaktan uzağayken sesini duymak, kokusunu içime çekmek kalbimin delice çarpmasına sebep oluyorken şimdi teni tenimde nefesi nefesimdeydi. Bu kadar yakınımdayken kalbim dilimin altında ki çukurlukta atmasına, yüreğimin sıkışmasına engel olamıyordum. Derin bir ah çekerken başımı geriye doğru atıp yatağın başlığına dayadım. Sena'nın o halleri, kıvranışları, inlemeleri bir türlü aklımdan çıkmıyordu.
Hamdi Baba da kahvaltıya çağıracak günü bulmuştu. Ne olurdu sanki şu yatakta Sena ile birkaç saat daha geçirseydik. Birbirimizin yangınını söndürmek yerine harlamışken hem bedenen hem de ruhen biraz daha doysaydık.
İçten bir "Of " çekerken Sena bütün seksiliği ile banyodan çıktı. İki eliyle sıkıca kavradığı havlu göğsünün bir kısmını örterken kalçalarını neredeyse örtmüyordu. Bilerek bornoz giymeyip havluyu kullanmıştı. Beni delirtmek hoşuna gidiyordu. Dişlerimi dudaklarıma bastırıp başımı iki yana sallarken bir taraftan da ona nasıl karşı koyacağımı düşünüyordum. Her hali içimde uyanan aslanı uyandırmaya yetiyordu.
Küçük bir kaçamak yapabilmeyi umarak geriye attığım başımı ona çevirdim. Çapkın bakışlarımla baştan aşağıya süzerken beğenimi göstermek için dudaklarım da çoktan ıslık çalmaya başlamıştı bile. "Avukat, her halinle seksi olduğunu söylemiş miydim?"
Yanakları kızarırken sahte bir sinirle "Aras Yiğitsoy, dün geceden bu yana sapık olduğunu söylemiş miydim?" dedi. Bu haline içten bir kahkaha atarken yataktan kalkıp yanına yaklaştım. Islak saçlarını parmağıma dolarken arsızca "Evet sapığım. Senin sapığın." deyince kızaran yanakları daha çok kızardı.
Parmaklarım boynundan aşağıya doğru kayıp iki eliyle sıkıca kavradığı havluya doğru ilerdi. Bedenini havludan kurtarmak için hamle yapınca hızla geriye bir adım atıp gözlerime tatlı bir sinirle baktı. Havlunun uçlarını tek elinde toplarken diğer elinin işaret parmağını da havaya kaldırdı. "Aklından bile geçirme Aras. Şimdi ikimizde uslu çocuk oluyoruz. Ben hazırlanmak için eve geçiyorum. Sende duşunu alıp hazırlanıyorsun. İnsanları kahvaltı masasında bekletmeye hakkımız yok."
İkna edebilme umuduyla yanına yaklaşmak istesem de pamuk elleri gel demek yerine dur dedi. Biraz öncekine nazaran daha sert çıkan sesiyle "Kime diyorum ben?" diye sordu. Onu ikna edemeyecektim.
Canım fazlasıyla sıkılmıştı. Sevdiğim kadına kavuşmuşken bu siktiğimin aile kahvaltısı da nereden çıkmıştı ki? Derin bir nefes alıp kuvvetlice verdim. Memnuniyetsiz bir tavırla "Tamam Avukat." diyerek banyoya doğru yöneldim.
Sena'nın "1 saniye." diyen sesini duyunca içimden bir ses "Galiba yatağa geçiyoruz." diyerek zafer dansı yaparken bende olduğum yerde durdum. Yanıma gelip elleriyle yüzümü kavradı. Yeni çıkmaya başlayan sakallarımı okşayıp yüzüme doğru sokuldu. Ilık nefesi yüzüme çarpınca gözlerim mest olmuş bir şekilde kapanırken yanağıma bir öpücük bırakıp geri çekildi. Ben devam etmesini beklerken kıkırdayarak "Tamam gidebilirsin." dedi.
Kapalı gözlerim duyduklarımın gerçek olup olmadığını anlamak için hızla açıldı. Sorgular halde yüzüne baktım. Dudakları eğlendiğinin habercisi olarak yukarıya kıvrılırken eliyle banyoyu işaret etti. Peki der gibi başımı bir kez sallayıp başka tepki vermeden yanından geçtim.
Sena arkamdan "Küsmek sana hiç yakışmıyor. Hele de İstanbul'un en tehlikeli mafya babasına hiç mi hiç yakışmıyor. Sana sevmek ve sevişmek yakışıyor." diye bağırdı. Bir an için yumuşayacaktım, kendimi hızla toparladım. Dudaklarım duyduklarıyla zevkten kıvrılırken ona dönmedim. Herhangi bir cevap vermeden banyoya doğru yürümeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA KUŞU
ChickLitAşık olmak suç mu? Suçmuş... Hemde suçların en büyüğü. Bir aşk uğruna adaletin aydınlık tarafından karanlık tarafına geçtiğim gün anladım bunu. Sevdiği kadının attığı cehennemde masumiyetini kaybeden Selim Egeli... Sevdiği adamı öldü diye bildiği i...