ELLERİNDEKİ MASUMUN KANI

2.8K 730 1.5K
                                    

YILDIZLARI PARLATMAYI UNUTMAYIN🦋

  SENA

Özlemek.. İki harfini çıkarınca ölmek kelimesine dönüşen özlemek.. Ciğerlerimi param parça eden, kaburgamdaki nefesimin sıkışıp kalmasına neden olan özlemek.. Aras'ın kokusunu burnumun dibinde alınca ne kadar ağır bir şey olduğunu fark ettiğim özlemek... Sahi bu kadar ağır mıydı özlemenin yükü yoksa bugün mü ağırlaşmıştı?

Aras'ın yokluğu her nefes alışımda ciğerime acımasızca saplanıyordu. Daha 5 dakika önce yanımdaydı, odamdaydı, parmak uçları tenimdeydi. Sanki.. Sanki kalbi kalbimdeydi. Uzun zamandır ilk kez bir olup bir olmuştuk. Ama bana karşı en ufak bir adım atmadı. Bende ona belli etmeden kokusunu ciğerlerime çeksem de ağzımdan sevgi dolu bir sözcük dökülmesine izin vermedim. Çünkü biliyordum; dün akşam ki kestaneyi benim için almış olabilirdi ama yaptığı her şey bebeği içindi.

Artık onun her şeyi değildim sadece bebeğinin annesiydim. En acısı da buydu sanırım. Yaptığı şeyleri benim için yaptığını düşünmek istesem de aslında bebek için yapmış olması. Evet, hislerimi inkar edemezdim. Karnımdaki minik mucizemi kıskanıyordum. Aras ona bir kez bile dokunmamışken onu benden üstte tutmasını kıskanıyordum. Sevdiğim adamın, en sevdiği şeyin ben olmasını istiyordum ve bu benim en doğal hakkımdı.

Elimi saçlarımın arasına geçirerek çekiştirdim. Her şey aklıma ve mantığıma oturmuştu. Beynimin almadığı tek şeyse öğürme sesimi odasından nasıl duyduğu ve nasıl bu kadar çabuk odama geldiğiydi. Kapının önünde yatmış olabilir miydi? Fikrime alayla güldüm. "Aras ve kapının önünde yatmak saçmalama istersen Sena." diye mırıldandım. Burnu yere düşse almayacak adam kapımda mı yatacaktı? Mümkün değildi.

Nasıl olduğunu merak etsem de bunu Aras'a sormaya asla cesaret edemedim. Duyacağım acımasızlık dolu cevabın ruhumda yeni bir yara açmasını istemediğim için aklımdan , kalbimden geçenleri inatçı bir öksürükten kurtulmak istercesine yutmak istedim, başaramadım. Boğazımın bir yerlerinde takıldı kaldı. Anlaşılan Aras'tan cevabını almadan da geçmeyecekti.

Derin bir nefes almak için pencereye doğru yürürken odanın kapısı çaldı. Gelenin Aras olmasını umarak beklenti dolu gözlerle kapıya bakıp "Gel" dedim. İçeriye Aras değil, Kadir geldi. Yüzüm istemsiz bir şekilde düşse de belli etmemeye çalıştım. Elinde ki telefonu bana uzatan Kadir "Yenge, Yavuz Abi seninle konuşmak istiyor." deyince şüpheli bakışlarım eşliğinde telefona uzandım. Yavuz, iş dışında beni aramazdı. Şimdi araması ise mantıksızdı çünkü ben bu evin mahkumuydum ve çalışmıyordum. Tereddütlü bir sesle "Efendim Yavuz." dedim.

"Canını sıkacak haberlerim var. Sinirlerine hakim olman lazım." diyerek söze girdi. Sesini normal tutmaya çalışsada her tınısında ki öfkeyi hissedebiliyordum. Duyacağım şeylerin Aras ile ilgili olmamasını dileyerek "Seni dinliyorum." yanıtını verdim. Bedenimde, ruhumda Aras ile ilgili bir olumsuzluğu kaldıramayacak kadar yorulmuştu.

"Sena, Savcı senin zorla tutulduğun ve zorla evlendirildiğin ile ilgili iddianame hazırlamış." deyince kan beynime sıçradı. Boşta olan elim yumruk şeklini alırken sinirle ofladım. Fırat vücuda yapışan iğrenç bir sülükten farksızdı. En azından sülüklerin sağlıksal açıdan faydası vardı, Fırat'ta oda yoktu. Safi zarardan başka bir şey değildi. Ne yaparsam yapayım yakamdan düşmemesi de iğrençliğinin cabasıydı. "Aras ile konuşacağız, adliyeye gidip ifadeni vereceksin. Senin içinde uygunsa eğer hazırlanmaya başla." deyince buruk bir tebessümle karşımdaki Kadir'e baktım.

"Aras evden çıkmama asla izin vermez Yavuz. İnadı ya da öfkesi yüzünden değil, dün olanlar yüzünden vermez." Dudaklarımı birbirine bastırıp düz bir çizgi almasını sağlarken kısa bir an sustum. Canımı acıtacak olan kelimelerin dudaklarımdan dökülmesine hazır hissedince "Bebeğine zarar gelir diye izin vermez. Boşuna hazırlanmasam daha iyi olur sanki." dedim.

ANKA KUŞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin