YILDIZLARI PARLATMAYI UNUTMAYALIM DOSTLAR.. ♥️ KEYİFLİ OKUMALAR🦋
SENA
Yavuz neşeli bir sesle "Doktor bey emin miyiz? Ben amca oluyorum yani öyle mi?" diye tekrarlayarak duyduğu güzel haberi pekiştirmek isterken Yeliz'in tereddütlü bakışları benim üzerimdeydi. İkimizde biliyorduk ki bir tedavi olmadan hamile kalmam çok düşük bir ihtimaldi.
Hatta tedavi ile bile pek umut var denilemezdi. Bu kadar kolay hamile kalmış olamazdım. Seneler önce bebek sahibi olmamın çok zor olduğu gerçeği suratıma bir tokat gibi çarpmıştı. En başta üzülsem de Selim öldüğüne göre kimden hamile kalacaksın zaten Sena diyerek çok zor olsa da kabullenmiştim. O kadar çok kabullenmiştim ki anne olmanın nasıl bir his olduğunu bile asla düşünmemiştim.
Evet, Aras'tan bir çocuğum olmasını istiyordum. Ona benzeyen mavi gözlü, güzel gülüşlü, masum bir küçük adam hayattan en çok istediğim şeylerden biriydi. Ama sadece istiyordum. Bir bebeğin sorumluluğunu almayı, anne olmayı asla düşünmemiştim. Daha doğrusu şartlar düşünmeme el vermemişti.
Yıllarca sakladığım gerçeği bilen ise iki kişiydik ben ve Yeliz. Aras, onun yüzünden anne olamayacağımı bilip vicdan azabı çekmesin diye korunduğumu söyleyerek olayı geçiştirmiştim. Yaşadığım onca şeyden sonra bir de buna sebep olduğunu öğrenirse kaldığı enkazın altından kimse çıkaramazdı onu.
Aklıma gelen şeyle dişlerimi alt dudağıma geçirdim. Bir de bu yalan vardı. Ben, Aras'a korunuyorum demiştim ve şimdi hamileydim. Akis gibi beni terk ettiği zamanda öğrenmiştim hamile kaldığımı. Peki Aras bu duruma ne diyecekti? Seni de bebeğini de istemiyorum mu? Yoksa bebek doğana kadar yanımda kal sonra defol git mi?
"Ya en kötüsü olursa" dedi içimdeki ses. Korka korka "Neymiş o?" diye sordum. "Sırf sen hamilesin diye seninle bir araya gelirse. Bebek için sana katlanmaya çalışırsa. Yani seni değil de bebeği istediği için yanında kalmana ses çıkarmazsa"
İşte bu felaket olurdu. Eğer bu şekilde bir araya gelirsek ben her gün ölürdüm. Sevdiğim adam beni görmezden gelirse, bana bir yükmüşüm gibi davranırsa, tiksinti dolu gözlerle bakarsa ben ölürdüm... Biliyordum benden ölene kadar nefret edecekti. Beni bir çöp gibi görecekti. Off ne yapacaktım ben?
Duyduklarımdan bir hata payı olabilir miydi?Sessizlikten sıyrılarak "Bir yanlışlık olmasın. Ben... Ben hamile olamam. İlaç tedavisi aldığım dönemlerde doğurganlık oranım azaldı." diyebildim. Nedensizce ne Yavuz'a ne de doktora daha detaylı açıklama yapmak istemiyordum. Ayrıca şu an da hamile olmak mı istiyordum yoksa bunun kötü bir şaka olmasını mı kararını bile verememiştim.
Elindeki kağıtları karıştıran doktor gülümseyerek yüzüme tekrar baktı. "Bir yanlışlık görünmüyor Sena hanım. Hamileliğiniz sizin için bir mucize anlaşılan ama içiniz rahat olsun hamilesiniz."
Hamileydim. Bir hata, bir yanlış yoktu. Basbayağı hamileydim. Elim karnımın üzerine giderken göz bebeklerim de elimin gittiği yere sabitlendi. Yanağımdan süzülen bir damla yaş eşliğinde fısıltı gibi çıkan sesimle "Hamileyim."diyebildim.
Şokun etkisini üzerinden atan Yeliz yerinde sevinçle tepinirken "Hamileyiz" diye çığlık atmayı da ihmal etmiyordu. Onun bu hallerine kahkahalarla gülmek istesemde bakışlarımı karnımdan çekemiyordum. Hamileydik. Hamileydim.
Tam buradaydı. Avucumun altındaydı. Belki nohut tanesi kadar hatta belki de mercimek tanesi kadar falandı ama buradaydı. Aras ve benden bir parça içindeydi. Bizim bebeğimiz içimde büyüyordu. Karanlığımıza aydınlık olacak bir mucize ararken meğerse o içimde sessizce büyüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA KUŞU
Literatura FemininaAşık olmak suç mu? Suçmuş... Hemde suçların en büyüğü. Bir aşk uğruna adaletin aydınlık tarafından karanlık tarafına geçtiğim gün anladım bunu. Sevdiği kadının attığı cehennemde masumiyetini kaybeden Selim Egeli... Sevdiği adamı öldü diye bildiği i...