KIRIK KALP

2.1K 411 298
                                    

YILDIZI PARLATMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN

🌸UNUTMADAN, YAPTIĞINIZ SATIR ARASI YORUMLAR VE OYLARINIZ YAZMA İSTEĞİMİ ARTTIRIYOR. BENİ, SİZSİZ BIRAKMAYIN OLUR MU?🌸

ARAS

Bir insan kaç kez ölümün kıyısından dönebilirdi? Kaç kez ölümün dahi onu kabullenmeyişiyle yüzleşebilirdi? Kaç kez ölümün soğuk yüzüyle karşılaşıp önce ölmediğine şükrederken sonrasında ölemediğine küfrederdi. Diğer insanları bilemem ama ben çok kez bu lanet hissi yaşadım. Doğduğu günden beri hayatımda olan Yavuz'u tek bırakmadığım için şükrederken  çektiğim acılardan kurtulamayıp ölmeyi bile beceremediğim için kendime küfürler ettim.

Bu gece ise şükür mü etmem gerekiyor yoksa küfür mü etmem gerekiyor bilmiyordum. Kalbim bu kadar kırıkken canım bu denli yanarken ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Bildiğim tek şey Sena'nın ben öldüğüm gün hiç düşünmeden arkamdan geleceğiydi. Ölmeyi her şeyden çok istediğim zamanlarda bile onun yaşaması için benim yaşamam gerekiyordu. Ve bu gecede onun için yaşamaya devam ettiğim gecelerden biriydi.

Patlayan silah sesleri sonrası adamlarım etrafımızda etten duvar örmüştü. Onların ördüğü çemberin içerisinde elindeki silahı beline sokan Yavuz hızla yanıma sokuldu. Endişeli sesiyle "Aras.. Abi iyi misin? Aras bir şey söyle." cümlelerini arka arkaya sıralarken rahatlatma isteğiyle ona baktım. Omzumdan vücuduma yayılan hafif acının etkisiyle dişlerimi sıktım. Dolunay etrafı fazlasıyla aydınlatıyordu. Kana bulanan krem rengi kazağımı görmek ve hasarı kontrol etmek için omzuma göz ucuyla baktım. Büyük bir hasar görünmüyordu. Kurşun omuz boşluğuma isabet etmiş olmalıydı.

Tedirginlikle beni izleyen Yavuz'a bakıp "İyiyim." dedim. Gerçekten iyiydim. Sadece omzumda olmaması gereken bir kurşun vardı o kadar. Yavuz "Kadir fener." diye seslenince Kadir eline aldığı fenerin düğmesine basarken yanımıza geldi. Kurşun girişinin üzerine fenerin ucunu tuttu. Büyük bir dikkatle kurşun girişini inceledikten sonra çıkış olup olmadığını kontrol etti. "Hala içeride" derken kanlı elleriyle üzerindeki kazağın ucuna uzanıp sertçe çekiştirdi. Kazak gürültüyle yırtıldı. Eline aldığı parçayı kurşun yerinin üzerine bastırdı. "Acil müdahale gerekiyor. Hastaneye gidiyoruz."

Sıktığım dişlerimin arasından "Ne hastanesi lan? Omzumdan vuruldum kalbimden değil. Beni Hamdi Babalara götür." dedim. İtiraz etmeden başını salladı. Omzumdan vurulmak daha doğrusu herhangi bir yerimden vurulmak ilk kez başıma gelen bir şey değildi. On üç yıldır vücuduma aldığım her darbeye alışmıştım. Fiziksel zarar beni yıkan bir şey asla olmamıştı lakin olay kalbime gelince işin içinden bir türlü çıkamıyordum. Sena'nın ağzından dökülen cümle kurşundan daha çok yakıyordu canımı. Kalbimdeki sızı omuzumdan daha büyük zarar vermişti.

Sena yine zihnimi de kalbimi de ele geçirmişti. Başıma ne gelirse gelsin Sena'nın etkisinden bir türlü kurtulamıyordum. Sena'yı zihnimden uzaklaştırmaya çalışırken bir taraftan da omuzumda zonklayan ve tüm bedenimi yakan acıyı görmezden geldim.  Bir an önce babalara gidip vücudumdaki lanet kurşundan kurtulmam gerekiyordu.

Omzumdaki ince sızı ve zonklama ile kaç gündür incelen pamuk ipliğine bağlı sabrım sonunda koptu. Kahraman'ın itleri tarafından vurulmuş olmak tepemin tasını fazlasıyla attırmıştı. Kahraman piçine bunun bedelini ödetmek zorundaydım. Bazı insanlara gösterilen merhamet, kendi mezarına toprak atmaktan farksızdı. Kahraman'da o insanlardan biriydi. Arabaya doğru ilerlemeyi bırakıp olduğum yerde durdum. Arkamda pis sırıtması ile bizi seyreden Kahraman'dan tarafa başımı çevirdim. Yanında duran Kadir'e bakıp "Vazgeçtim Kadir. Önce bu iti bir güzel ezin sonra da ayakkabılarını da alıp bırakın burada." dedim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ANKA KUŞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin