YANMAK MI YAKMAK MI?

2.9K 770 1.5K
                                    

YILDIZI PARLATMAYI UNUTMAYIN...🦋

Sena

Takılan serum bütün gücümü geri kazandırırken odanın içinde öten saatin tik tak sesi ile huzursuz bir şekilde olduğum yerden doğruldum. Saatin sesi tıpkı bir saatli bombanın yarattığı huzursuzluğu yaratıyordu üzerimde. Saatten gelen her tik tak sesi belki bir saatli bombanın geri sayımı değildi lakin benim için başlayan bir geri sayımın habercisiydi. DOĞUM.. Daha aylar olmasına rağmen geri sayımım sanki beynimin içinde başlamış benimse bu geri sayıma karşı koymam gerekiyordu.

Bulanan zihnimin dumanlı havasını dağıtmak için baş ucumda duran ateş ölçere uzanıp alnıma tuttum. 36.5 görünce derin bir nefes verdim. Ateşimiz düşmüştü. Sonunda bebeğim ve ben iyiydik. Ona verdiğim bir zararı daha görmeye dayanamazdım. Daha ilk dakikadan kötü bir anne olmuştum zaten daha fazlasına gerek yoktu. Bu sebeple de bebeğim için güçlü olmak zorundaydım.

Elimi karnımda mutlulukla gezdirip "Görünen o ki iyiyiz anneciğim. Sayısız kez düşüncesiz davrandığım için de ayrıca özür dilerim senden." derken başını kaldırıp omuzlarımı dikleştirdim. Karşımda biri varmış gibi "Ama artık işler değişti. Annen fevri çıkışlarını, düşüncesiz tavırlarını bir kenara bırakacak ve sana hak ettiğin anneliği yapacak. Şu an itibari ile daha iyi olacağımız günlere girmiş bulunuyoruz meleğim." derken kendimi meclis kürsüsüne konuşma yapmak için çıkmış milletvekili gibi hissettim.

Bu halime tebessümle gülerken odanın kapısı tıklatıldı. Gülümsemem doğduğu hızla yüzümde soldu. Gelenin Aras olduğunu düşündüğüm için oturduğum yatakta tekrar yatar pozisyona geçip gözlerimi sıkıca kapattım. Bebeğim ile yaptığım konuşma içimi o kadar ısıtmıştı ki Aras'ın soğuk bakışlarıyla bu sıcaklığı söndürmesine hiç niyetim yoktu. Uyuyor gibi davranmak en akıllıca olan davranıştı. Kapıdan bakıp uyuduğumu görür sonra da defolup giderdi.

Kapı yavaşça açıldı ve içeriye birisi süzüldü. Usul adımlarla yatağa yaklaştı. Tabi ya bunu nasıl düşünememiştim? Uyuduğumu düşündüğü için ateşimi kontrol edip çıkacak olmalıydı. Göz kapağımın hareketlerinden uyumadığımı anlama riski vardı. Hızlanan nefesimi sakin tutmaya çalıştım. Kalbim deli gibi atıyordu. Yüzüme düşen gölge ile birlikte Yeliz'in "Sena" diyen yumuşak sesini duymam bir oldu.

Yatağımdan hızlıca kalkıp ondan tarafa döndüm. Bana doğru eğilen Yeliz'e sıkıca sarılmak için uzanırken oda yatağa oturdu. Kendimi güvenli kollara bırakıp ağlamaklı çıkan sesimle "Yeliz" diyebildim. Canım çok yanıyordu ve benim tek kelime daha etmeye gücüm yoktu.

Sıkıca beni sarmalarken "Canımmm." diyerek acı içinde inledi. Beni rahatlatmak için saçlarımı okşamaya başlayan Yeliz saçımın üzerine de küçük öpücükler bırakıyordu. Bir süre sessiz kalarak kucağında ağlamama izin verdi. Ne kadar geçtiğini bilmediğim zamanın sonrasında beni kollarından ayırdı.

Güven dolu bakışları yüreğimi okşarken "Ağlamak yok, ben buradayım. Ve senin de bildiğin gibi biz bir aradaysak her zaman güçlüyüzdür. Kimse bizi yıkamaz" deyip bana doğru eğildi. "O kıçı kırık mafya babası sevgilinde buna dahil." diye fısıldadı.

Dudaklarımda belli belirsiz bir gülümseme belirirken bende ona doğru eğildim. Fısıltı gibi çıkan sesimle "Topuğuna sıkma ihtimali yüzünden mi fısıldayarak söylüyorsun bunu?" diye sordum. Yüzü memnuniyetsizlikle buruşan Yeliz umursamaz bir tavırla omuz silkti. "Ne münasebet. Sadece baldızının onun hakkında söylediği hakaretleri duymasını istemedim o kadar."

"Eminim öyledir." derken dudaklarımı alayla aşağıya doğru büküp başımı salladım. Tavrımı takmayan Yeliz "Hem senin.." derken arkasındaki komodinden tarafa döndü. Eline aldığı makyaj temizleme suyu ve pamukları bana doğru sallarken "Gibi yüz bakımına dikkat eden bir kadına akmış makyajla durmak yakışıyor mu hiç? Hemen o adi kansorejen maddeleri yüzünden temizlemeliyiz." deyince onun bu haline gülmeden edemedim.

ANKA KUŞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin