ARAS'IN AĞZINDAN
Yavuz'un odasında
"Lan sen kendini bana öldürtmek mi istiyorsun Yavuz? Yediğin dayak aklını başına getirmeye yetmedi mi senin?" diye bağırdım.
Bana cevap vermek yerine susmayı tercih ediyordu. Oturduğum tekli koltuktan sinirle kalktım. Sakinleşmek için odanın içinde gezinmeye başladım. Ancak ne öfkem yatışıyordu ne de gözüme inen karanlığın perdesi kalkıyordu. Biraz önce kalktığım koltuğa bütün gücümle tekmemi savurdum. Koltuk odanın içinde büyük bir gürültü ile düşerken "Lan sana Sena meselesinden uzak dur dedim. Beni kardeş katili etme dedim. Ama beni dinlemedin. Derdin ne senin Yavuz? Karanlığımın içine birde kardeş katili olan Aras'ı mı eklemek istiyorsun? " diyen sesim odada yankılandı.
Hala tek kelime etmiyordu. Oda biliyordu. Ağzından çıkacak tek kelime ile onu oracığa gömebilirdim. Daha dün vuruldu diye şehri birbirine katmama sebep olan adamı kendi ellerimle boğabilirdim. Beynim belimdeki silahı gözümün önüne getirmekten geri durmasa da kendime hakim olmaya çalışıyordum. Gördüğüm rüya sonrasında değil Yavuz'u öldürmek onun kılına dahi zarar veremezdim.
"Cevap versene lan. Ne halt etmeye davete çağırdın Sena'yı?"
Kurşun yerine hafif baskı uygulayarak doğrulmaya çalıştı. Başaramayınca yatağının köşesindeki düğmeden yatağını yarı oturur konuma getirdi. Acıyla karışık hırıltılı bir nefes verdikten sonra "Senin için yaptım falan dememi bekliyorsan hiç bekleme. Bu sefer bizim için yaptım. Savcı olacak puşt seni bize göz dağı vermek için aldı. Sena ise nasıl olduğunu anlamadığımız bir şekilde seni çıkarıp buraya getirdi. Ve sen şimdi o davete Sena ile değil başka bir kadınla gidersen bu Savcı şerefsizine araladığın bir kapı olur." deyince "Ne alakası var Yavuz?" diye sordum.
Başını iki yana sallayıp oflayarak nefes vererek "Abi hakikaten Sena'nın seni nasıl kıskandığını fark etmedin mi? Sen Buket ile yemeğe gideceksin diye Sena'da Savcı ile yemeğe gitti. Peki sen akşam orada bir kadınla yatarsan. Ki seni biliyorsam yatarsın." deyip göz kıptıktan sonra "Savcı bunun haberini Sena'ya uçurmadan durur mu?" diye sordu.
"Saçmalama lan. Yaptığın yanlışa kılıf uydurmaya çalışma bide. Sena sevgilim mi, niye kıskansın beni?"
"Abi, Sena'nın Savcı'da gönlü olsaydı bizimle çalışmayı kabul etmezdi. Ama sen ne zaman bir kadın adı geçirsen Sena önüne Savcıyı sunuyor. Ya da konuşurken lafı senin yattığın kadınlara getiriyor." deyince ikna olmamış gözlerle ona bakmayı sürdürdüm. "Of! Tamam. Senin dediğin gibi olsun. Sena seni kıskanmıyor diyelim. Ama bu durum senin Sena ile yemeğe gittiğini öğrenecek olan Fırat'ı delirtmeye yetmeyecek mi? O bu gün seni nasıl sinir ettiyse sen onu on katı sinir edeceksin. Çünkü Savcı..." derken öldürücü bakışlarımı fark edip sustu.
Söylediği her şey lanet olsun ki mantıklıydı. Savcı akşam orada olan bir köstebeklerinden benim durumumu öğrenip Sena'ya haber uçurur sonrada Sena o Savcıyla..... Düşündüğüm şeyler beynime ağır geldi. "En sonunda delirteceksiniz lan beni. Önce o Savcıyı sonra Kahraman Eroğlu ile o Kulaksız itini en sonda kendimi öldürerek siktir olup gideceğim bu dünyadan." diye kükredim.
Sesim odada yankılanırken odanın kapısı açıldı. İçeriye giren Hamdi Baba tok çıkan sesiyle "Ne oluyor burada? Bütün koridor sesinle yankılanıyor Aras ." deyince öfkeyle ona baktım. "Ne olsun baba? Abisini öldürdüğün kızı, Yavuz sayesinde akşam davete götürüyorum." dedim.
Yavuz şaşkınlıkla "Abisini öldürdüğün kız derken abi?" diye sordu. Başımı hafif hafif sallarken "Doğru duydun Yavuz. Hamdi Baba abisini öldürdüğü Sena Eroğlu'nu bizim ile çalışması için tutmuş." dedikten sonra başımı Hamdi Babaya çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA KUŞU
أدب نسائيAşık olmak suç mu? Suçmuş... Hemde suçların en büyüğü. Bir aşk uğruna adaletin aydınlık tarafından karanlık tarafına geçtiğim gün anladım bunu. Sevdiği kadının attığı cehennemde masumiyetini kaybeden Selim Egeli... Sevdiği adamı öldü diye bildiği i...