hayal kuramayacak kadar bu yaşam uzak bana

1K 115 137
                                    

"Bedenimde ateş var gibi. Bu gece tenini bana sakla sevgilim."

Kral Soobin, alevlerini söndüremeyen karanlık bir şehir. Onun tutkusuyla kimse başa çıkamaz. Kimse reddedemez onu. Hayır demek zor. Hiç tanımasanız bile onlarca kez dönüp dönüp bakmak isteyeceğiniz birisi. Uzun siyah saçları, geniş alnı, dolgun dudakları...Bir kere öpse ikinciyi istettirir. Bir kere dokunsa ikinci için bedeniniz sızlanır. Onun ateşinde bir kere yandığınız vakit bir daha başka ateşte yanamazsınız ve onun ateşi de hiç sönmez.

Bana dokundu.

Beni öptü.

Gecenin karanlığında, Kral olduğunu duyurduğu gece üzerimizde sadece ay ışığı varken benimle birlikte oldu. Defalarca kez dokunduk birbirimize. Mühürledik kendimizi. Kilitledik. Kimse açamaz. Kimse aynı hisleri tattıramaz. Aynı duyguları bir başkası yaşatamaz.
O benim ruh eşim. O benim arka sayfam. Kral Soobin aramıza taşlardan duvar örüp kendisi o duvarı yıkan kişi. Tüm çabası benim için. Aşık olduğu için.

Elleri ait olduğu yerde; tenimde. Dudakları ait olduğu yerde; dudaklarımda. Kral Soobin şimdi evinde. Güvende. Benim yanımda. Hep olduğu gibi. Değişmemiş.
Yanı başımızda yanan bir mum. Her şeyi üzerimizden arsızca çıkarırken kalan son şey benim altımdaki gecelikti. İki parmağını tenime sürterek altımdaki kumaşı tuttu. Aşağı çekti. Ben hafifçe yatakta kendimi kaldırdım. Gözlerime baka baka, sanki çıplak kalışımızdaki yegane şey benim erkekliğimmiş gibi soydu beni. Çıkardı altımdaki kumaşı da. Şimdi ikimizde çıplağız.

Sıcacık avuç içini göğsüme yasladı. Bedenim titredi. Büyük eli bendeydi, bedenimde. Beni usulca geriye doğru yatağa itti. Sık nefeslerim odanın sessizliğini bozuyordu. Gözlerimi bir saniye bile onunkilerden ayırmadan bakıyordum. "Heyecanlandın mı?" diye sordu her şeyin farkında bir halde. Bu sadece beni daha çok tahrik etmek içindi.
"Her bir dokunuşunuz beni heyecanlandırıyor-" Henüz sözlerim bitmemişken dizini iki bacağımın arasına sokup birden üzerime eğildi. Eli hâlâ göğsümde.

"Sakin ol Yeonjun. Her zaman yaptığımız şey." Sakin olamazdım. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atarken ve Kral Soobin üzerimde beni inceleyip her yerime dokunurken sakin kalmak çok zordu. "Sadece bir kere yaptık." Sadece bir kere seviştik. "Ve-" Dudaklarını boynuma bastırdı. "Ve uzun zaman oldu kralım." Boynumda hissettiğim dudakları içimdeki alevi körükledi. Parmaklarımızı başımın yanından iç içe geçirirken ona daha çok yer açmak için kafamı geriye attım.

"Kokun burada. Boynunda. En çok boynunu özledim. Kokunu özledim. Odanın her yerinde senin kokun var. Başka kimse girmedi." Nefes nefese söyledi hepsini. "Bazı geceler senin odanda uyudum." Küçük itirafıyla içimde bir şeyler yükseldi.

"Beni çok özlediniz."

"Tek seni özledim. Sen sahip olduğum en değerli hediyesin." Sesi, sözleri, bakışları her bir dokunuşu bile güven verici. Kral Soobin hep iki kez düşünüyor. Hiçbir şeyi hafife almıyor. Onun kafasının içinde her şey planlı. Tilkileri bile plansız hareket etmiyor.

Dudakları boynuma kendi kokusunu bırakırken elleri parmaklarımın arasında sıkıca beni tutuyordu. Dilini hissettiğimde boğazımdan yükselen inlemeyi tutamadım. Birbirine bastırdığım dudaklarımın arasından kaçırdığım küçük inlemeyle dili hızlandı. Etimi dudakları arasında yaladı, emdi ve sayısızca kez çekiştirip bıraktı.

Dudakları tenimde sürtünerek yukarıya çıktı, dudaklarımın üzerinde durdu. Birkaç küçük öpücüğün ardından nefes nefese baktı bana. Onun bakışlarından doğru anın şimdi olduğunu anladım. "Neden bu kadar uzun sürdü?" Sıcak nefesi yüzüme çarptı. Terli ıslak ellerimizi yavaşça birbirinden ayırırken üzerimde yükseldi. "Sana her şeyi anlattım." Kestirip atmak ister gibi bir tavırla söyledi bunu.

klanın son hizmetçisi | yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin