benim dertlerim yeter bana

1.4K 195 127
                                    

yoruummm <333

Hafif aralık gözlerimden karşıdaki çocuğu gördüm. Tıpkı benim gibiydi. Kafamı kaldırıp gözlerimi birkaç kere kırpıştırdıktan sonra çocuğa daha dikkatli baktım. Dağılmış saçları, kızarmış yanakları, kıpkırmızı şişmiş dudakları ve yarı baygın hali; bu bendim. Üzerimdeki kıyafetlere kadar, bu bendim! Prens bana bir ayna almıştı!

Kalbim bir anda öyle hızlı atmaya başladı ki yerinden çıkacak sandım. Kendime geldim. Gözlerim kocaman açıldı. Yüzümde aptalca bir gülümseme. Aynaya doğru gittim. Kendime yaklaştım. Aynadan yüzüme dokundum. Kendimi görüyordum. Başkalarının beni gördüğü gibi.

Prens Soobin arkamdan yaklaştı bana. Aynadan baktım ona. "Günlerdir ayna istiyormuşsun. Senin için getirttim bunu. Kenarlarına bak, özel işlemeli. Mavi. Bir okyanus gibi. Senin gibi."

Omzumun üzerinden dönüp baktım ona. "İçinde kaybolma sakın."dedi ifadesizce. Büyük eli yanağımı kavradı. "Neden bir ayna istedin Yeonjun? Neden benden istemedin?"

Dudaklarımı konuşmak için araladım ama fırsat vermedi. "Burada her emir benim dudaklarımdan çıkarken, her şey benim tek bir kelimeme bakarken neden benden değilde yaverimden istedin? Ona daha mı çok güveniyorsun?"

Ne diyeceğimi bilemedim. "Siz...siz burada yoktunuz."

Kafasını salladı. "İşler bittiğinde aynayı odana koyduracağım. Şimdi gidip biraz uyu." Elini yanağımdan çekti. Beni odama göndermek istiyordu ama ben biraz bile kendime gelmişken her şeyi sarhoşluğa vurup konuşmak istiyordum. Hala bana bakan gözlerini yakaladım. "Beni nasıl görüyorsunuz bilmek istedim. Arzuladığınız bu bedeni kendi gözümle görmek istedim."

Şaşırmış gibi yaptı. "Aynadan bile baksan seni nasıl gördüğümü benim gözlerimden bakmadıkça asla bilemeyeceksin."

"Biliyorum." Doğru söylüyordu. Farkındaydım. "Sadece arzu duyulacak neyim var görmek istedim."

"Görürsen haberim olsun." Sanki arzu duyulacak bir şeyim olmadığını ima eder gibi konuştuğunda yüzüm düştü. Benimle konuşmak istemiyordu, fark ettim. Gece gece beni odasına çağırmasının tek sebebi gerçekten ayna mıydı? Beni yatağında istemiyor muydu?

Odasından çıkmadan önce son kez aynadan kendime baktım. Kendini görmek bambaşka bir histi. Çok güzeldi. Hiçbir zaman bir aynam olmamıştı ama şimdi prens benim için özel bir tasarım getirtmişti.

-

Ertesi sabah başımda yoğun bir ağrıyla uyandığımda kendimi sıcak suyun içine attım ve biraz olsun iyi gelene kadar çıkmadım.

Aklımda dün gece, neler yaşadığımı yeni yeni kavrıyorum. Her şey bir rüya gibi. Prensin bana sarılması, üzerimi düzeltmesi, benim için bir ayna almış olması. Bunların beni tekrardan heyecanlandırması garip hissettiriyordu. Bir aynam vardı. Yakında benim odamda olacaktı. Nereye koydurmalıydım? Bu küçücük yerde tüm boyumu gösteren ayna nereye sığacaktı ki?

Ayna için henüz bir yer bulamadım ama düşünmek için de çok bir vaktim olmadı. Yaver prensin beni çağırdığını söyleyerek odamdan aldı ama bu sefer prensin odasına gitmedik. Büyük salona götürdü beni. Kapısı kapalı, tüm kötü duygularıma ev sahipliği yapan yer. Babamı öldürdüğü yerdi burası. Askerler Büyük kapıyı benim için açarken yavaş adımlarımla içeriye girdim.

Prens orada oturuyordu. Tahtında. Bir anda on beş yaşıma geri döndüm sanki. Her şey canlı kanlı buradaydı. Babam, prens, ben...

"Prensim lütfen bağışlayın beni!" Hemen merdivenlerin önünde elleri arkasından bağlanmış ince beyaz bir elbise giyen adamı gördüm. Bu bana tecavüz etmeye çalışan askerdi. "Prensim! Bir daha yapmayacağım. Onun sıradan birisi olduğunu düşünmüştüm!"

klanın son hizmetçisi | yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin