dönüş

895 119 114
                                    

Uzun bekleyişler, bitmeyen geceler, karanlığın hakim olduğu gündüzler sonunda son buldu. Penceremden bir güneş doğdu. Doğan güneş her şeyi unutturdu. Evim geldi. Evine geldi. Kral Soobin saraya döndü. Onu bekleyerek geçirdiğim günler beni daha fazla zehirlemeden bana geldi. Pencereden izliyordum onu. Atından iner inmez saraya girdi. Onun geldiğini bilmek içimi rahatlattı ve beni deli gibi heyecanlandırdı. Kanım hızlı. Bedenim alev alev.

Odanın kapıları duvarlara çarparak açıldı. Onu gördüğüm gibi koşarak üzerine atladım. Kollarını açıp kucakladı beni. Sıkı sıkı sarıldık birbirimize. İkimizden hasretle yanarken birbirimizi söndürmeye çalıştık. Dudakları özlemle benimkileri öptü. Onu görmeyeli neredeyse dört gün olacaktı. Bu bile fazla gelmişti.

Nefes nefese dudaklarımızı ayırdık. "Bir daha bensiz gitmeyin." dedim. Ağlayacak gibiydim. Yanaklarımdan tuttu. "Gitmeyeceğim Yeonjun. Bir daha seni tek bırakmayacağım." Tekrardan dudaklarımı öptü. Bırakmadım onu. Özlemim dudaklarımdaydı. Oraya tutundu. Gözlerim kapıda bekleyen yavere kaydığında istemsizce de olsa kendimi geri çektim. "Duydunuz mu?" diye sordum korkarak.

Yüzünde bir öfke belirdi. "Duydum. Yaverim söyledi."

"Ben değilim." Ona yalvaran gözlerimle baktım. "Yemin ederim ben değilim." Dudaklarımdan öpüp susturdu beni. "Biliyorum. Sen değilsin bundan eminim. Sen yapmazsın."

Kafamı göğsüne bastırdım. Yanağım ceketine sürtündü. Ellerim arkada sırtını tutuyordu. "Özür dilerim." dedim ağlamaklı çıkan tiz sesimle. Elleri saçlarımı okşadı. "Neden özür diliyorsun Yeonjun? Sen bir şey yapmadın ki?"

"Sırrınızı koruyamadım."

"Korudun." Dudaklarını saçlarıma bastırdı. Uzunca öptü. "Sen hiçbir şey sormadın bile. Sırrımı kendi sırrınmış gibi sakladın." Boğuk sesiyle konuştu. "Teşekkür ederim." dedi. İlk defa bana teşekkür ediyordu. Belki de ilk defa birisine teşekkür ediyordu. Bana sarılırkenki sıcaklığını hissettim. Özlediğim bedeni sıkı sıkı tutuyordu beni. Göğüslerimiz birbirine değiyor, ellerimiz bedenimizde geziniyordu. Dudakları saçlarımı okşarken düşünebildiğim tek şey yine o'ydu.

Bırakmadı. Bana dört günün acısını çıkarırcasına sarıldı. Öyle uzun öyle güzeldi ki, her şeyi unutup bütün gün ona sarılabilirdim. Hislerini bilmediğim kralın şimdi benimle aynı hissettiğine yemin bile edebilirdim. Onu ilk defa anlıyordum. Ne hissettiğini biliyordum. Çünkü bende aynı şeyleri hissediyordum. Aynı özlemle yanıyor, aynı hasretle tutuyordum. Ayrı kalmak çok zordu. Kral Soobin'den ayrı kalmak artık daha zordu.

"Ne yapacaksınız?" Kollarımdan tutup geriye çekti beni. "Yaverim kimin yaptığını bulmuş. Onu öldüreceğim. Fakat bunu nasıl engellerim bilmiyorum."

"Hepsini susturabilirsiniz." Gözlerim parladı. Bir anlığına da olsa bu fikir bana gerçek gibi gelmişti. Sanki istese yapabilir gibiydi.

"Kimseyi susturamam. Halk konuşmaya başladığında bu iş bitmiş demektir. Herkes gerçeği öğrenir."

Sırtındaki elimi beline indirdim. Orayı yavaşça okşadım. "Üzüldünüz mü?" İstemeden de olsa bunu merak ediyordum. Onun bir şeyler hissettiğini bilmeye ihtiyacım vardı. Üzülmediğini hatta onun hiçbir şey için üzülmeyeceğini adım gibi biliyordum.

Dediğim gibi de oldu zaten. Kafasını iki yana salladı. "Üzülmedim. Sadece öfkeliyim Yeonjun. Öfkem beni yıllarca ayakta tutar." Sözlerindeki keskinlik beni biraz da olsa mutlu ediyordu. O dediğini yapardı. Bu zamana kadar da yapmıştı.

Sarayda yayılan dedikoduyu kim yaymıştı söylemedi. Sonra öğrenirsin diyerek beni merakta bıraktı. Bunun üstüne ben annesiyle olan konuşmamızı nasıl söyleyeceğimi düşündüm. Şimdi sırası değildi. Kral Soobin akşama kadar hiçbir şey düşünmeden dinlenmek istediğini söyledi. Hizmetçiler odaya gelip küveti sıcak suyla doldurdular. Havluları hazırladılar. Odada ikimiz dışında kimse kalmadı. Kral Soobin üzerindeki her şeyi çıkarıp küvete girerken bana döndü. "Yanıma gel." diye emir verdi sakinlikle. Onu dinledim. Tıpkı onun gibi üzerimde bir parça kumaş kalmayana kadar her şeyimi çıkardım. Benden önce oturduğu küvette sırtını yaslamış bana bakıyordu. Erkekliğime kaydı gözleri. Utanmadım. Ben küvetin içine oturana kadar tüm vücudumu izledi.

klanın son hizmetçisi | yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin