"Keşke gitarımız olsaydı ya."
"Çalacak biri var sanki hyung."
"Ne demek çalacak biri var sanki, kaç senedir tanışıyorsunuz hyunjin'in gitar çaldığını bilmiyor muydun?"
"Gitar mı çalıyordun?"
Kaşlarımı kaldırarak yanımdaki hyunjin'e döndüğümde o ufakça sırıtmış ve konuşmuştu kollarını geriye yaslarken.
"Sana söyledim, birçok şeyde iyiyimdir."
"Vay be."
"Sen de biliyorsun, ama daha çok- keman mıydı?"
Dediğiyle tebessüm olan yüzüm ufak ufak solmuş kaşlarımı çatmıştım, bu konuyu açan kişinin hyunjin olacağı aklıma gelmezdi.
"Nereden biliyorsun keman çaldığımı?"
"Görmüştüm odanda."
"Çok öncedendi, üniversiteye geçtiğimde bıraktım."
"O kadarını bilemem, soojin göstermişti baya iyi çalıyorsun ama."
"Sağ ol."
"Ne zaman bitiriyorsunuz bu ilişkiyi peki?"
Soobin hyung'un dediğiyle kollarımı dizlerime sarıp gözlerimi denize diktim, bu sorunun cevabını hyunjin'in vermesini istedim belki de bilmiyorum.
"Soojin'in öğrenmesi ne demek biliyorsunuz değil mi?"
"Keyif kaçırmaya mı konuşuyon lan?"
"Şimdi konuşmak daha iyi değil mi amk?"
"Değil kes çeneni."
Hyunjin soobin hyungu tersleyip ortamı sessizliğe gömerken ben samimiyetsiz bir gülümsemeyle yanıtladım soobin hyungu.
"Yapabileceğimiz en kısa zamanda, ya da yaptığımız çocukluğun ikimiz de farkına vardığımızda."
Hyunjin'in bakışlarını üstümde hissetsem de bakmaktan kaçınıp boğazımı temizledim ve eski pozisyonuma dönerek durgun denizi izlemeye devam ettim.
"Gidelim mi artık odalara sabah erken havuza gireriz."
"Olur gidelim."
Herkesle beraber ben de kalkmak için hamle yaparken hyunjin bileğimi tutarak beni tekrar yerime oturttu ve başımızda duran yeonjun hyung'a döndü.
"Biz biraz daha oturacağız siz gidin."
"Tamam çok geçe kalmayın."
"Ay çok gerildim gidelim hadi."
Kai hyung koşa koşa giderken diğerleri de gitmiş ben de yanına tekrar oturup ayaklarımı kumlara doğru uzattım.
"Ne konuşmuştuk?"
"Kafaya takmamamı söyledin dediklerini ama doğru olduğunu sen de biliyorsun."
"Her durumda doğruyu seçmiyoruz."
"Bu yanlış bizi uçuruma sürüklüyor ama hyunjin, sürükleniyoruz."
Hyunjin yaslandığı yerde dikleşerek bana yaklaştığında bakışlarımı yüzünden çekmedim, o da bir şey demeden öptü beni uzunca.
Bu normal değildi işte, neden öpüşüyorduk ki biz böyle bir ortamda?
Titrekçe gözlerimi kapatıp karşılık verdim yavaşça, sonra geri çekilip gözlerime bakmaya başladı.
"Bu yanlış beni çok kötü yerlere sürüklüyor hyunjin.."
"Bir şey söyleyeceğim."
Ufak bir yutkunuşla konuştuğunda kafamı salladım konuşması için, o benden biraz uzaklaşıp konuşmaya başlamıştı.
"Yalancı biriyle birlikteysen ne yapardın?"
"Ne?"
"Sanırım sarhoşum.."
Elini koluma koyup benden destek alırken yerimden kalkarak onu da kaldırdım kendimle beraber, ben de sarhoş sayılırdım.
"Odaya gidelim artık."
"Tamam."
Beraber asansöre binip odamızın olduğu kata çıktığımızda hyunjin cebinden kartı çıkarıp bana uzatmıştı. Kartı kapının üstündeki siyahlığa okutup kapı açıldığında içeri girdim, arkamdan da hyunjin girip yine elimi tutup beni durdurmuştu.
"Ne oldu?"
Beni yavaşça kendine doğru çektiğinde bir iki adım atarak önünde durdum, sonra kaşla göz arasında sırtımı kapıya yasladı hyunjin.
Gözleri yüzümü karış karış dolaşırken bu garip ortam beni biraz daha gerdi sanki, eskisi gibi hissetmiyordum asla, rahat değildim ilk zamanki gibi.
Sevişelim ve bitirelim değildi isteğim, beni en çok korkutan da buydu ya, isteklerim başka duygularla evriliyordu birbirine, korkutuyordu beni.
"Sevişelim," Bir fısıltıyla konuşup yanağımı öptü önce, sonra öpücükleri boynuma doğru akarken bitirdi cümlesini.
"Biz gerçekleri ancak böyle unuturuz."
Ufak bir gülüşle yanıtladım onu, kollarımı boynuna doğru dolayıp boynumda olan yüzünü kaldırıp ben uzandım bu sefer dudaklarına.
Elleri üstümdeki uzun hırkama ulaştığında bedenini ve dudaklarını benden çekti ve çıkardı onu üstümden.
Ona bırakmayıp üstümdeki kazağımı da hızlıca çıkardım ve ellerimi yanaklarına sararak tekrar yapıştım dudaklarına, benim hareketimle beraber hyunjin de bacaklarımdan tuttuğu gibi kucağına almıştı beni.
Adımları odadaki büyük yatağa ulaştığında eskiden olduğu gibi otel odalarında buluştuğumuz zamanlar gelmişti aklıma, kaç ay olmuştu sahi, iki? Üç?
Sırtım beyaz çarşaflarla buluştuğunda hyunjin'in öpüşleri de göğsüme doğru inmişti, bense kendimden bile beklemediğim şekilde fazlasıyla dalgındım.
Beni hoş eden öpüşlerini seviyordum ama kafam takılıydı az önce konuştuğumuz şeylere.
"Neden ablamla da sürekli böyle misin diye düşünüyorum ki ben mesela?"
Kollarım boynundan yatağın iki tarafına düştüğünde hyunjin'in öpücükleri durdu ve kaldırdı kafasını, benimse gözlerim parlamaya başlamıştı ufak ufak.
Hayatımda böyle suçlu hissetmemiştim ben.
Hyunjin yutkunup bana baktı birkaç saniye, sonra da kendinden emin bir sesle konuştu.
"Ben Soojin'e hiç dokunmadım."
__________________________________
N
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dirty mind || hyunin ✓
FanfictionHyunjin: Ablanın kocasıyım jeongin Hareketlerine dikkat etmeni tavsiye ederim Jeongin: Bunu beni görünce kalkan sikine de söyle o zaman hm? ⚠️ yetişkin içerik⚠️ ___________________________________________________ Bu kitap @hyunjj_'a (yani bana) ait...