30

2K 240 474
                                    

Gaza biraz daha abanırken ışıkların yeşil olmasına şükrederek hastaneye biraz daha yakınladım, bu sırada da telefonum titremeye başladı.

Hiçbir şey düşünmüyordum, sadece hyunjin'i bulmaya gidiyordum. Belki hesap sormaya belki dövmeye belki öldürmeye.

Gözüm öylesine dönüktü ki, öylesine kötü hissediyordum ki. Ben gecelerce vicdanımın sesini sırf içimdeki hislerden sustururken o her şeyi tezgahlayan kişi olarak rahatmış meğer.

Beni parmağında bir kukla gibi oynatmış ve oldukça da keyif almış, o gece bana yanaştı ve fitili ateşledi, benim böyle yapacağımı bildiğindendi demek..

İğrenç herif.

Hastaneye vardığımda boş bulduğum ilk yere arabayı çektim ve inerek hızlı adımlarla hastanenin girişinden içeriye girdim.

Gözlerim tek kişiyi arıyordu, ablamı sonraya bırakacaktım çünkü buradaki en büyük günahkar hyunjin'di ilk.

Hesap sorulması gereken tek kişiydi, hayatımı sikip atan tek kişi, kendimi değiştirmeme sebep olan kişi, sevdiğim şeylerden vazgeçmeme sebep olan kişiydi.

Etrafıma bakarken ileride soobin ve kai hyung'u görmüştüm. Yaş akan gözlerimi sertçe silerken onlara ilerledim, onlar biliyordur kesinlikle hyunjin'in nerede olduğunu.

"Hyunjin nerede?"

"Jeongin, ne işin var burad-"

"Hyunjin nerede?"

Bastırarak cümlemi tekrar ettiğimde soobin hyung da dikiş atmayı bitirdiğinden bana doğru döndü.

"Bir hastaya bakıyordu az önce buradaydı, senin neyin var ağlıyorsun."

"Sağolun, güvenliğe de haber vermeyin."

"Ne?"

Cevap vermeden yine yürümeye başladığımda ileride onu gördüm nihayet, jin veya hyunjin.

Bana kendi ismini dahi söylemeyen hyunjin, gerçi gerçek ismi hyunjin mi onu da bilmem.

Yanındaki bir hastayla konuşurken yumruklarımı tekrar sıktım ve ona ilerlemeye başladım hızlıca.

Hyunjin'in bakışları bana dönerken beni gördüğünde gülümsedi ve el salladı, fakat ona yakınladığımda gözlerimin kızarıklığını görüp kaşlarını çattı.

"Jeongin neyin v-"

Yanına vardığım gibi tokadı bastığımda birkaç adım geriye sendeledi, koridordaki herkesin bakışları da bize dönmüştü, hatta birkaç şaşkın mırıltı da eklenmişti.

"Aşağılık herif!"

Hyunjin yanağını tutarak kafasını kaldırdığında gelen güvenlikleri durdurup kolumu tuttuğu gibi beni sürüklemeye başladı. Bense bağırmayı kesmiyordum, öyle sinirliydim ki her tarafı dağıtabilirdim.

Hyunjin bir odanın önüne geldiğimizde kapıyı açıp beni içeriye soktu ve kendi de girdi arkamdan.

"Pekala, bari haber verseydin de alıştırsaydım kendimi."

Üstündeki önlüğünü çıkarıp boynunu çıtlatırken dilimi yanağıma bastırarak bu sefer güçlü bir yumruk attım yüzüne, onu sabaha kadar dövebilirdim.

"Orospu çocuğu, nasıl yaptın lan, gözlerimin içine baka baka nasıl yaptın bana bunu!"

Yakalarını tutup onu sarsmaya başladığımda yutkundu ve kanayan burnundan dolayı kafasını geriye attı.

"Haklısın, iğrenç bir insanım."

Uzanıp kapısını kilitlerken tekrar bir yumruk attım yanağına doğru, geriye sendelemesine izin vermeden tekrar ve tekrar vurdum ona, bir yandan da bağırıyordum sinirle. Geçmiyordu sinirim ve hırsım, nasıl yapmıştı bana bunu?

Dirty mind || hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin