"Uyuyor mu hâlâ?"
"Uyumadığını biliyorsun."
Ablam kapıyı kapatıp saçlarımı okşarken kafamı eğip derin bir nefes verdim, hyunjin geldiğimizden beri kendini odaya kapatmıştı, hiç yanıma da gelmemişti.
Ben de ablamı çağırmıştım belki onunla dertleşir diye, ben kendimi suçlarım diye benimle konuşmuyordu çünkü.
"Konuşmak istemiyor mu benimle?"
"Ablacım, seni üzmek istemiyor sadece. Kötü hali şu an, ben de aynı fikirdeyim onunla, kötü etkilenirsin."
"Yanında olmak istiyorum ama."
"Doldurma gözlerini bakayım, bir de senin ağlamanla uğraşamam."
Yanaklarıma yumuşakça vurup merdivenleri inmeye başladığında dudağımı ısırıp kapı kolunu açıp açmamak arasında kaldım, o benim her anımda yanımda olup bana güç verirken ben şimdi burada durmak istemiyordum.
Ben de ona güç vermek istiyordum, gerekirse ailesiyle bile konuşurdum.
Kapıyı yavaşça açıp içeriye baktım, hyunjin yatağa uzanmış arkası dönük bir şekilde duruyordu öyle, ufak ufak çektiği burnundan başka ses yoktu odada, peçetelerden bir dağ oluşmuştu çoktan.
"Yemeyeceğim diyorum ısrar edip durmasana, geldin başımda ötüp duruyorsun zaten."
Çatallı sesiyle konuşmasına karşılık bir şey söylemeden odaya girdim ve kapıyı da kapattım arkamdan, yatağın diğer tarafına dolandığımda hyunjin'in kırmızı gözleri benimkileri bulmuştu, hemen gözlerini silerken yerinde dikleşti ben örtünün altına girerken.
"Bir şey mi oldu bebeğim?"
Sırtımı yatağımızın başlığına yaslayıp kollarımı açtım onun için, birkaç saniye bakıp derin bir nefes verdi ve uzanıp ellerini belime doladı ve sarıldı bana, kafasını göğsüme bıraktığında bir elimi saçlarına diğerini de yanağına yerleştirdim, titrek nefesi bana ulaştığında bile ağlamak istemiştim sanki.
Onu ağlarken görmek beni oldukça güçsüz yapıyordu, gözlerimi kapatıp ağlamamak için kendimi sıktım ve saçlarını okşamaya devam ettim, tekrardan burun çekişleri başladığında anlamıştım ağladığını, kalbim parçalara ayrılıyordu resmen.
Kafasını göğsüme bastırıp yüzünü saklamaya çalıştığında kendimi biraz daha aşağıya kaydırıp saçlarını öptüm uzunca, konuşursam ağlardım, o içini dökene kadar susacaktım.
"Ben hiç bu kadar değersiz hissetmemiştim."
Kısık sesiyle konuşurken alt dudağımı ısırdım, çoktan ağlıyordum. Dudaklarının titrediğini baskı yaptığım yerden anlarken elimin üstüne akan yaşlarını silmeye çalıştım üstünkörü.
"Aynı bedende farklı kişi olarak görülmeme rağmen hiç.. Hiç babamdan nefret edemedim."
Bir hıçkırık dudaklarından çıktığında dudaklarımı kanatmaya yakındım, kahrolmuştum sanki bu bir gecede. Canım yanıyordu onun canı yandığı için.
"O öldükten sonra her şeyini bana yüklediler, Haneul'un kıyafetleri, yediği yemekler, hareketleri, saç şekli, kişiliği. Her şeyimi değiştirmelerine rağmen.. Jeongin ben yemin ederim hiç nefret etmedim onlardan."
Gittikçe hıçkırıkları artarken göğsümde sarsılan bedene iyice sarıldım, saçlarını okşuyordum ama yetmediğinin farkındaydım, kalbini nasıl düzeltecektim şimdi ben onun?
"Soya'yı ona benzetemedi diye ben oldum hedefi, belki sever diye uydum ona, git gide oyuncakları olmuşum haberim yokmuş."
Elini dudaklarına kapatıp sakinleşmeye çalıştığında kafasını kaldırıp gözlerime baktı, gözlerimiz birbirine değdiğinde dağıldım sanki, bedenim ve kalbim paramparça oldu. Yaşlı gözlerini görmek bedenimin her bir parçasını titretmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dirty mind || hyunin ✓
FanficHyunjin: Ablanın kocasıyım jeongin Hareketlerine dikkat etmeni tavsiye ederim Jeongin: Bunu beni görünce kalkan sikine de söyle o zaman hm? ⚠️ yetişkin içerik⚠️ ___________________________________________________ Bu kitap @hyunjj_'a (yani bana) ait...