Dirty mind || hyunin ✓

75

"Biraz daha kenara."

"Böyle iyi mi?"

"Hmhm."

Hyunjin göz altlarıma koyduğu maskeden sonra gözlerimin de üstüne salatalıkları koymuş ve oturduğum masaj koltuğunu ayarlamaya başlamıştı, tabii bana yaptığı o kadar eziyet sonunda bunları yapmak zorundaydı tabii ki.

"Biraz daha yatırsana ya."

"Emredersin hayatım, emredersin."

Derin bir nefes verip koltuğu biraz daha geriye yatırdığında gülümsedim ve sırtıma yapılan masajın tadını çıkardım, bu koltuğu da daha yeni almıştık, ilk deneyen kişi olmuştum haliyle.

"Gideyim mi ben, yoksa yanında durup havlayayım mı?"

"Abartma hayatım, hakettiğini veriyorum sadece."

"Kim haketti acaba?"

"Sen!"

"Tabii, bu akşam bağlayalım seni de sabaha kadar kudur."

"Sağ elini çözdüm."

"Benim hararetim öyle geçmiyor."

"Baya geçmiştir artık, bir sene sevişmek yok."

"Yuh."

"Hyunjin karadeliğe dönüştüm amına koyayım!"

"O kadar değil, dikkat ettim ben."

"Sağol ya çok iyisin."

"Rica ederim aşkım."

"Bir de bu halde parise gideceğim offf!"

"Erteleyeyim mi?"

"Hayır. Ya da bilmiyorum, şu an gidip orayı gezemem, yerimden zor kalkıyorum."

"Normalde bu kadar sert olmam biliyorsun, ama baya sinirlendim."

"Sabaha kadar orada bırakmak biraz ağırdı ama bana bu kadar pahalıya patlayacağını düşünmedim, ağlamaktan gözlerim çıktı."

"Öpeyim gözlerini."

"Git, tatlılık yapma bana orada."

"Aman ya.."

Gözlerim kapalı bir şekilde masajımın keyfini sürerken luca'nın miyavlamasını duydum, hyunjin oflarken güldüm, onunla kendisinin uğraşması gerekecekti şimdi.

"Bıktım bu veletten, yanlışlıkla üstüne falan basacağım küçücük bir şey zaten."

"Cani! Ver çocuğumu bana."

Ellerimi uzatırken o luca'yı kucağıma bırakmış geri çekilmeden dudaklarımı da öpmüştü hızlıca.

"Ben kitap okuyorum salonda."

"Muhabbet et benimle sıkılıyorum."

"Ayaklarım ağrıdı ya başında bekliyorum."

"E git otur aşkım."

"Zeka küpüsün gerçekten şu zekan olmasa ben nasıl yaşayacağım ya iyi ki bulmuşum seni tekrardan."

"Boğarım seni."

Gözlerimi açamadığımdan elimi gelişigüzel savururken hyunjin elimi tutup öpmüş daha sonra da gitmişti bir yerlere, nereye gittiğini de anlayamamıştım.

"Nereye gittin be?"

"Koltukta oturuyorum, konuşurum burdan anlat sen."

"Annenlerin durumu ne?"

"Soya ikna etmeyi deniyormuş ama iş bana kalacak belli, gerçi seçenekleri falan yok ki, ya kabul edecekler ya da o eve bir daha adım atmayacağım."