68

978 111 187
                                    

"Aldatıyor işte, başka açıklaması olabilir mi? Amına koyayım üstünde başka gömlekle geldi az önce, ağlayacağım şimdi sinirimden."

"Ablacım sakin ol, git konuş şimdi yanına gidip. Sonra da eğer doğruysa bitir her şeyi ve yanıma gel."

Zar zor bir nefes alarak telefonu kapattım ve ellerimi mermere yaslayarak aynadan kendime baktım, üç gündür bir dedektif gibi hyunjin'i gözlemlemiş ve en sonunda da emin olmuştum başka biri olduğuna, sadece bana bunu nasıl yapabilirdi diye düşünüyordum.

Aşkından ölen oydu oysaki, nasıl böyle bir şey yapabilirdi?

Dolu gözlerimi silerek yüzüme birkaç kez su attım ve sonra da banyodan çıktım, hyunjin aşağıda yemek hazırlıyordu. Geldiğinden beri tek kelime etmemiş, sabah giydiğinden başka bir gömlekle gelmiş, bir de yüzünde aşırı mutsuz bir ifadeyle dolaşıyordu.

Merdivenleri yavaş yavaş inerek mutfağa geldim istemesem de, duyacağım cevaplardan oldukça korkuyordum ve ağlamamak için kendimi öylesine fazla sıkıyordum ki dişlerim kırılacaktı.

Hyunjin önündeki tavayla ilgilenirken arkasında tezgaha yaslanmış ona bakıyorum bir şey demeden, benim geldiğimden haberdardı ama bir şey de demiyordu.

Bana dönmeyeceğini anladığımda dolapları açarak iki tane tabak ve kalan çatal bıçakları çıkardım, mutfakta dolanıp duruyordum boş boş.

Konuşsun istiyordum, ben söylemeden ne bok yediyse söylesin ve gideyim istiyordum. Beni aldatıyor musun diye sormaya gücüm yoktu..

Ocağın altını söndürüp sonunda kafasını eğdiği yerden kaldırdığında az önce olduğum yere geri geçerek sandalyeye oturdum. Karşımda bana dönerek geriye tezgaha doğru yaslanıp derin bir nefes verdi.

"Bir şey söyleyeceğim."

Dizlerim bir anlığına titrediğinde kafamı eğerek ellerimi yumruk haline getirerek sıktım hızlıca. Kalbim hızlı hızlı atıyordu şimdi, deli gibi korkuyordum söyleyeceklerinden.

"Söylemene gerek yok, biliyorum."

Gözlerimin hemen dolmasından dolayı bir anlığına kapatıp titrek bir nefes aldım.

"Ne, neyi?"

Gözlerimin dolu olduğunu görmesini boşverip kafamı kaldırıp gözlerine baktım, benim dediğime şaşırmış olmalıydı. Aptal sanıyordu beni belki de..

"Beni aldattığını biliyorum, zırvalamana gerek yok."

"Ha!?"

Şaşkınlıkla bağırdığında burnumu çekip elimi dudaklarıma bastırdım, bir de karşısında bebek gibi ağlamak istemiyordum.

"Ne aldatması jeongin, nereden çıktı!?"

Hızlıca masanın etrafından dolaşıp yanıma geldiğinde tutmaya çalıştığı elimi geriye çekerek bağırmaya başladım, inkar edip beni daha çok ayar ediyordu.

"Gecenin köründe başkalarıyla konuşuyorsun, bana hastaneye gidiyorum diyip başka bir yere gidiyorsun, arıyorum arkadan gülüşme sesi geliyor, sabah giydiğin kıyafet yerine başkasıyla geliyorsun. Çocuk mu kandırıyorsun hyunjin!"

Göğsünden onu ittirdiğimde birkaç saniye yerinde kalakaldı ve birden gülmeye başladı, bildiğin katıla katıla gülüyordu. Sinirim iyice tepeme çıkarken oturduğum sandalyeyi arkaya ittirerek yerimden kalktım ve karnına bir yumruk geçirdim, asabımı bozuyordu.

"Seni öldürürüm."

"Ve seni aldattığımı düşündün öyle mi?"

Gülerek konuştuğunda tırnaklarımı avucuma geçirip salona gitmek için birkaç adım attım ama hyunjin elimden tutup beni kendine doğru çekti.

Dirty mind || hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin