22

2.4K 223 195
                                    

Changbin: Neredesin minho

Minho: Saat gecenin körü
Nerede olabilirim sence
Niye özelden yazıyorsun ayrıca

Changbin: Parktayım
Gelsene
Bira aldım

Minho: Uğraşamam seninle changbin
Başka biriyle oyna

Changbin: Çocukluğu kes de gel
Bekliyorum

Minho: Sensin çocuk
Salak salak konuşma benimle

Changbin: Bekliyorum.
Gelene kadar da buradayım

Minho: Aptal herif
Bekle

Minho çevrimdışı

----

Minho

Sweatimin kenarıyla gözlerimi sildikten sonra telefonumu sinirle koltukta bir yere atıp ayaklandım yerimden, bu herifle uğraşmak istemiyordum şu an hiç.

Dediği gibi ben gelene kadar gitmeyeceğini bildiğimden siyah şişme montumu üstüme giyip salondaki telefonumu aldım ve evimden çıktım.

Hâlâ sessiz sessiz ağlıyordum bu yüzden changbin'i görmek istemiyordum, onun için ağladığımı görsün istemiyordum.

Umrunda değildi çünkü, gözlerindeki o boşluğu ve laubali tavrını görmek istemiyordum.

"Orospu çocuğu."

Kapıyı kilitlerken sessiz sessiz küfürlerimi sıraladıktan sonra anahtarımı da cebime atıp çıktım apartmandan.

Ayaklarım geri geri gitse dahi hızlı hızlı gittim parka, bir an önce ne bok yiyeceksek yiyelim ve eve gidip ağlamama geri döneyim istiyordum.

Üst sokaktaki parka ulaşana kadar sigaramın da sonuna gelmiştim, ileride salıncakların tekinde oturmuş kutu birasını içen çocuğu gördüğümde sigaramdan son bir nefes çekip yere attım ve ayağımla onu ezdikten sonra soğuk havaya doğru nefesimi bırakırken yanındaki salıncağa oturdum.

Hava soğuktu, bu aptal bu soğukta neden kısa kolluyla duruyordu ki?

Kafasını bana çevirip bir şey demeden bakarken bense kendimi sıkıyordum ağlamamak için, normalde böyle ağlak biri değildim fakat changbin bütün duyguları uçukta yaşatıyordu bana.

En önde de kırgınlık ve hüzün geliyordu.

Yerdeki poşete uzanıp bana da bir bira uzattığında yüzüne bakmadan alıp açtım ve uzunca bir yudum aldım, konuşmak istemiyordum onunla.

"Ağlamışsın."

Umursamazca konuştuğunda göz ucuyla ona baktım ve tekrar onun gibi önüme döndüm.

"Sanane."

"Neden ağladın?"

Bildiği soruyu sorması beni sinirlendirdiğinden derin bir nefes verdim ve biramı tekrar diktim kafama. Bildiği şeylerde salağa yatması sinirimi fena bozuyordu.

"Sanane dediğimi hatırlıyorum."

"Felix'in dediğinden mi?"

Bir şey demedim bu sefer, ona laf anlatmayacaktım. Konuyu değiştirmek adına konuşurken ona döndürdüm başımı, o çoktan bana bakıyordu zaten.

"Neden buradasın?"

"Gelmek istedim."

"Neden?"

Dirty mind || hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin