31

2K 240 438
                                    

"Yardım etmeyecek misin?"

"Sence?"

"En azından denedim."

Hyunjin dudağına yara bandı yapıştırırken ben de ayaklarımı uzatmış onu bekliyordum, benimle konuşmasını.

Sonunda aynanın önünden çekilip karşımdaki koltuğa oturduğunda ayaklarımı indirdim, dirseklerimi uyluklarıma koyarak ona baktım.

"Konuş."

"Aslında böyle baskı yapınca insan gerilmiyor deği-"

"Kes dalgayı hyunjin, kes dalgayı yoksa bayılana kadar döverim seni."

"Tehdit etmen hoş değil, hâlâ zor nefes alıyorum."

"Konuş."

Bastırarak kendimi tekrarladığımda derin bir nefes aldı ve kalkıp benim yanıma geldi sendeleyerek. Yanıma düşerken onu tuttum refleks olarak, sonrasında hemen kendimi geri çektim ancak hyunjin uzanarak elimi tuttu.

"Senden hoşlanıyorum, seni seviyorum, sana aşığım."

Gözlerimin en derinlerine bakarak konuşurken dişlerimi sıktım ve ellerimi geri çektim ellerinin arasından.

"Sen-"

"Ben, soojin'le lise ikide tanıştım. Bir kavgaya karışmışken beni kurtardı ve oradaki çocukları feci dövdü, ona hayran olmuştum tam o anda ama öyle bir pataklamışlardı ki beni ona teşekkür edemeden bayıldım. Gözümü hastanede açtım, o başımda beklemiş ben uyanana kadar korkusundan. O günden itibaren çok yakın arkadaşlar olduk, yediğimiz içtiğimiz dahi ayrı gitmedi bizim, herkes sevgiliyiz sanardı ama biz hep abla kardeş gibi olduk. Sonra yakınlaştığımız zamanlarda onlara gitmeye başladım."

Yutkunarak ondan biraz uzaklaştığımda karşısındaki duvara bakıp gülmüştü.

"Huysuz ve yüzü asık bir çocuk gördüm sonra tesadüfen, odasında oturmuş elindeki kağıtları parçalıyordu, o an yaklaşamadım ama bir sonraki geldiğimde yapabildim. Keman çalarken denk geldim bu kez, nasıl da büyülenmiştim o sesten anlatamam. Çok hoşuma gitti, bitene kadar dinledim o çocuğu, sonra yanına gidip selam verdim."

"Selam, ben jin."

"Selam, ben jin."

İkimiz de aynı anda konuştuğumuzda hyunjin bana bakıp gülümsedi tekrar ama sonra dudağı acıdığından yüzünü buruşturdu.

"Öyle başladı bizim hikayemiz, ilk başlarda beni yanında istemedi, hatta bir kez ısırmıştı bile beni, eğer odama girersen seni ısırırım demişti."

Bana bizi anlatırken güldü tekrar ve devam etti. Bense dünki bir düş gibi hatırladığım anıları tekrar dinliyordum ondan. Gozlerim dolu nefeslerimse sıkışıyordu.

"Yavaş yavaş alıştık birbirimize, artık o soruyordu ablasına beni, hyunjin hyung ne zaman gelecek abla diye."

"Bu yüzden bana diretip durdun hyung dememi-"

Kafasını sallayıp beni onayladığında kafamı eğdim, bilmediğim çokça şey vardı.

"Sonra hislerim başka duygulara evrilmeye başladı, hep görmek istedim o küçük çocuğu, tatlı tatlı bana da hep gülümsesin istedim, hep bahane ederek gelmeye başladım o eve, hep de o çocukla ilgilenmeye başladım, ondan da karşılık alıyordum sanki yavaş yavaş. Oluyorduk biz besbelli.. Güzel oluyorduk."

Yüzündeki tebbesümü yavaş yavaş düşerken devam etti konuşmasına, bense ağlamamak için kendimi sıkıyordum.

"Derken mezun olduk, soojin ve ben aynı üniversiteye düşmüştük yine, istediğimiz bölümler işler hayaller aynıydı, bu yüzden de yakındık birbirimize çok. Ben o küçüğü göreceğim için sevinirken başka şeyler çıktı yolumuza. Birbirimize çok gidip geldiğimiz için şüphe çektik, sevgili olduğumuzu düşündüler ve ben bir anda kendimi evlilik olayının içinde buldum."

Dirty mind || hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin