55

1.4K 157 281
                                    

"Ah dur, orası!"

Hyunjin bastırdığı yerden parmaklarını çektikten sonra altında kıvranan beni rahatlatmak adına bastırdığı yeri okşamaya bağladı, dikişlerimin olduğu yeri.

"Dün akşam ilaçlarını içtin değil mi?"

"İçtim."

"Renklerini say bana."

"Ne?"

"Hapların renklerini say."

Ellerini iki yanıma koymuş kaşlarını kaldırmış bir şekilde bana bakarken yutkunup etrafıma bakmaya çalıştım ilaç kutularını görürüm belki diye. Hyunjin elini çeneme sararak göz temasımızı kesmemizi sağladığında dudak büzdüm, o da derin bir nefes verip üstümden çekilip yanıma yatağa oturdu.

"Jeongin sana ilaçların ne kadar önemli olduğunu söyledim neden içmiyorsun?"

"Midemi bulandırıyor.."

"Sonrasında bir şeyler yiyebilirsin, içmemezlik yaparsan iyileşmeyeceksin."

"İyileşmez miyim?"

"Hayır tabii, bekle burada."

Odadan çıkarken ben de yapabildiğim kadarıyla sırtımı yorganlardan ayırıp yatak başlığına yasladım ve elimi göğsüme koydum, hareket etmekte bir süre zorlanacağımı söylüyordu hyunjin.

Birkaç dakika sonra bir tepsiyle geldiğinde kucağıma bıraktı tepsiyi ve yanıma oturup ilaçları kutusundan çıkardı ve avucuna koydu.

"Yeşil, sarı, pembe işte."

"Haha, pek bir esprilisin."

Gülerek ona bakarken uzanarak yanağımı okşadı, bana olan ilgisi kendimi çok değerli hissettiriyordu her an. Benimle güzelce ilgileniyor hiçbir şeyi kendim yapmama izin vermiyordu.

Önce sarı olan."

Bana anlatırken bir yandan da ilacı bana yaklaştırıyordu, yüzümü buruşturdum burnumu tıkarken, gerçekten nefret ediyordum hap içmekten.

"Daha tadını almadan kendini kusturmaya çalışıyorsun bak, başka bir şey gibi düşün."

İğrenmiş yüzümü düşürmeden ona bakarken ağzımı açmayacağımı anlamış ve tek elini yanaklarıma koyarak sıkmış ve dudaklarımın büzülmesini sağlamıştı.

İlacı ağzıma tıkıştırırken ben de bir yandan eline vuruyordum, şimdi üstüne kusacaktım.

Elime verdiği su dolu bardağı kafama dikerken elindeki çileği sokuverdi bu sefer de, buna bir şey demeden tamamını yedim.

"Aferin bebeğime, oldu bitti."

"Ağzıma soktun."

"Ağzını açmıyordun?"

"Midem bulanıyor."

"Abartma, kendini kusturmaya uğraşıyorsun bildiğin."

"Bir tane daha çilek ver."

Ağzımı açtığımda gülüp bir tane daha çilek yedirdi bana, böyle böyle üç ilacı da içmiş ve işkenceyi bitirmiştim.

"Bitti."

"Kusacağım."

"Hayır kusmayacaksın."

"Evet kusacağım."

Kucağımdaki tepsiyi alıp komodinin üstüne bıraktıktan sonra oturduğu yerden kalkarak ellerini uzattı bana.

"Yürüyecek miyiz?"

Dirty mind || hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin