Bölüm 19: Haberci

508 24 1
                                    

Bu bölümde, korku ve şiddet içeren unsurlar bulunmaktadır. Rahatsız olanlar varsa ona göre devam edebilirler. Keyifli okumalar♡

.

"Biz gençken, dedemin buna dair bir şeyler anlattığını hatırlıyorum sanki..." Çınar amcanın kurduğu cümle, ümitlenmeme sebep olmuştu. Sonunda bana ne olduğu konusunda yardımcı olabilecek birini bulmuş olabilirdim. Sabah ormanda gördüğümüz tatsız şeylerden sonra, bu gördüklerimin sıradan birer kâbus olmadığına emindim gerçi.

Mert ile yaptığımız, Barış'ı da şaşırtan o konuşmadan sonra soluğu Çınar amcanın yanında almıştık. Biz rüyamda gördüklerimi araştırırken, Mert de cesedi ve arabayı tekrar görebilmem konusunda bir fırsat bulmaya çalışıyordu. Her ne kadar Barış karşı çıksa da psikometri yeteneğimi kullanarak ne olduğunu anlamam gerekiyordu. Sabahki halimden sonra tekrar cesede yaklaşmamı istemese de bunu benim yapmam gerekirdi, çünkü o rüyaları gören bendim. Psikometri yaptıktan sonra bir şeyleri netleştirebilirdim.

"Yani daha önce prekognisyon yapan bir koruyucu var mıymış?"

"Ben öyle değişik isimleri bilmem ama dedem bu kişiye 'haberci' derdi. Anlattığına göre bu kişi, kendisiyle veya yakınlarıyla ilgili yaşanacak bazı kötü olaylara dair önceden işaretler görürmüş. O bunları gördükten sonra, genelde kırk sekiz saat içerisinde işaret edilen kötü olaylar gerçek olurmuş."  Bu delirmediğimi kanıtlasa da beni korkutmuştu, çünkü büyük bir yetenekti. Bu şeyle nasıl yaşayacağım, nasıl başa çıkacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu.

"Ama gelecek değişken bir şey olduğu için, gördükleri her zaman gerçek olmayabiliyormuş. Her zaman olayın birebir aynısını görmez, benzer işaretler gördüğü de olurmuş. Ayrıca gördükleri, kendisi ya da yakınındaki kişileri ilgilendiren şeyler olurmuş. Yoksa, önüne gelen herkesle ilgili bir şey görse işin içinden çıkılmazdı herhalde."

"Ama ben bu sabah öldürülen kadını tanıdığımı sanmıyorum. Gerçi cesede çok bakamadım ama burada fazla kimseyi tanımıyorum zaten."

"Bu olayın bir şekilde seninle bağlantısı olmalı. Yani dedemin anlattığına göre öyle ve bana da mantıklı gelmişti." Benimle ne ilgisi olabilirdi ki? Cesede tam bakamasam bile, arabayı da daha önce görmediğime emindim. Acaba Mira tanıyor olabilir miydi?

"Bununla ilgili kütüphanede mutlaka bir şeyler vardır, bence siz oraya da bir bakın. Ayrıca melezler ve lider koruyucular genelde günlük gibi bir defter tutarlar, sen de bilirsin Barış. Bu gelenek çok eskiye dayanır ve kayda değer olaylar mutlaka yazılır o defterlere. Kütüphaneye bakın, mutlaka bir şeyler çıkacaktır." Barış onaylarken, ben boş gözlerle ikisine bakıyordum. "Hangi kütüphaneden bahsediyorsunuz ve bu günlük olayı nedir?"

"Novun'da bir kütüphane var, tüm bunlar orada tutuluyor. Çoğu el yazısıyla yazılmış şeyler. Melezler, kendi yetenekleri hakkında günlük tarzında defterler tutarlar. Liderler de aynı şekilde, bölgelerindeki önemli olaylarla ilgili kayıt tutarlar. Size de söyleyecektim ama olaylar peş peşe gelince fırsat olmadı."

"Tüm melezler tutuyorsa annemin de olmalı, değil mi? Onun ve babamın akrabalarının yazdığı şeyler de olmalı. Barış benim onlara mutlaka bakmam lazım, özellikle anneminkine." Bu durum, beni gerçekten heyecanlandırmıştı. Bizi buradan göndermesiyle alakalı nedense aklımı kurcalayan bazı boşluklar vardı. Belki yazdıklarında bununla ilgili bir şeyler bulabilirdim.

"Beraber gideriz. Durumunla ilgili bir şeyler bulabileceğimizi düşünüyorum."

O sırada telefonuma mesaj geldi. Kontrol ettiğimde bunun Mert'ten olduğunu gördün. "Mert mesaj atmış. Ceset buradaki hastanenin morgundaymış ve il merkezindeki adli tıbba götürülmeden önce birkaç saatimiz olduğunu söylüyor. Görünmez olup girebilmemiz için bize kapıları açacağını yazmış."

KORUYUCU: SON MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin