Bölüm 12: Son Melez

769 39 8
                                    

Sadece bir gecede hayatım tamamen değişmiş, doğru bildiklerim birer yalana, imkânsız dediğim şeyler ise gerçeğe dönüşmüştü. Yüzünde geçmişin acı hatırasının verdiği buruk bir gülümseme ile hakkımda ne biliyorsa anlatmıştı Çınar amca. Anlattığı şeyleri dinleyince, bizi korumak için neden bu kadar büyük fedakârlıklar yapıldığını daha iyi anlamıştım.

Son melez demişti bana; bu söylediği üzerime öyle bir sorumluluk yüklemişti ki hayatımın aslında bir yalan oluşu bile bunun yanında hafif kalmıştı. Ailemle beraber umutlarımı ve hayallerimi de toprağa verdiğim o metropolden kaçıp bu küçük kasabaya sığındığımda, hayatlarımızın bu denli değişeceğini tahmin edememiştim. İçimdeki eksik parçalar bir bir dolarken, önemli bir parçamı kaybedeceğimi de... Çocukluğum ve gençliğim büyük bir yalana dönüşmüş, asıl geçmişim ise daha yeni tanıdığım insanların bana anlattıklarından ibaret kalmıştı. Gelecek hakkında emin olduğum tek şey ise artık sıradan bir hayatımın olamayacağıydı.

Çınar amcanın anlattığına göre sadece ben dört elemente sahip melez koruyucu soyunu devam ettirebilirmişim. Şu anda bilinen dört elemente sahip bir melez bulunmuyormuş ve bu kişinin ben olacağımı söylüyorlar. Kardeşim de bu soyu taşıyor ama ben büyük çocukları olduğum için asıl gücün bana geçtiğini düşünüyorlar. Kardeşimse tıpkı öz babamız gibi, bu soyu taşıyacak ama melez birisiyle evlenmezse büyük ihtimalle çocuğu tek elemente sahip olacak ve bu şekilde nesiller boyunca güç azalarak devam edecekti...

Bende ise durum farklı. Dört elemente de sahip olacağıma neredeyse eminlerdi. Çünkü annemin soyu da kendisi gibi dört elemente sahip melezlerle doluymuş. Babam da melez soyundan geldiği için son umudun bende olduğunu söylüyorlar. Açıkçası beni biraz korkutuyordu. Dört element de çıkmazsa bu soy tehlikeye girecekti, çıkarsa daha fazla kişi beni korumak için fedakârlık yapmaya başlar diye endişeleniyordum. Aynı zamanda birçok kötü yaratıkla savaşta önemli bir rol oynadığımı söyledikleri için de omuzlarıma sorumluluk yüklenmişti. Bunlar korkutucu görünse bile, bu güç bana verilecekse ona sahip çıkıp etrafımdakileri korumam gerekirdi. Bu kadar büyük bir gücün sorumluluğunu taşımam gerekirdi.

"Yine derinlere dalmış ne düşünüyorsun ablacığım?" Mira'nın sesi düşüncelerimden sıyrılıp bakışlarımı ona çevirmeme sebep oldu. Novun'daki bana verilen odaya birkaç parça eşyamı yerleştirdikten sonra öylece aynaya bakarak düşüncelerimde kaybolmuştum. Mira da yan odamda kalıyordu, Hazan'ın odası da hemen onun yanındaki odaydı.

Olaylı başlayan iş günümün sonunda Barış beni almaya gelmişti. Sonrasında birlikte eve gidip birkaç parça eşyamı ve ailemizden kalan kutuyu alıp buraya geldik. Mira da Kuzey'le birlikte bizden önce uğrayıp onun eşyalarını almışlardı. Böylelikle ikinci evimiz olduğunu söyledikleri bu yere de bize ait birkaç eşyayı yerleştirmiştik.

"Sadece...öylesine dalmışım işte. Bende sana gelecektim aslında. Evden birkaç şey aldım ya..."

"Kızlar bölüyorum ama eğitim saati geldi. Hadi gelin benimle, bizimkiler bekliyor." Açık kapıdan başını uzatıp sözümün yarıda kalmasına sebep olan Hazan, gülümseyerek hadi dercesine
eliyle bizi çağırıyordu. Mira bir şey diyeceğimi anlamış şekilde sorgulayan gözlerle bana baktı. "Sonra konuşuruz önemli değil. Hadi gidelim." 

Beraber odadan çıkıp Hazan'ı takip ettik, bizi bahçeye çıkarmıştı. Mira buraya ilk kez çıkıyordu. Hayran bakışlarına şahit olduğumda yüzüme bir gülümseme yayıldı. Onu çok iyi anlıyordum çünkü aynı şeyleri bende deneyimlemiştim. Bahçede, çimlerde oturan Barış ve Kuzey'in yanına gidip oturduk. Bu şekilde Barış'ın bize mini bir eğitim vermesi için gerekli ortam sağlanmıştı.

"Tekrardan aramıza hoş geldiniz kızlar. Öncelikle, size güçlerimiz hakkında birkaç şeyden bahsedeceğim. Daha önce bahsettiğimiz gibi güçlerimiz aslında dört elemente dayanır. Bunlar hava, su, ateş ve topraktır. Melez Koruyucu dediğimiz kişilerde bu elementler bir arada gözükür ve bu çok nadir bir olaydır."

KORUYUCU: SON MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin