Bölüm 44: İmtihanlar

371 24 4
                                    

50. bölüm gibi(Belki birkaç bölüm oynayabilir) final yapmayı düşünüyorum fakat aklımdaki hikaye burada son bulmuyor. "Son Melez" bir serinin ilki olabilir belki...

.

"Üzerinizde metal eşya kalmadı değil mi?"

"Hayır kalmadı."

"Lütfen hareketsiz kalın ve kendinizi kötü hissederseniz seslenin."

Hareketsiz kalmaya çalışarak soğuk sedyenin üzerinde uzanırken, insanı geren o yuvarlak cihazın içine doğru ilerlemeye başladım. Şu anda tomografim çekiliyordu ve burası dedikleri kadar rahatsız edici bir ortamdı. Lavabodaki halimi gördükten sonra Barış hemen doktora gitmemiz konusunda beni ikna etti. İtiraf etmeliyim ki o görüntü beni de korkutmuştu. Amica olan ve ilçedeki hastanede doktorluk yapan Ender amcanın arkadaşının yanına geldik. Anlattıklarımı dinleyince bunun iki sebebi olabileceğini söylemişti; kaza sonrası komplikasyon ya da doğaüstü iyileştirme gücümün yan etkileri...

Kafamda kask olduğu için ve büyük bir kaza olmadığı için ikinci teori üzerinde daha çok duruyordu. İnsanları iyileştirdikçe vücudumda bir çeşit toksin madde birikmiş olabileceğini ve bunu bir şekilde dışarı atmış olabileceğimi söyledi. Dışarı atmamın iyi bir şey olabileceğini de eklemişti. Yine de emin olmak için benden bazı tetkikler istemişti ve bunların hızlı yapılması için kaydımızı motor kazası olarak açmıştı. Ayak bileğim ve omzumdaki incinmeler bunu kanıtlar nitelikteydi zaten. İç organlarımın ve beynimin görüntüleri çekiliyordu, bazı kan tahlilleri ve başka birkaç tetkik daha yapılmıştı. Fakat hiçbiri beni şu an içinde bulunduğum dar alan kadar berbat hissettirmemişti.

Sonunda sedyemin hareket etmesiyle derin bir nefes verdim. İlgili görevli kalkabileceğimi söyleyince oradan bir an önce çıkmak istercesine hızlı adımlarla kabine girdim ve hasta önlüğünden kurtulup kendi kıyafetlerimi giydim. Kendimi zar zor koridora atıp, endişeli bir ifadeyle yerinde kıpırdanıp duran Barış'ın yanına doğru ilerledim. Beni fark ettiğinde hemen yanıma gelmişti. "İyi misin güzelim?"

"Kustuğumdan beri iyiyim zaten Barış, merak etme. Doktor da dedi zaten kazayla ilgisinin düşük olduğunu..."

"Kazayla ilgili olmasa bile hâlâ tehlikeli olabilir Alin."

Yorgunlukla nefesimi verdim. "Dışarı çıkıp hava alabilir miyiz? İçerideki kapalı ortam beni biraz gerdi de."

Sessizce onayladı ve elinde tuttuğu montumu giymeme yardımcı oldu. Çantamı da ondan aldıktan sonra parmaklarını benimkilere kenetledi. Eli elimdeyken içimdeki endişeler biraz olsun dağılıyordu. Bahçeye çıkıp boş banklardan birine oturduk. "Mahir abi sonuçlar çıkınca bize haber vereceğini söyledi. Bu sırada sana yiyecek bir şeyler almamı ister misin?"

Mahir Bey doktorumuzdu ve bize gerçekten çok yardımcı olmuştu. Barış'a dönerek, "Şu anda canım istemiyor, belki sonra." dedim. Fazla üstelemeyerek montunun cebinden saatimi, bilekliğimi ve kolyemi çıkarttı; tomografiye girerken onları Barış'a bırakmıştım. Sırayla hepsini takmama yardım etti. Kolyemi takarken saçlarımı yana alarak ona yardım ettim ve aklıma daha önce de takmama yardım ettiği an geldi. O anı düşününce yüzüme bir gülümseme yayılmıştı. Barış bunu görünce sorgularcasına bakmaya başladı. "Daha önce odamda kolyemi taktığın günü hatırlıyor musun?"

Gülümsedi ve parmaklarını saçlarımda gezdirdi. "Seninle ilgili hiçbir detayı unutmuyorum."

"O gün nasıl heyecanlandıysam hâlâ öyle heyecanlanıyorum. Sen bana ne yapıyorsun böyle?"

Alnıma nazik bir öpücük bıraktı. "Sadece senin beni nasıl değiştirdiğini sana da göstermeye çalışıyorum."

Başımı omzuna koyup kolumu da beline sardım. "Endişelenme, bir şey çıkmayacak."

KORUYUCU: SON MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin