Bölüm 51: Başlangıç (Final)

576 40 21
                                    

Her son aslında bir başlangıçtır. Gün biter ama gece başlar, bir mevsim biter diğeri başlar, yıl biter ama aynı anda yeni bir yıl başlar... Yeni bir şeylerin başlaması için sonlar gereklidir bazen. Mesela doğup büyüdüğün bir şehirden ayrılırsın, oradaki hikâyen son bulur fakat başka bir şehirde bambaşka bir hikâye başlatırsın. Belki hayatından hiç gitmesin istediğin insanlar çıkar ve ne yapacağını bilemez bir halde ortada kalırsın. Ancak sonra öyle insanlarla karşılaşırsın ki sana yeniden umut aşılarlar. İstanbul'da bir hikâyeyi yarım bırakıp gelmiştim, hayattan kendim için hiçbir beklentim kalmamıştı. Fakat ansızın karşıma çıkıp hayatıma dokunan insanlar sayesinde yeni bir başlangıç yapmış, tekrar yaşamaya başlamıştım. Ender amcalar bana yeniden aile olmayı hatırlatmıştı, Hazan ve Kuzey her koşulda birbirinin yanında olan gerçek dostluğu hatırlatmıştı, Barış ise daha yirmi üç yaşında bir genç kadın olduğumu hatırlatmıştı. Aslında en önemlisi buydu. Sadece başkalarını değil, kendi hayatımı da düşünmeyi hatırlattı. Bana sevmeyi, sevilmeyi, küçük anlardan mutlu olarak hayatın tadını çıkarmayı, ne istediğim ve nasıl hissettiğim hakkında konuşmayı hatırlattı. Aslında Barış bana yeniden 'ben' olmayı hatırlattı.

Ölümden döndükten sonra insanlar hayata farklı pencereden bakabiliyorlarmış, sanırım bana olan da buydu. Aklımda bir şekilde üniversiteye devam etmenin yolunu bulmak, kitap kafe düşüncemi gerçekleştirmek için bir başlangıç yapmak ve Barış'la el ele yürümek fikirleri dolaşıyordu. Sonuncusu diğerlerine göre kulağa çok basit gelse de beni mutlu eden şeylerin başında geliyordu. Onunla ilgili her şey bana iyi geliyordu. Artık kendim için yapacaklarımı bir köşeye atıp ertelemeyecektim, onlar için güzel başlangıçlar yapacaktım.

"Günaydın uyuyan güzel!"

Sert bir şekilde kapıyı açıp içeri dalan kardeşim sayesinde resmen yatakta yerimde sıçramıştım. Gözlerimi öfkeyle ona çevirdiğimde yüzüne şirin bir gülümseme yerleştirmişti. "Demek uyanıktın."

Elimi kalbime koyarak kendimi tekrar sırt üstü yatağa bıraktım ve sakinleşmeye çalıştım. Mira da elinde bir paketle içeri girip kapıyı kapattı. Elindeki paketi kenara koyarak yatakta benim gibi uzanarak tavana bakmaya başladı. "Hayal Gecesi'ni Hayal Sabahı olarak mı güncelledin?"

Yüzüme bir gülümseme yayıldı. Hayal Gecesi, küçükken onunla yaptığımız oyun gibi bir şeydi. Uyuyamadığında veya ben kâbus gördüğümde yanıma yatardı ve birlikte tavana bakarak hayaller kurar, kararlar alırdık. Bunu zor zamanlar geçirdiğimizde de yapardık. Onun ilk aşk acısında, liseye başladığım ilk gün kimseyle arkadaş olamayıp hep yalnız kalacağımı düşündüğüm zaman... Fakat en acısı ailemiz vefat ettikten sonra bile bir şekilde hayata devam etmenin yollarını bulmaya çalıştığımız gece olmuştu. O zamanlar en azından Mira bu kaosun içerisinde savrulup gitmesin diye çabalıyordum. O günden bugüne hayatım da ben de çok değişmiştik. Kardeşimi her zaman düşünecektim ve bundan gocunmuyordum. Ancak artık kendimi de geri plana atmayacaktım. "Sadece biraz kendimi dinlemek istedim."

Gülümseyerek yerinde doğruldu. "Ne söylüyor peki?"

Benim dudaklarıma da bir tebessüm yayılmıştı. "Kendini daha çok dinle."

"Bunu sevdim, bence de öyle yapmalısın. Kendin dışında herkesi düşünme huyundan vazgeç artık. Bu ben olsam bile."

Uzanıp saçlarını karıştırdım. "Ama sen benim küçük tırtılımsın."

Yüzünü buruşturarak elimden kurtuldu. "Ya abla ne tırtılı ya! Aramızda sadece üç yaş var. Bebek değilim ben."

Yanaklarını sıkarak, "Ama benim bebeğimsin!" dedim. Elimden kurtulup boynumu gıdıklamaya başladığında gülmekten karnıma ağrı girmişti resmen. "Tamam pes!" diye nefes nefese bağırdığım sırada zafer kazanmış gibi kollarını birleştirerek geri çekildi. "Ben bebek değilim, sen yaşlandın."

KORUYUCU: SON MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin