Her şeyimizi kaybettiğimizi düşündüğümüz bazı zamanlarda, hayat karşımıza daha farklı yollar çıkarabiliyormuş. Kardeşimle beraber bu kasabaya bir yanımız eksik olarak gelmiştik ve birbirimizden başka dayanağımız kalmamıştı. En önemli parçamızı burada bulacağımızdan, bu kasabanın bize umut olacağından habersizdik. Birbirimizden başka kimsemiz yokken ailemiz gibi göreceğimiz birçok insanla tanışmış, yalnızlığımızdan biraz olsun uzaklaşmıştık. Güçlerimizin kontrolünü kazandıkça ve etrafımızda, bize her konuda destek olan insanları gördükçe, artık daha fazla olumlu düşüncelerle dolmaya başlamıştım.
Psikometri yeteneğimi öğreneli yaklaşık bir ay oluyordu. O zamandan beri üzerinde çok çalışmıştım ve artık kontrol edebiliyordum. Aynı zamanda elementimi kullanma konusunda da kendimi çok geliştirmiştim. Bu konuda Barış, Kuzey ve Hazan'ın desteğini yok sayamazdım tabii. Mira da bu süre içerisinde kendisini çok geliştirmişti. Su elementini geliştirmesi konusunda Kuzey'le ciddi ciddi çalışmışlardı. Çalışmaktan çok kaytaracaklarını bekliyordum açıkçası ama düşündüğüm kadar da kötü gitmemişti. Aynı zamanda Mira'nın da Barış gibi hipnoz yeteneği olduğunu keşfetmiştik. Bunu da eğitim sırasında Kuzey'e sinirlenip telekinezi yöntemiyle kitabı onun kafasına fırlattığında fark etmiştik. Evet, hipnoz yeteneği olanlar kendisini geliştirdikçe telekinezi yöntemiyle objeler üzerinde etki sağlayabiliyorlarmış. Yani düşünce gücüyle nesneleri hareket ettirebiliyorlarmış. Ancak bu ilerleyen aşamalarda yapabileceği bir şeyken, melez olduğu için daha şimdiden yapabiliyordu. Tıpkı benim şu aşamada objeler üzerinde psikometri yapabiliyor olmam gibi.
Bütün bunlar olurken, kıdemli arkadaşlarımız Amortus avına çıkmaya devam ediyorlardı. Kendimi hazır hissettiğimi söylememe rağmen hâlâ onlarla çıkamamıştım. En nihayetinde bugün Barış'ı ikna ettim. Son testten başarıyla geçersem yarın gece onlarla çıkabileceğimi söylemişti. Fakat test sırasında giymemi istediği koruyucu kıyafet bence biraz tuhaf ve abartıydı. "Ne yani bunu mu giymemi istiyorsun?"
"Evet, giymeni istiyorum. Üçümüz beraber saldıracağız ve benim elementim tehlikelidir. Bu aleve dayanıklı bir maddeden üretildi ve..."
"Barış, biraz abartmıyor musun? Sonuçta benim de elim armut toplamıyor. Ne yani, karşı koyamayacağımı mı düşünüyorsun?"
"Hayır, karşı koyabileceğini biliyorum. Ama giymezsen ben doğru düzgün saldıramam ve bu başarılı bir test olmaktan çıkar. Bir anlık dalgınlığına bile gelse vücudunda iz kalır ve ben bunu istemiyorum." Lütfen dercesine gözlerimin içine bakmaya başladı. Bana gücümden korkmamam gerektiğini söylerken bunu kendisi yapıyordu. Bütün bunların geçmişiyle bağlantılı olduğunu tahmin ettiğim için şimdilik üstelemeyecektim. "Tamam ama siz de kask takacaksınız. Sonuçta bende seni havaya uçurursam boynunu kırabilirsin ve bu, bir izden daha fazlası demek."
Bir süre öylece baktıktan sonra gülmeye başladı. "Merak etme, bunun için daha uygun bir ortam hazırladık."
"İllâ giyeceksin diyorsun yani?" Evet anlamında kafasını sallayıp, sinir bozucu bir şekilde gülümsedi. Pes ederek askıdan koruyucu tulumu aldım ve kıyafetimin üzerine giymeye başladım. Fakat fermuar takılınca biraz sinirlenip çekiştirmeye başlamıştım. Bu kıyafet daha şimdiden hareketlerimi kısıtlamaya başlamıştı çünkü.
Barış bu halimi görünce gülümseyerek, "İzin ver ben yapayım." dedi ve fermuarın üzerindeki elimi nazikçe tutarak kenara çekti. Kalbimin depara geçmesini yok sayarak fermuarı düzeltmesine izin verdim. Birkaç saniye geçmeden fermuarı düzeltmiş ve sonuna kadar çekmişti. Şu anda küçük bir çocuk gibi gözüküyor oluşum da ayrı bir sinirimi bozuyordu. Barış ise bu halime gülümseyip duruyordu. "Yeterince eğlendiyseniz gidebilir miyiz artık Lider Bey?" Bu lakap Kuzey'in lafıydı ama bende sinirlendikçe söylemeye başlamıştım. Çünkü bu Barış'ı biraz sinir ediyordu. Bunu yüzünden anlayabiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCU: SON MELEZ
Fantasy"Sadece bir gecede hayatım tamamen değişmiş, doğru bildiklerim birer yalana, imkânsız dediğim şeyler ise gerçeğe dönüşmüştü. Yüzünde geçmişin acı hatırasının verdiği buruk bir gülümseme ile hakkımda ne biliyorsa anlatmıştı Çınar amca. Anlattığı şeyl...