Bölüm 27: Melez Günlükleri

496 25 1
                                    

Sığınağın yanına ulaştığımızda motordan inip kaskımı ona uzattım. Kaskları yerine yerleştirip bana döndü ve elini tutmam için uzattı. İçeri bu şekilde girmek biraz utanmama sebep olsa da o böyle bakarken asla geri çeviremezdim. Elini tuttuğumda yüzüne bir gülümseme yayıldı. Beraber geçitten geçip koridorda ilerlerken birkaç kişiye denk gelmiştik, fakat onlara selam verirken bile elimi bırakmamıştı. Açıkçası lider olduğu için biraz tuhaf hissetsem de o umursamıyorsa ben hiç umursamazdım. Benim için önemli olan kişi oydu.

Yine el ele çalışma salonumuza girdiğimizde Kuzey ve Mira alıştırma yapıyor, Hazan da Mira'ya taktik veriyordu. Barış "İyi akşamlar millet!" deyince, tüm dikkatleri üzerimize topladı. Önce bize sonra hâlâ birleşik olan ellerimize baktılar. Kuzey'in önderliğinde "Ooo" gibi nidalar gelmeye başladığında, gözlerimi devirdim. Fakat gülümsemeden de duramıyordum.

Kuzey "Sonunda be abi, sonunda!" diye heyecanla bağırınca, Hazan da "Ben demiştim ama." dedi. Mira da başını sallayarak "Seni ilk görüşte sevmiştim zaten." deyince, Barış araya girdi. "O yüzden mi yüzümü dağıtmakla tehdit ettin?" 

Kuzey yine ilk defa duyduğundaki gibi gülmeye başlayınca, Mira ona dirseğini geçirdi. Kuzey abartarak karnını tutmaya başladığındaysa umursamayarak bize dönmüştü. "İlk gördüğümde yemeğe davet etmiştim nankör. İkincisi ablamı tarikat üyesi yaptığını düşündüğüm içindi." dediğinde, hepimiz gülmeye başladık.

"Neyse, çok mutlu oldum sizin adınıza. Yine de ablamı üzersen ne olacağını biliyorsun." dediğinde, Barış elini yanağına koyarak korkmuş gibi Mira'ya bakmayı sürdürdü. Bu haline gülümserken yanağını sıvazlamaktan kendimi alamadım. 

"Ay bize yılışık diyen çifte de bakın! Kesin bizden beter olurlar demiştim." Ben yine ve yeniden Kuzey'e göz devirirken, Hazan araya girdi. "Kimse senden daha yılışık olamaz sevgili kuzenim. Şimdi bu kutlama işini sonraya bırakalım da Mira ısınmışken eğitime dönelim diyorum." Gerçek bir eğitmen edasıyla konuşup bahçeyi işaret ettiğinde, Kuzey kolunu onun ve Mira'nın omzuna atarak dışarı doğru yönlendirdi. "Tamam üzülme, kıyamam! Sana da şöyle üniformalı, yakışıklı bir devlet memuru bulacağım, merak etme benim pamuk şekerim." dediğinde bu sefer Hazan'dan dirsek yemişti.

Bizde arkalarından bahçeye çıktık. Mira bize dönerek "Ben Barış'la karşılaşmak istiyorum." dediğinde, Kuzey hemen araya girdi."Ee ben ne olacağım?"

"Sürekli yapıyoruz ama bazen bilerek kazanmama izin veriyormuşsun gibi geliyor. Hazan'la da daha önce yaptık ama Barış'la hiç yapmadık. Ne dersin enişte?" Son kelimesine vurgu yaparak söylediğinde bakışlarımla onu dövmüştüm resmen. İfademe karşılık omuzlarını silkip Barış'a döndü. Benim bakışlarım da Barış'ı bulduğunda halinden memnun bir şekilde gülümsediğini fark ettim. "Bana uyar yenge." dedi. O da son kelimeyi bastırarak söylemişti. 

Mira kaşlarını çatarak, "Ne yengesi ya ben senden küçüğüm bir kere!" diye sızlandı. 

Barış da montunu çıkartırken, "Bunun yaşla bir ilgisi yok. Sonuçta sen de benim kardeşimle birliktesin." dediğinde, Kuzey de "Haklı." dedi. Ben bu hallerine gülerken Mira, Kuzey'e öldürücü bakışlar atıyordu.

Diğerleri açıklığa doğru ilerlerken Barış bana döndü. "Şans öpücüğü yok mu?"

Bu hali şaşırmama sebep olsa da benimle uğraşmak istiyorsa altta kalamazdım. "Üzgünüm, kardeşimle karşılaşırken seni destekleyemem." 

Dudaklarını sarkıtarak yalandan mutsuz bir ifade takındı. Ben yanaklarını sıkamamak için direnirken, Mira arkadan "Hadi ama lider!" diye seslenmişti. Barış gözlerini kısarak bana baktıktan sonra, "Kuzey'le çok vakit geçiriyor ve sanırım artık buna engel olamayız." dedi ve arkasına dönerek Mira'nın yanına doğru ilerlemeye devam etti. Bu hali beni gülümsetmişti. İçindeki çocuğun açığa çıktığını görmek hoşuma gidiyordu. 

KORUYUCU: SON MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin