10. Bölüm ''Zafer''

433 64 20
                                    

Düşünceli halimle, önümde duran okuma kitabına yöneldim. Yüzümü saklamayı bırakarak, hikayeyi okumaya başladım. Arkamdan biri dürtünce, belimi usulca hareket ettirdim. Arkamda oturan Çağla, çaprazımda duran Anıl'ı gösterip, yönümü bulmamı kolaylaştırdı.

''Duru, teneffüste müdür seni odasında bekliyor olacakmış.'' dedi Anıl zor duyduğum sesiyle.

Anıl'ın mavi gözlerine hiddetle baktım.

''Kötü bir haber mi?''

''Bilmiyorum.'' dedi çay döktüğüm yere dokunarak.

Ardından konsantrasyonunu iyice okul formasına vererek, başını komple eğdi. Belli ki, kendi de halledememişti. Ne olacaktı ki sanki peçete getirseydim? Ben de sırama geri dönerek, hikayemin kalan kısmına odaklandım. Fakat nafileydi, aklım müdürde kalmıştı. Ne söyleyecekti ki? Üst üste içimi merak bürürken, düşüncelerimi kafamda yoğunlaştırdım. Sayfaları çevire çevire, sabırla zilin çalmasını bekledim.

Beklediğim zil kulaklarımda ahenkle ritim tutarken, hocadan sonra sınıftan ilk çıkan bendim. Minik arkamdan gelecek gibi olmuştu fakat sonra duraksamıştı. Alt kata adım adım ilerlerken, müdürün odasında kendimi frenledim. İçeriye doğru merakla atılarak, kötü bir şey olmaması için dileklerde bulundum.

''Gel, Duru'cuğum.'' dedi elindeki küçük kağıtları düzeltmek adına masaya vururken. ''Otur lütfen.''

Eliyle gösterdiği siyah deri koltuğa yavaşça oturdum. Sesi sakin geliyordu ama hala ne söyleyeceğini merak ediyordum.

''Oğlum Rüzgar'ın bu hafta sonu doğum günü. Bu yüzden, okulun ilerisindeki kafeteryada bir kutlama düzenlemeyi düşünüyorum. Rüzgar, bu tür partilerden pek haz etmez. Onu sıkmak istemiyorum, bu yüzden sadece 11/A sınıfının gelmesini istiyorum.'' diyerek düşünceli ifadesini daha da yoğun bir hale getirdi. ''Rüzgar'ın bu kutlamadan haberdar olmaması gerekiyor. Sürprizi bozmamak adına, bu sahte kağıtları sınıfındaki herkese dağıtmanı istiyorum. Herkesin orada bulunması, işimi kolaylaştıracaktır. Lütfen, ikna kabiliyetini yüksek tut Duru, sana güveniyorum.''

''Peki hocam.'' diyerek kağıtları elime aldım.

Tuttuğum kağıda göz ucuyla bakarken, Burcu'nun adı dikkatimi çekince okumaya başladım.

***

Sayın Burcu AKAL;

Okulumuz, Yıldırım Anadolu Lisesi'nin en başarılı sınıfı olarak, Cumartesi akşamı yapılacak olan bu küçük kutlamada yer almaya hak kazandın! Başarılarının devamını dilerim.

Mehmet YILDIRIM.

Yer: Petek Kafeterya- Teras kat.

Saat: 20:00'da.

***

Kağıtlara teker teker göz gezdirdikten sonra, istifimi bozmadan sınıfa girdim. Hala teneffüste olduğumuzdan dolayı, herkes sınıfta değildi. Sınıfta oturanlara dağıtmaya başladığımda, itiraz eden olmamıştı. Aksine sıralarında tepişmişlerdi. Zil çaldığında herkes yerlerini aldı ve kalan kağıtları dağıtmak üzere ayağa kalktım. Sıra Minik ile benim sırama geldiğinde, Minik'e kağıdı uzatıp kendimi es geçtim. Son kağıdı kapmayı her zaman seviyordum. Sana gelince, herkesin büyük bir merakla sorduğu soruyu sormuştun.

''Bu kağıtları neden dağıtıyorsun?''

''Mehmet Yıldırım, özellikle dağıtmamı istiyor.'' dedim ifademi bozmadan.

KARANLIĞIN ELASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin