"Ben Ömeri öptüm."
Nihat içtiği kahveyi yere dökmüştü.Hastanenin arkasında oturmuş,birazdan Muratı ziyaret için yukarı çıkacaktım.Tüm gün aklımı kurcalayan olaylardan biride buydu.Yüzümdeki morluklardan utanmadan birde bunu Nihata anlatıyordum.
Ben aklımı kaybetmişim.
"Yok ananın tövbe tövbe.Lan aynaya bir baksana sen.Yüzünde çizim yapmış herif!Sen gidip kardeşini mi öptün?Başlatma imkansız aşkına sikerim."
"Lan öyle öpücük gibi bir şeydi.Abartma."
Nihat sol kaşını kaldırınca yüzümü yere eğmiştim.Hayır,kesinlikle ciddi değildim.Ben bile neyi neden yaptığımı çözemiyordum artık.Ömere acımıştım...Onunla her konuştuğumda titreyen bedenine acımıştım.Belkide ben kötü olmayan ama kendisini kötü göstermeye çalışan bir zavallıydım.
"Yukarda kardeşin yatıyor.Sol bacağı alçıya alındı.Bak sana vicdan yap demiyorum.Paşam,abisi neyse kardeşi de odur."
"Beni ölümün kıyısından kurtardı.Bana kanını verdi.Benim yüzümden Kadir döverek öldürecekti onu.Lan pişmanım dedi,özür diledi!"
"Amına koyayım sende aşık olayım mı dedin?"
"Aşık olmadım!Acıdım lan acıdım!Ben yediyim boku kaldıramıyorum oldu mu?Onun gözleri bana öyle bakınca..."
İşte sorun buydu.Ben tek özrü duyunca iyi insan olmaya geri dönmüştüm.Ömerin benim cesedim için denizden çıkmamı beklemesini unutamıyordum.Bu çocuk sürekli ölümle aramdakı ince çizgiyi hatırlatıyordu bana.Her defasında beni kurtarmak için gelmesini bekleyecektim sanırım.
"Birazdan yukarı çıkacaksın Mert.Lütfen,git birde bunları Murata söyle.Yüzüne tükürmezse bende adam değilim lan!"
"Anlamıyorsun.Bir bok anlamıyorsun."
Komik ama bende anlamıyordum.İnsan kendisini nasıl anlamaz?Aynanın karşısına geçip azarlayacaktım kendimi neredeyse.Bana kırık bir cam verin.Tutarken elimi keseyim ve her şeyi bir kez daha hatırlayayım.
"Benden korksun istemiyorum."
"Ne oldu bu gün biliyor musun?Baban Murat uyurken saçını okşamak istedi.Ancak senin kardeşin bana dokunma diye bağırdı!Git ona anlat bunları.Diyorsun ya,Ömerin gözlerinde korku vardı diye.Muratın gözlerinde öyle bir boşluk var ki...Kusura bakma ama sikerim Ömerin korkusunu."
İyi bir abi olmak isterken yine duvara toslamıştım.Nihat bu kez ardımda durmadığına göre ben gerçekten hata yapıyordum.Boğulacağım sularda yüzüyordum anlaşılan.Bana ne bir cam,ne bir ayna vermeyin.Çünkü artık kendime bakacak yüzüm yoktu.
"Eve gidiyorum ben.Murata söyle abisi yarın gelecek."
"Kaçma Mert.İsminin hakkını ver kardeşim."
Dolan gözlerimi Nihattan saklayıp sırtımı dönmüştüm ona.Yumruklarımı sıktığımda tırnaklarım yakmıştı canımı.Belkide hataydı yaptığım.Ama ben neden pişmanlık duymuyordum?Belkide Muratın gözlerine bakmadığım içindir.Bende gördüm o gözlerdeki boşluğu.
Özür dilerim ikizim.Abin çok büyük bir bok yedi ve şimdi kusamıyor bile.
Bir kez daha anladım,beni mahveden şeyleri kendi ellerimle hazırlamıştım.Yine eve anneme gidiyordum.Annemi sevmeye başlamıştım artık.Çünkü annem bana duyduğu nefreti saklayamıyordu.
Teşekkür ederim anne.Sana bakınca kendime geliyorum...
"S-sen nasıl?"
"Seni ziyarete geldim Murat."
Kalbim sıkışınca adımlarım durmuştu.Elimi göğsümün üzerine koyup arkdamda kalan hastaneye baktım.Neden Muratın bana ihtiyacı olduğunu düşünüyordum?
"Çık!Git buradan!Ömer yaklaşma git!Lütfen yardım edin!ABİ!"
Bu günlük bu kadar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son sınıf
Actionİkiz kardeşinin yerine geçen Mertin hikayesi.Muratı,ikizini hastanelik eden o kişiyi arıyordu... Eşcinsel konulu!