Sabah alarmın sesine değil Ömerin aramasına uyanmıştım.Bana Yamaçın okula gelmediğini,endişelendiğini söylemişti.En son babasını polislerin götürdüyünü hatırlıyordum.Adamdan şikayetçi olmadıysa babası hapis yatmazdı.Umarım öyle bir aptallık yapmamıştır.
Üzerimi değişip babamın masaya benim için bıraktığı parayı almıştım.Artık iş bulup çalışmam lazımdı.Sürekli babamdan para alarak yaşamayı düşünmüyordum.Montumu alıp sokağın başına doğru ilerlemiştim.Ömerle buluşup Yamaçı ziyarete gidecektik.
Onu merak ettiğim için delirmiş olmalıydım.
"Başına bir şey gelmez dimi?"
Taksiyi bindiğimiz andan itibaren Ömerin elleri titremeye başlamıştı.Yamaçın başına bir şey geldiyse eğer bunun için kendisini suçlayacaktı.Ömerin elini tutup yüzüme bakmasını sağlamıştım.
"Sakin ol,hemen kötüyü düşünmeyelim.Belki hastadır o yüzden gelmiyordur."
Yamaçı kaç kez aramama rağmen cevap vermemişti.Onu tanıyordum,küfür etmek için olsa bile cevaplardı aramamı.Umarım gerçekten ateşler içinde kıvranıyorsundur.Seni hastaneye götürüp kurtarma şansımız vardır.
Kulaklığımı takıp yolun bitmesini bekledim.İlk çalan şarkıyı duyunca kulaklığımı hemen çıkarmıştım.Lütfen tesadüf olsun...
Her sabah doğan güneş
Bir sabah doğmaz oldu
Elleri ellerimden
Kayıp giden yıldız olduGülünce ışık saçan
O gözler yaşla doldu
Ağlama,duymaz artık
Bi' varmış,bi' yok olduGiderken bıraktığı
Bütün renkler siyah oldu
Üzülme,anla artık
Belki de huzur buldu (maNga-Dursun zaman)
Taksiden inip yolun diğer tarafında duran apartmanı göstermiştim Ömere.Yamaçın evinin önündeydik neredeyse.Yolu geçmek için bekliyorduk.On beş adımlık mesafeydi aslında.Hep diyorum ya on sekiz yaşındayız diye...
O gün biz büyüdük...
Arabalar durunca yolu geçmiştik.Bakışlarım apartmanın yukarı katına çıkmıştı aniden.Kaşlarım çatılınca Ömerin bileğini tutup durdurmuştum onu.Yamaçın camdan atılan bedenini havada görünce Ömerin önüne geçmiştim.
"ÖMER!"
Gözlerimin önünde siyah arabanın üzerine düşen cesede bakıyordum.Tam karşımdaydı.Arabanın camı kırılmış ve onun yüzü kanlar içinde kalmıştı.Ömerin arkasını dönmesine izin vermeyip sıkıca sarılmıştım ona.Büyüyen gözlerime bakınca kaşlarını çatmıştı.
"Ya-Yamaç?"
Beni göğsümden itip arkasında kanlar içinde yatan bedene dönmüştü.Açık kalan gözlerine bakınca yerimde donup kalmıştım.Az önce babası Yamaçın hayatına son vermişti.
On sekiz yaşında ölmeyi haketmiyoruz.Ancak en çok canımı yakan neydi biliyor musunuz?Yamaçın cenazesine gelecek bir ailesi yoktu...
Babamdan rica etmiştim,onu bizzat kendimiz defnedecektik.Ben kardeşimi çatıdan iten çocuğa mezar taşı hazırlattıracaktım.Ona son iyiliğim bir mezarının olmasıydı meğerse.Tüm yaptığın kötülükler gelip seni buldu Yamaç.
Cehennemde mutlaka buluşalım.
"Ömer,gidelim artık."
"Sen git.Ben biraz daha kalacağım."
Ömerin gözlerinden anlamıştım pişmanlık duyduğunu.Belkide o fotoğrafları bastırmasaydı Yamaçın şimdi hayatta olacağını düşünüyordu.Komşuların polise anlattığına göre,babasının bağırarak para istediğini duymuşlar.Adam alkol bağımlısıymış.
"Şu an bu toprağın altında yattığına inanamıyorum.Benimle sorunun neydi bilmiyorum ancak yaptığımı hakettin.Ben sebep olduysam ölmene cehennemde iki elin yakamda olsun Yamaç."
Ömerin söylediklerine duyunca yumruklarımı sıkmıştım.Keşke o gün babasını polise şikayet etmek yerine dövseydim.Keşke Yamaçın değil benim başıma bela olsaydı.Yine boğuldum keşkelerle.Yamaçın açık kalan gözleri aklımdan hiç çıkmayacaktı.Onun o halini kaç kez hatırladım ve her defasında midem kalkmıştı.
Mekanın cehennem olsun kardeşim.
Elveda Yamaç.Üzülen oldu mu hiç?Yani bir tık üzüldüm evet.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son sınıf
Acciónİkiz kardeşinin yerine geçen Mertin hikayesi.Muratı,ikizini hastanelik eden o kişiyi arıyordu... Eşcinsel konulu!