Kırmızı çizgi

998 61 6
                                    

"Neredeyim lan ben?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Neredeyim lan ben?"

Gözlerimi açınca ilk Nihatı görmüştüm.Sandalyeye bağlı şekilde önümde duruyordu.Kendimin ondan farksız olmadığını anlayınca kaşlarımı çatmıştım.Nihat sırıtarak yüzüme bakıyordu.

"Biz kaçırıldık mı lan?"

"Kanka sen bu zekayla Harvard falan okursun ya!"

Nihat gözlerini devirince hafızamı zorlamaya başladım.Küçük bir depodaydık ve ben en son iş aramak için çıkmıştım.Tabii yalnız değil Nihatla.Bir kaç yere başvurdum sonra yemek için dönerciye gittik.Daha sonrası kocaman beyaz bir sayfa...

Tek bildiğim yarın Kıvançın mahkemesi vardı.Her şey bana bağlıyken ben elim kolum bağlı depoda tutuluyordum.

"Özür dilerim.Benim yüzümden buradasın."

"Özrünü siksinler Mert.İkimizde biliyoruz,kırk yıl konuşmasak bile yarın sokakta karşılaşınca hiçbir şey olmamış gibi devam ederiz."

Çünkü gerçek dostluk,arkadaşlık,kardeşlik bunu gerektirirdi.Biz birbirimizi asla kalpten kızmazdık.Tüm küslük bir aramayla,bir lafla,hatta çoğu zaman bir bakışla son bulurdu.Ancak bu depo da birinin hayatı son bulacaksa o kişi ben olmalıydım.

"Yarın Kıvançın mahkemesi var.Bu yüzden buradayız,o piç az ceza alsın diye.Belki hiç hapis yatmaz bilemiyorum."

"O değilde ben çok acıktım lan."

İlk gülümseyip sonra kahkaha atmıştım.Komik değil sinir bozucuydu.Yaşanan her şey o kadar çok sinirimi bozuyordu ki.Akıl sağlığımın yerinde olmadığından şüphe duyuyorum artık.

"Beyler,keyifler yerinde bakıyorum?"

Olkanı karşımda görünce bir kez daha emin oldum,biz kaçırılmıştık.Bu herif kuzenini kurtarmak için bizim hayatımıza son verecekti.Kan dökmeden olmuyor bu işler.Hani derler ya,on sekizine dönmek ister insan...

Biri hafızamdan on sekizinci yaşımı silsin.

"Orospu çocuğu derdin benimle lan!Onu bırak gitsin hadi!"

"Mert sus lan!Ağzına çorabımı sokarım yeminle!"

Nihat iyi çocuktu,tek kusuru gerçek arkadaş olmasıydı.Keşke bana değilde başkasına yapsaydı arkadaşlığını.Ben intikam için girdiğim bu yolda kan akıttım ve birinin hayatına sebep oldum.Ömere Yamaçın ölümüyle senin ilgin yok dedim evet.

Çünkü suçlu olarak kendimi görüyordum.Yamaç ne kadar piç olursa olsun yaşamayı hakediyordu.

"Şimdi şöyle,siz ikiniz takımsınız ya.Yarınkı duruşmaya gitmemeniz gerekiyor.Şahit yoksa hapis yok,hapis yoksa siz yoksunuz."

"O ne demek lan?"

"Yani sonuç ne olursa olsun günün sonunda siz yok oluyorsunuz!"

İşte bunuda öğretti hayat bana.Kaderin yazdığı oyunu kimse bozamaz.Diyorlar ya,bu hayat benim karar benim diye.Yalan o laflar.Bu hayat bizim değil lakin öldükten sonra yaşayacağımız hayat kesinlikle bizim.

Cehennemi hakettim ben,cennet sizin olsun.

"Zaten hayallerimi almadın mı?Canımı alsan ne olur sanıyorsun?"

"Canın umrumda bile değil.Şunu imzala arkadaşını bırakayım."

Bakışlarım Nihatı bulduğunda kafasını çevirmişti.Bana yapmamamı söylüyordu ancak onun canını tehlikeye atamazdım.Hem o kurtulursa belki benim de kurtulma şansım olurdu.Ya da ailemi ona emanet ederdim.

Yaptığım hiçbir şeye pişman değilim.Ama keşke bir kez olsun annem saçımı okşasaydı.

"Mert sakın yapma!Bu herifin beni bırakacağını mı sanıyorsun?Aklını kullan artık!"

Olkan elini omzuma koyup yüzünü bana doğru eğmişti.Vereceğim cevabı bekliyordu.Ancak ben ne cevap vereceğimi bilmiyordum.Daha az önce sonuç değişmeyecek diyordu.Peki şimdi?Onun ipiyle kuyuya inersem ip kırılırdı.Bu kadarını biliyordum lakin hiçbir şey yapamıyordum.

"Lütfen onu bırak."

"Çok konuşuyor,susmasını söyle yoksa ben kendi yöntemlerimle susturacağım."

Nihata yalvaran gözlerle bakmıştım.Bu kadar aciz olmam onu sinirlendiriyordu.Hayır ne diye beni bu kadar çok seviyor bu aptal!

"Piçe bak sen!Beni mi susturacaksın?Gel sustur lan!Bir gelsene amcık!Seni annenin karnına geri sokarım lan ben!Sen gelsene lan!"

Olkan bu kez Nihatın önüne geçip yüzünü yüzüne doğru eğmişti.Sol elinde tuttuğu bıçağı görünce sesimi çıkaramayacak kadar şaşkındım.Hemen bir karar vermem lazımdı.Ya o kuyuya inecektim ya da yalnız ölmeyecektim.

"Sen basketbol oynuyordun dimi?"

"Olkan dur!Tamam!Tamam imzalayacağım!Olkan!"

Benim çığlıklarımı Nihatın çığlığı bastırmıştı.Omzuna saplanan bıçak kardeşimin hayallerine büyük bir çizgi çekmişti.Tıpkı benim hayallerime çekilen kırmızı çizgi gibi.


Finale az kaldı... Kafamda bir son hazırladım.Kaç gündür bunun için çabalıyorum ve bu kitabın hakketiği son olduğuna inanıyorum.



Son sınıfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin