(Final Part 1) : Mesrur

1.1K 79 53
                                    

Merhabalar:)

Bu bir final bölümünün ilk partıdır.

Bu bir final bölümünün ilk partıdır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Moğollar/ Yolum Seninle

🍀

İnsan bazen başına gelecekleri bilmeden kahkahalarıyla çınlatır dünyasını. İnsan bazen başına bir şey geldi mi peşinden başka bir şey gelmez sanır. İnsan bazen kalbinde kırıldık yer kalmadığını sanır, kırılınca anlar daha parçalanacak yerleri olduğunu.

Yirmi dört yaşındayım, bir adamı sevmeye başladığımdan beri daha hızlı yaşlanıyorum. Çok şey gördüm. İhaneti de gördüm, terk edilmeyi de yalnızlığı da yorgunluğu da.

Hepsi ben yaşarken oldu, unutmak istesem de unutamam.

Bunca gördüğüm şey arasında, kırk sene düşünsem aklıma gelmeyecek şeyler başıma geldi. Bir roman karakteri olsam yazarın bana garezi var sanırdım. Benden nefret ediyor, o yüzden peş peşe sineme ekiyor bu acıdan yoncaları.

Sonra anlardım ki, kendini sevmediğinden beni sevmiyormuş. Benim aracılığımla, vakti zamanında o kişiye söylenmemiş sözleri döküyormuş satır aralarına. Ama vakti zamanında o kişiye o anda söylenmemiş sözlerin, başka zamanda başka kişiye söylenmiş olmasının bir anlamı yoktu.

Ben söylenmemiş sözleriyle meşhur olan bir yazarın kaleminden dökülen ve onun adına konuşan bir karakterdim belki de.

Çok ağladım, çok yandım, çok acıdım ve çok sevdim.

Ağlamaya, yanmaya, acımaya, sevmeye devam ederken; güldüm, söndüm, mutlu oldum ve sevildim.

Bütün duyguların bir arada olabildiğini ben bir kitaptan ve bir adamdan öğrendim. Yas tutarken gülebilir insanın yüzü yahut kederin beraberinde neşe de vardır.

Mutlu olmak kolay değil, onu değerli kılan da bu.

Havalar gittikçe soğurken kızımın odası tamamen hazırdı, her akşam kendimi onun odasında dolaşıp düşünürken buluyordum. Bir rutin haline gelmişti bu. Beşiğinin tam karşısındaki duvara bir kitaplık monte etmişti Renan. O kitaplık çocuk kitaplarıyla doluydu. Yine birini seçip sallanan sandalyeye oturdum, pikeyi dizlerime atıp okumaya başladım.

"Kalbim çok acıyor" dedim.
"Biliyorum" dedi Kırlangıç.
"Nereden biliyorsun?"
"Çünkü kalbi acıyanlar birbirlerini tanırlar."*

Çocuk kitapları okumak bana çok iyi geliyordu. Sanki hem göğsümdeki hem karnımdaki kız çocuğunu eğliyordum, sırtını sıvazlıyor, başını okşuyordum.

Okumak güzeldi ama işin kötü yanı hepsi beni gözyaşlarına boğuyor, kendimi hüngür hüngür ağlarken buluyordum şimdi olduğu gibi.

''Her yara geçer,'' dedi kırlangıç.
İzlerini bırakarak ardında...
Bazı yaraların izleri küçüktür.
Unutursun orada olduklarını.
Bazı yaralar ise kocaman izler bırakır,
Çok acıtır canını.
Başlarda yara izlerin sana çirkin gelebilir.
Ama o izler fark ettirir sana sevginin varlığını."*

MecruhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin