47: Kendini Yitirenler Şehri Sakini

2.6K 232 153
                                    

Selamun aleyküm

🍀

Bölüm şarkısı:
Erkan Oğur/ Pencere Önü Çiçeği
Kıraç/ Derdimi Söylesem

🍀

Temmuz, 1995

Nalan ilk kurşunu Emine'den yedi. İhanete uğradığını düşünmek kalbini acıtıyordu. Kırgın bakışları kardeşim dediği kadının yüzündeydi.

Konağın mermeri sıcağın etkisiyle parlıyor, göz kamaştırıyordu. Neçirvan ve Rozerin dizleri üzerinde ölümü kabullenerek bekliyordu. Nalan ve Emine önce onlar için bir şey yapmak istiyordu. Onlar ölmesindi, geriye kalan ne varsa hallolurdu.

Cangül, Cesur'un dizi dibine çöktü. Dakikalarca yalvardı kızına bir şey yapmasın diye. Cesur dizlerini ondan kurtardı. Kin ve nefretle perdelenmiş zihni, öfkeli bakışlarıyla ve elindeki silahla bir cellat gibi birkaç adım ötelerinde dikiliyordu.

"Abi yapma." dedi Nalan. Dizlerine sarılmış oğlu korkulu gözleriyle amcasına bakıyordu. Gözleri Yekta'yı buldu.

"Yekta, Renan'ı götür." dedi kısık bir sesle. Yekta ablasını görmüş olmamın özlemini ve heyecanını bir kenara bırakarak kuzenini kucakladığı gibi, çırpınışlarını umursamadan merdivenleri indi.

"Abim bekle babam gelsin, Berzan abim gelsin. Lütfen abi." Emine birkaç adım atıp Rozerin'in önüne geçti. Bu Cesur'u daha çok kızdırdı.

"O senin kanından. O ağladığında sen susturdun ağabey. Düştüğünde ilk sen koştun. Mehmet'ten sonra ilk göz bebeğin. Etme abi. Bak Rozerin o. Ceylan'ım diye severdin abi." Cesur belkide en çok bu yüzden kızmıştı ona. Rozerin onun gönlünde bir başkaydı. Yeğeniydi fakat Nalan'a vermediği sevgiyi ona vermişti.

"Ona Amcasının annesi derdin abi."
Yüreği sızladı. Ona toz kondurmazdı. Okula göndermek istememişti. Göz değsin, dil değsin istememişti. Rozerin diretince her sabah o götürmüş, her akşam o getirmişti. Sevmişti onu. Kızı gibi sevmişti.

Onun kaçtığını duyduğunda beyninden vurulmuşa dönmüştü. Nalan'da kaçıp gitmişti fakat ne namusuna ne onuruna bir leke sürmemişti. Rozerin bir adamla kaçmıştı. Rozerin kendine leke sürmüştü.

"Sus Emine!" dedi yüksek bir sesle. "O bize ihanet etti. Besledik, büyüttük, sevdik. Bir adam için ailesini ardında koyup gitti. Anası kaç yıldır göz yaşı dökerdi, bir yarada o açtı. Adar abimi perişan etti. Bana diyeydi. Bana diyeydi kimi sevmişse düğününü ben yapardım. Öyle bir düğün yapardım ki Diyarbakır'da destan olurdu." Nalan ona bir adım yanaştı.

"Cahil o, abim. Daha çok genç. Bir hata yaptı. Affetsen? Abim..." Cesur elini kaldırdı.

"Sende hata etsin diye ona yardım ettin. Sus Nalan. Sen hiç konuşma, hiç!" Sürgüyü çekti. Silahı Rozerin'e çevirdi. Rozerin başını eğmedi. Bunu öğrenmişti. Bir Şiyar kadını başını birtek Yaradan'ı önünde eğerdi.

"Vur." dedi. "Vur amca. Sevmek, sevdiğinin peşinden gitmek suçsa, vur beni. Ne utanırım, ne korkarım, ne hesap vermekten çekinirim. Ama bilki sen bunun hesabını veremezsin." Ateşi harladı sözleri. Cesur'un talimatıyla karısı, Emine'yi çekip aldı.

Tetiğe bastı. Silahtan çıkan kurşun kendini önüne atan Nalan'ın acılı kalbine isabet etti. Bu Cesur'u durdurmadı. Emine ve Cangül'ün çığlıkları konağa dolarken üç ayrı kalbe, üç ayrı kurşun sıktı.

MecruhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin