Selamun aleyküm
🍀
"Ağlamahtan helak olmuşsan kızım. İç şunu. Keydine gel." Şadiye ablanın uzattığı büyük bardağı aldım. Teşekkür ederek birkaç yudum içtim. Boğazımdaki kuruluk dindi.
"Sen ne dinliyorsun ki insanları..." dedi Bahoz abi kızgın bir sesle. Ellerini ardında bağlamış masanın önünde dikiliyordu. Aram abi bir yanımda, dedem bir yanımda oturuyordu. Lalezar'sa çaprazımdaydı.
"Hahın ne dediğina bahmayacan kızım. Ağızları torba değil ki büzek. Konuşur konuşur dururlar." Elimdeki bardağı masaya bıraktım. Gözlerimi kısarak Şadiye ablaya baktım.
"Hahın ne demek?" Lalezar bana çevirdi kafasını. "El alem demek istiyor." Kafamı salladım. Bahoz abi karşıma oturdu.
"Bundan sonra çarşıya öteye beriye yalnız çıkmak yok. Ben istediğin yere götürürüm seni." Dedem memnun kalarak başını salladı.
"Bahoz istediğin yere götürsün seni. Ben de bu olanları bir Talas'ımla konuşayım. Gereğini yapmak gerek." Lalezar'la göz göze geldik.
"Onun umurunda olduğunu sanmıyorum..." dedi birden Lalezar. Bahoz abinin ona kaşları çatık baktığını fark ettiğimde bir süre onları inceledim. Asla muhatap olmuyorlardı. Birbirlerinin adlarını ağızlarına almıyorlar, lüzum olmadıkça aynı ortamda bile bulunmuyorlardı. Lalezar onu gördüğünde aniden sessizleşiyordu. Bahoz abi ise geriliyor, bakışlarını kaçırıyordu. Bir şeyler vardı ama ne?
"Başından beri sustuk ama şuramıza geldi..." dedi Lalezar boğazını göstererek. Dedem dikkatle onu dinliyordu. "Niyetim ispiyonculuk değil. Şikâyet de değil. Bizim bir derdimiz olursa hatta konu bizzat Renan abim olsa kime giderdik? Renan abiye. O çözerdi ama artık ona gidemiyoruz dede. Kulakları bize tıkalı. Normal şartlarda bir Şiyar olmasını geç bir genç kız Bersin'in yaşadıklarını yaşasaydı o çarşıda, Renan abi sessiz kalır mıydı? Asla. Ya şimdi? Biz bugüne kadar bir kere sana şikâyet ettik mi onu? Haksızlık etti, yanlış karar verdi, bizi dinlemedi dedik mi? Demedik çünkü yapmamıştı. Şimdiyse tüm bunların hepsini üç haftaya sığdırdı dede. Üzgünüm ama Renan abi çok değişti dede. Biz onu severdik sayardık. Hala öyle. Hala onu seviyoruz saygı duyuyoruz ama ona güvenmiyoruz dede. Bir problem varsa artık Renan abi çözer demiyoruz. Aksine tüm problemleri o çıkarıyor ortaya. Bir kişinin canını yakarak hepimizin canını yakıyor." Gözlerimi hayal kırıklığıyla dolan gözlerine baktım. Bu durum onu çok üzüyordu. Farkındaydım.
Dedem şaşırmıştı. Hem Lalezar'ın uzun sitemine hem de Renan Şiyar hakkında duyduklarına. Birkaç defa yutkundu.
" Talas mı? "Dedi teyit etmek istercesine." Evet dede." Ayağa kalktığında mahzun gözlerle yüzüne baktım. Arkasını dönerek odasına döndü. Gözlerim masanın üzerine düşen gölgeleye kaydığında kafamı arkama, yukarıya çevirdim. Renan Şiyar damdaydı. Kızgın gözlerle bize bakıyordu. Gözlerimi kaçırarak önüme döndüm.
"Dedem çok üzüldü." dedi Aram abi durgun bir sesle. Önümdeki suyu içtim. Masaya tutunarak ayağa kalktım. Ne zamandan beri oradaydı? Şu son yarım saatte olanları duymuş muydu?
"Her insan hata yapar. Hataları açıkça ortaya sereceğine keşke örtmeyi deneseydin." Bahoz abi dirseklerini masaya yaslanmış, Lalezar'a yönelik konuşuyordu. Lalezar hiddetle ayağa kalktı.
"En yakın arkadaşını savunacağına keşke bu gerçekleri sen vursaydın yüzüne. En iyi dost sürekli pohpohlayan değil gerektiğinde can acıtandır. Senin arkadaşına ne oldu farkında mısın? O basit bir insan değil. Bu topraklara bey oldu. Hata yapmaya devam ettikçe çamura batacak. Hatırlatayım. Zulüm ile abad olanın, hali berbat olur." Bahoz abi onun gibi ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mecruh
Chick-Lit"Ben seninle heba olmaya da razıyım." 🍀 HAYAL ÜRÜNÜDÜR Başlangıç Ekim/2019