Selamun aleyküm. Ben geldim. Dayanamadım attım bölümü.
🍀
Babam hep yürek Allah'ın evi derdi. Çer çöpü katma çöplük olmasın derdi. Gerektiğinde ateşe ver, temizlensin asıl görevi için hazırlansın, derdi.
Renan Şiyar karşımda yüreğinin cehennemden bir oda olduğunu söylediğinde bazı gerçekler yüzüme çarpmıştı.
Onun da, kardeşinin de isteği yüreklerinde ki yangını söndürmekti. Yüreklerine soğumadan bastırılan ateşte eritilmiş demir canlarını yakıyordu. Anne yokluğu oydu işte. Ateşte eritilen bir demirin, kalbin üzerine aniden bırakılması.
Tüm bunlar bu yüzdendi. Onların derdi yüreklerindeki yangınlaydı.
Yaslandığım yerden uzaklaştım. "Benim suçum ne?" Yüzündeki hiddet durulması ama yumuşadı. Ellerimi birbirine kenetledim.
"Ben kendi günahımı yüklenirim, ağrısını, vebalini çekerim sorun yok. Fakat benim günahsız olduğum bir olayın neden kahrını çekiyorum Renan Bey? İlla kan mı istiyorsunuz? Kanım döküldü. Can mı istiyorsunuz? Üç can hiç uğruna gitti. Yetmedi mi? Bir can daha isterseniz ben vereyim. Her şey bitsin. Anneniz geri gelecekse, vicdanınız sızlamayacaksa ben razıyım. "Ellerini ceplerinden çıkardı. Gözlerimiz çok kısa bir an kesişti.
"Yüreğinizdeki yangının sebebi bu değil. O intikam ateşi var ya sizi yakacak! İllaki yakacak. Bari engel olun da etrafınızı kül etmesin! Siz ağasınız. Emrinizde insanlar var. Ocakları sizin topraklarınız. Merhametini muhafaza edemezseniz insanların ocakları sönecek. Naçizane tavsiyem intikamı, kini bir kenara bırakın. Boynunuza aldığınız emanete sahip çıkın. Yok illa can istiyorum derseniz buradayım." Söyleyecek kelamım kalmadığında ahırda çıktım. Arkamdan birkaç şeyin devrilme sesi gelse de hızlıca uzaklaştım oradan.
Koşar adımlarla bahçeye girdim. Merdivenlere yürürken Adar amcanın sesini duydum.
" Kim müsaade etti atlara yaklaşmana?" durgun bir ifadeyle yüzüne baktım. Çardakta O, Miran amca ve oğulları oturuyordu. Diğer çardakta karıları, Beylem Hanım, Duha ve Ezman oturuyordu.
"Dedem izin verdi Dayı." dedi Lalezar merdivenleri inerken. "Balkı artık Bersin'in atı. Topraklarda, konakta hakkı olduğu gibi artık atların üzerinde de hakkı var. Yıllar sonra babasının hakkına sahip çıkıyor." Adar amca hiddetle ayağa kalktı.
"Sen bizim onun malına çöktüğümüzü mü iddia edersin densiz?" Lalezar kafasını salladı. "Hayır. Aksine malına dokunmadınız ama bekledikçe çürür değil mi? Artık beklemesin." Elimi Lalezar'ın koluna sardığımda kafasını bana çevirdi.
"Mal, mülk istemiyorum Lalezar. Senin dediklerini dedem zaten dedi bana. Balkı ise tamamen bana ait değil. Bakımını üstlendim sadece. Uzatmayalım. Odaya çıkalım." Gözlerini kapatıp açtı. Kafam önümde merdivenleri çıktım hızlıca. Oldukça terlemiştim. Banyo yapmam gerekiyordu.
🍀
Banyodan çıktığımda tir tir titriyordum. Koşar adımlarla odama girdim. Ayakkabılarımı çıkardığım gibi yatağa koştum. Yorganı açıp içine girdim. Kafama kadar çektim. Kapım açıldı. Kemiklerime kadar titriyordum.
"Bersin?" Boğazımdan çıkan cılız bir sesle cevap verdim. "Hı?" Yorganı kaldırıp merakla bana baktı. "Ne oldu kız?" yorganı üzerime kapattım.
"Banyodaydım. Başımı köpüklemiştim ki bir anda soğuk su akmaya başladı. Sanırım biri sıcak suyu kesti Lalezar." Yüksek sesli kahkahası odaya doldu.
"Ya inanamıyorum ya. Gittikçe çocuklaşıyorlar. Sen niye gittin de su ayarı dışarıdan yapılan banyoya girdin. Deseydin bana kapıda beklerdim." Yorganı burnuma kadar indirip yüzüne baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mecruh
Chick-Lit"Ben seninle heba olmaya da razıyım." 🍀 HAYAL ÜRÜNÜDÜR Başlangıç Ekim/2019