70: Yaradan İbaret Bir Kadın

1.8K 141 59
                                    

Merhaba

🍀

Rody Dünyada- Türkü

🍀

Yalanlarla dolu yaşadığım hayattan uyanmam on sekiz senemi almıştı. Ne kadar sır olursa olsun hiçbiri benimle alakalı olmaz sanmıştım. En fazla onlarla ilgili olan sırlardan benim hayatım belli bir ölçüde etkilenir sanmıştım. Yanılmak daha önce bu kadar acı vermemişti.

Bir şeyler yapmak istedim. Evi başlarına yakmak, fırtına gibi esip her şeyi darma duman etmek ve yakmak istedim. Yapamadım. Bunu yapamayaşım içime o kadar oturdu ki... Ona kırgın kalbimi ve yaralarla dolu sırtımı dönmek de çok zordu. En çok ona sığınmak istediğim anda terk ettim onu. Bahçeden çıkıp soğuk sokakta yürümeye başladığımda nereye, neden yürüdüğümü bilmiyordum.

Yolumu bulduğumu düşünmüştüm. Tekrar kayboldum. Ne yolumu ne yönümü, ne de nereye gideceğimi bilmiyorum. Zaten artık yürümekten yorulmuştum. Durmak ve durduğum yerde öleceğim güne kadar çürümek istiyordum.

Karşıdan karşıya geçmek üzereyken sıcak bir elin bileğimden kavrayıp beni çektiğini hissettim. Bir araba son hızla yanımızdan geçip gittiğinde o sıcak elin sahibini buldu gözlerim.

Renan Talas'tı. Kızarıp kanlanmış gözleriyle gözlerimin içine bakıyordu. "Araba çarpacaktı az daha." Dedi kızgın bir sesle.

"Bırak." Dedim öfkeyle. Öfkemin onunla zerre alakası yoktu. Yaşadıklarıma ve bana bunu yaşatanlara öfkeliydim. Beni bırakmak yerine kollarını bana sardı ve sırtımı göğsüne yasladı. Kollarının arasında çırpındığımda beni karanlığa, sokak lambasının ardına çekti. Dakikalardır tuttuğum hıçkırıklarıma engel olamadım. Beni etrafımda döndürdü. Kollarını omuzlarıma sarıp beni göğsüne bastırdığında göğsüne yaslandım. Gömleğini parmaklarımın arasında sıkıştırdım.

Ne söylersem söyleyeyim benimle kalmasını istiyordum. Bencil bir düşünceydi ama şu an nasıl düşündüğümle ilgilenemeyecek durumdaydım.

"Bırakmam." Ben ona sığındıkça daha çok sarıldı bana.

Bir zamanlar önüme kim çıksa bana 'O seni yaralar.' demişti. Bunu diyen kim varsa beni yaralamış, yaramı sarmaksa Renan Talas'a nasip olmuştu. 'Sen onun sevgisini ve tavizini hak etmiyorsun.' Diyen babam hak etmiyordu benim sevgimi. 'Kalpsiz kral...' diyen abim kalbini bir kenara atmış, beni senelerce kandırmıştı.

"Gidecek hiçbir yerim yok." Dedim ağrılar içinde. Bir kadın, bir adamı ne kadar severse sevsin bu cümleyi kurmak istemezdi. Aşk, sevgi, bağlılık gibi duygular gidecek hiçbir yerin olmadığından ona gidince değil, gidecek bin yerin olsada ona gitmeyi seçince güzeldi.

"Ben varım." Dedi kafasını eğip yüzüme bakarken. İri elleri yanaklarımda dolaştı ve gözyaşlarımı sildi nazikçe. "Dünyada gidecek çok yerin olsada, hiçbir yerin kalmamışsa da ben varım." Acıyan gözlerimi yüzünde gezdirdim. Parçalanmış, parçaları yere dökülmüş bir kadını toplamak zorunda kalacaktı. Ben ona yaralarımla değil, yarınlarımla gitmek istemiştim. Ben ona sancılar değil neşe götürmek istemiştim. Olmamıştı.

"Bu yara bu kez öldürecek sanırım." Dedim nefeslerim sıklaşırken. Bu yara dikiş tutmaz, sürekli kanayan bir yaraydı. Sürekli kanayan bir yarada elbet öldürürdü.

"Hayır..." dedi anlını anlıma yaslarken. "Bırakmak yok. Bırakmak yasak Yonca'm." Dudaklarını yumuşakça anlıma bastırdı. "Gidelim." Dedi elimi kavrarken. Birkaç dakikalık beklemeden sonra bir taksiyi durdurdu ve beni arkaya bindirdi. Yanıma binip adresi verdi. "Kadıköy'e." Ardından cama yaslanmama müsaade etmeyip beni kolunun altına çekti. Gözlerimi kapatıp omzuna yaslandım.

MecruhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin