Merhabalar.
Aslında daha uzun yazacaktım fakat iki parta böldüm, birini bugün yayınladım. Diğerini de birkaç gün içinde yayınlarım inşallah.
Satır aralarında buluşalım.
Sara Qədimova, Küsüb Getdi
🍀
Serin bir yaz yağmuru yağıyordu. Başak tarlası ıslanınca hoş bir toprak kokusu yayılmıştı etrafa, evimizin içine kadar sızmıştı. Çocukluğumdan bu yana yağmuru da yağmur kokusunu da severdim. Şehri temizlermiş gibi hissettirirdi. Güzel kokuyu ciğerlerime çekip pervaza yaslandım.
Bir saat önce varmıştık Diyarbakır'a. Annem, Akın'ın onlar için aldığı eve gitmişti. Biz dördümüz devam etmiş, konağa gelmiştik. Abim misafirlikteydi, bizde evimize geçmiştik. Bedenimdeki yorgunluğu dindirsin diye duşa girmiş, henüz çıkmıştım. Üzerimi bile giyinmemiş, yağmuru izlemek için cam kenarına kurulmuştum.
Abimin doğum günü kutlamasından sonra konuşmuştuk ve bu ilişkinin kaderini bana emanet etmişti. Emaneti kabullenmiş, eve dönmek istediğimi söylemiştim. Ertesi gün uçak bileti almıştı. Eşyalarımızı toparlamış, bir buçuk aydan biraz kaldığım Ankara'dan çıkıp gelmiştik.
Saliha Hanım'ın tavsiyelerinden biri, bir ağacın altına oturup yaşadıklarımı ağaca anlatmamdı. Bunu duyduğumda epey gülsem de bozulmak yerine hafifçe tebessüm etmekle yetinmişti. Onu da yaptım. Ankara'nın bilmem neresinde, bilmem ne ağacına tüm hayat hikayemi bir insana anlatır gibi anlattım. Sonunda epey ağladım ama bir ağaca anlatmak bir insana anlatmaktan daha kolaydı.
Ankara'ya böyle veda etmiştim. Bir daha gitmek nasip olur muydu bilmiyorum çünkü Renan Talas bir daha oraya gitmeyeceğine dair yemin etmişti. Onsuz bir yerlere gitmeye hevesim yoktu.
"Hasta olmaman gerek." Omzumun üzerinden odaya giren adama baktım. Elindeki havluyla saçlarının nemini alırken yatağa yürüyordu.
"Biraz yağmur hasta etmez." Elindeki havluyu yatağın ucuna bırakıp uzandı, kollarını başının altında bağlayıp gözlerini bana dikti. Duruşumu düzeltip döndüm, kalçamı pencere mermerine yasladım. Gözleri ağır ağır üzerimde gezindi. Bakışları kalbimi hoplatmıştı.
"Çok dışarıda dolanma. Diyarbakır sıcağını biliyorsun, yaz yağmuruna aldanma. Başına geçer." Gözleri bir müddet karnımda gezindi. Bakışları hafifçe kısılmıştı. "Karnın çıkınca nasıl olacak merak ediyorum." diye mırıldandı.
"Bende." Kendimi hiç öyle hayal etmemiştim. Ondan önce çocuk sahibi olmak gibi bir hevesimde yoktu. Çocukları hep sevmiştim ama anne olabileceğime inanmıyordum. İçime bu hevesi koyan oydu. Ben onun öncesinde dünyada kendi varlığıma tahammül edemezken, hayatıma girmesinden sonra çoğalma arzusunu tatmıştım. İki varlıktan birçok varlığa gitme arzusu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mecruh
ChickLit"Ben seninle heba olmaya da razıyım." 🍀 HAYAL ÜRÜNÜDÜR Başlangıç Ekim/2019