26-28.04.24
Tekin AlacaŞikayette bulunmak benim için çok zordu; hayır, onlara üzülmedim ya da beni sevdiklerini düşünmedim. Zorlandım, çünkü gelecekte nasıl olacağından korktum. Üzerime yürüyecek olmaları, gelecekteki öfkelerini...
Resul komutan umursamamam gerektiğini söylemişti, ne kadar çok umursarsan hayatına o kadar çok girecekler derken sanki böyle durumları sürekli yaşıyor gibiydi. İfademi alan polis memuru, babamın polis arkadaşlarının isimlerini isteyerek polisleri böyle gösterdikleri için onlar adına özür dilemişti.
On sekiz yaşında değil de artık beş yaşında falan hissediyorum, bu kadar saf ilgiye alışık değilim ve şımarırım diye korkuyorum.
Karakolda -orası merkez de olabilir, emin değilim- ifademi verdikten sonra o kadar çok acıkmışım ki Resul komutanın götürdüğü dönercide beş ekstra tam boy döner yedim. Resul komutan bir an korktuğunu söylese de sonunda üç döner kendisi gömmüştü.
Beş ne ki bıraksa bence daha fazla yerdim, ilk defa yemek yemekten keyif alıyordum. İlk defa dışarıda yürürken gökyüzü bana da güzel gelmişti.
Şimdi de il jandarma komutanlığındayız; Resul komutan da bazı komutanlarla konuşuyor, bense onların bulunduğu katın koridorundayım. Bahçede ve koridordan geçen görevlileri izliyorum.
Artık ben de asker olacağım.
"Ne?.." Yanımda aniden Resul komutanın sesini duymamla kalbimin depara kalkması bir oldu. Korkuyla adama döndüğümde kaşlarını çatmış bana baktığını gördüm, bu adam hayalet mi? Hayalet, değil mi? Oğlum nasıl bir anda geliyor lan? "Ne sırıtıyorsun pişmiş kelle gibi diyecektim, şimdi galiba karşı tarafa yolculuk var. Neyden korktun oğlum bu kadar, benim işte."
"Sizsiniz de komutanım... Çok sessizsiniz, kapının sesini bile duymadım; ne ara çıkıp geldiniz?" diye sormamla gülmesi bir oldu.
"Oğlum, ben böyle olmasam öğrenci yetiştirebilir miyim? Hadi, bitti işimiz." Şaşkınlıkla ona baktığım halde umursamadan kolunu omzuma attı ve yürümeye başladı, haliyle ben de yanındayım. "Askerlik celbin gelene kadar seni eğiteceğiz; üniversite sınavını kazandın, ama alacağın komando eğitimi olacak. 21 yaşından sonra da sanki ilk defa asker oluyormuşsun gibi acemi birliğine, ardından usta birliği ve son olarak da time gireceksin. Eğitimlerini başarıyla geçmezsen döverim seni! O gün menemeni nasıl yediysen eğitimlerini de dayağımdan kaçmak için başarıyla yapacaksın."
"Emredersiniz komutanım."
"Beni tanıdığını da kimseye söyleyemezsin, ne komutanlarına ne arkadaşlarına ne de başkalarına."
"Zaten sizi tanımıyorum ki komutanım, sadece adınızı biliyorum ki onu unutmak en kolayı. Adınız neydi efendim?" Oyuncu tavrımla yüzüne baktığımda kafama acıtmayacak şekilde vurdu, dişlerini göstermeden sırıttı. "Resul komutanım..."
Durduğum an o da durup bana döndü, ne diyeceğimi sessizce beklediğinde ona sarıldım. Beni kurtaran, hayallerimi direkt önüme seren adama sarılıp derin bir nefes aldım.
"Ben bu nefesi sizin sayenizde aldım, gökyüzünü de sizinle gördüm. Sizi utandırmayacağım, beni hatırladığınızda bile yüzünüz kızarmayacak." Ayrılıp tam asker selamı çaktım. "Sizin sayenizde bayrağımıza bir kan da ben olacağım, yemin ederim."
Elini enseme atıp kafamı sevdi ve yürümeye devam etti, gülerek peşinden gittim. O önde, ben arkada devam ederken kalbimin hızı yüzü geçmiş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçık Asker
ActionTekin Alaca, ailesinin bakıcısı olmak için doğmuş ve ailesine mahkum bir çocuktu. Ailesinden habersiz girdiği Milli Savunma Üniversitesi sınavında tam puan yapar ve kapısına Harp okulları komutanı Resul Ereğli gelerek Tekin'i alıp onu devletin gizli...