03.04-

366 61 74
                                    

Tekin Alaca

Haykırarak yataktan fırladığımda o görüntüler tekrar gelecek, yine aynı şeyler yaşayacağım zannettim ama yoktu. Karanlık odada Atahan uyanık olsa da uyuma numarası yapıyor, kalbim aynı dehşetle sıkılmaya devam ediyordu. Sırılsıklam olmuş üzerime ve yatağıma baktım, su dökülmüş kadar ıslak. Zar zor yataktan kalkıp nefes almaya çalıştım. Annemi gördüm rüyamda... Bir kere bile beni sevmeyen annemi görüyorum, yaptığı o işleri rüyamda görmek bile korkutuyor.

Kendimi banyoya atıp duş başlığını açtım ve yere oturup soğuk suyun beni kendime getirmesini bekledim. Nefeslerim dakikalarca düzelmezken banyonun kapısı açıldı, Atahan bana baktı ve gidip çişini yapmaya başladı. Hıçkırıklarım, hâlâ terleyen vücudum, dinmeyen kalbimle yarım saat suyun altında oturdum. İşini bitirip giden Atahan'ın ne yaptığını, bana bakıp bakmadığını bilmiyordum.

Biraz daha rahat nefes alabildiğimde kalkıp suyu kapadım, ıslak kıyafetlerimi çıkarıp odaya girdim ve yedek eşofmanları giydim. Odadan çıkıp kapıyı kapadım ve bahçeye geçtim. Bir süre soğuk gece havasını solusam da kendime pek fırsat vermeden koşmaya başladım.

Hafif tempo koşularım zamanla Atahan'dan bile hızlıya dönüştüğünde nefeslerim kötü her düşünceyi ortadan kaldıracak kadar düzelmişti.

Uyanma saatinde kadar bahçede koşmuştum. Güneşin doğuşuyla tekrar odaya dönüp yıkandım, üzerime kamuflajları çektikten sonra yatağımın çsrşaflarını değiştirdim. Kirli tüm eşyaları alarak makine odasında yıkatmaya attım. Onlar da yıkanıp kurutulduğunda odama geri dönmüştüm.

"Günaydın komutanım!" Selamımı verip eşyalarımı yerleştirdim.

Yatağını düzelten Atahan yine siklemedi. Duş alıp çıktı, üzerini giyindi. Yemekhaneye geçerken kendi kafasının içindeydi. Yemekhanede bizi gören er, erbaş ve diğerleri hızlıca ayağa kalkıp selam duruşuna geçtiler. Atahan çıkan sesten, ayaklananlardan bir an kafasının içinden çıkıp etrafına baktı. O selamını alsa da hiçbiri duruşunu bozmadı. Ben aldığımda herkes gerisin geri yerine otururken Atahan komutan, bana döndü.

"Bir durum oldu da komutanım, Paşa..."

Atahan önüne döndü; "çok da sikimde."

Onun arkasından acıyarak bakıp yine de ayak uydurdum. Tabldotlarımıza kahvaltımızı alıp masaya geçtik ve yemeden önce bir süre bakındım, bunlar gerçekten evimin yemekleri.

"Komutanım," diye yanımıza gelen ere baktım, o da direkt bana bakıyor. "Paşa'nın emrettiği gibi dosyaları getirdik, güvenlik odasına bıraktık."

"Eyvallah aslanım."

Çocuk selamını verip yanımızdan gitti, anında yemeğime geri döndüm. İki gündür tüm zorbaları bulmuş, ağızlarına sıçmıştım; kodese yatırdıklarım, Aldaçı tim antrenmanlarının yarısı, hakaret ve nice olayla onlara yaşattıklarını yaşattırdım. Bazı dedeler ve bazı torunlar -hepsi farklı yerlerdeydi- buranın askeri birlik olduğunu unutup yanındakileri küçümsüyor, eğlence için kullanıyorlardı. Bunlarla ilgilenen kişilerin de umursamadığını, hatta gücünün yettiğine zarar verdiğini görmüştüm. Herkes, beni Paşa'ya şikayet edince Paşa her hareketimi izleyerek beni tam yetkiye getirdi. Bazı kişilerin tüm kayıtlı dosyalarını istemiştim, onları getirmişlerdir.

"Komutanım biliyor musunuz böyle biri olacağımı hiç sanmıyordum, yani gerçekten komutan gibi. Bordo bereli olunca herkes komutanım diyor, saygı gösteriyor..."

Atahan sözümü kesti; "kes!"

Sikicem ebesimi onu istiyor. Sinirle arkama yaslandığımda Dila yanımıza oturuyordu, yanında da Şakir var.

Kaçık AskerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin