2.13-

634 76 90
                                    

11.06.24
Tekin Alaca

Aile kavramı her zaman herkes için mükemmel değildir, bana göre dünyadaki her bir bireyin ailesiyle sorunları vardır; küçük-büyük, paylaşmış-paylaşamamış hiç fark etmez. Kimse en yakına kırılmadan, küçük bir çizik almadan öylece devam edemez. Turgut'la Oğuzhan'ın ailesi belli ikisinin de yok; ben zaten onlardan kaçma kaçtım ama Çağrı?

En başından beri bizim bile çavuşumuz gibi hissettiren, karakterinin olgunluğu aramızda birkaç değil de sanki çok çok yaş varmışçasına hissettiren Çağrı'nın ailesini merak etmemiştim. Çocuğun karakteri de davranışları da 10/10 yani böyle birinin ailesi ne kadar kötü olabilir ki?

Babası binbaşı, iki abisi yüzbaşı ki birinin geçmişinin çok kötüymüş, diğer abileri ya özel harekat ya da Kuzey Irak gibi yurtdışı askerleriymiş; bunları yemekhanede bir er anlatmıştı. Çünkü Kanat komutan, binbaşıya kafa tuttuğundan hakkında soruşturulma başlatılmış. Babasının adını duyan Çağrı da artık iyi sayılmaz, eskisi gibi değil bir gariplik var.

"Çağrı'mı özledim," diyen Oğuzhan şu anda yaptığı antrenmanına devam ediyordu. "Aile diye bir şey niye var ki anasını, avradını sikim! Nefret ediyorum. Dağ gibi çavuşumu, kardan adama çevirdiler."

"Kardan adam ne alaka oğlum?" Turgut sorarken elli sekizinci barfiksini çekiyordu.

Ben mekik çekiyorum. Kanat komutan karın kaslarımın daha çok sertleşmesi gerektiğini söylemişti ve haklı gibi, karnım hâlâ zayıf.

"Ne bileyim. O orospu çocuğu iki güneşte erimiyor mu?" Oğuzhan'ın küfrüne istemsizce kahkaha attım. Kardan adama da küfretmeyen var mı? Tırmandığı yerden bize bakınca Turgut da ben de durup ona baktık. "Çağrı için bir şey yapamaz mıyız lan? Ben... Sizi böyle yani şu anda Çağrı gibi görmeye dayanamıyorum."

"Kardeşim, bizim için de aynı ama..." Turgut aniden barfikse geri döndü, "Çağrı müsaade etmediği sürece hiçbir şey yapamayız."

Kanat komutan ve Çağrı ifade vermek için tugay komutanlığına çıktılar. O adam da buranın binbaşısı değil, yani oğlu için bilgi almaya geldiğinde her ne yaptıysa Kanat komutan ona diklenip saldırmış. Odasında olan kavganın sesi ta buraya kadar gelmişti.

Oğuzhan oflayıp tırmandığı ipten indi ve yere atlama atladı. Rahat durmayacak, kesin Çağrı'nın yanına gidecek ve onu yalnız bırakır mıyım, emin değilim.

"İşleri bitmiş midir?" Sorusuyla Turgut da yere atlayıp ikimize baktı. Sessizce ayaklandım. Üçümüz salondan çıkarken ilk defa alacağımız ceza umurumuzda değildi.

Önce yatakhaneye baktık, Çağrı'dan hâlâ iz yok. Kanat komutanın işinin uzun süreceğini düşünüyorum, yani öyle olmaz mı?

"Komutan bahçede," diyen Turgut'la hepimiz cama yaklaştık. Bahçede sinirli bir şekilde dolanıp sigarasını içen komutanımız arada bir saçlarına dalıyordu.

"E Çağrı?" Üçümüz bakıştık, olayı Turgut ele aldı; "Taso banyoya, Ogi yemekhaneye, ben de gidip komutana sorayım. Hadi."

Sözüne uyarak hızlıca yatakhaneden çıktık  ben banyoya koşarken diğerleri ters istikamete gidiyordu. Banyoya girdiğimiz ilk an kimse yoktu, makinelerin olduğu kısım da boştu. Tuvalet kabinlerine baktım. Duşların oraya yaklaştığımda su sesini duydum.

"Oh be Çağrı! Buradaymışsın." Rahatlayarak duvara yaslandım. "İyi misin kardeşim?"

Ses gelmedi. Belki su sesinden duymamıştır. Boğazımı temizleyerek banyonun yerine bakmaya devam ettim.

Kaçık AskerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin