1.1- prolog

3.2K 128 114
                                    

01:10‎

14.‎04.‎2024

Tekin Alaca

Birçok insanın yaşamları boyunca onlarca derde babalık ettiğini biliyorum, bencil ya da depresif değilim ama çoğu zaman dünyadaki bütün dertlerin sadece bana özel olduğunu, tek benim çektiğimi düşünüyorum. Çünkü yaşadıklarım normal değil, direkt sorumluluk için doğmuşken tersi de zaten mümkün değil.

İki dedem de iki nenem de tek çocuklarmış ve ondan öncekileri de, ardından doğan annem ve diğer tarafta doğan babam da tek çocuk; hiçbirinin kardeşi ya da kuzeni yok. Yapayalnız bir sülaleyiz. Sonra annemle babam tanışıyorlar; normalde böyle bir insan mantıklı olanı düşünür ve 'çok çocuk yapalım' der ama benim ebeveynlerim mantıklı olmasının aksine, 'çok çocuk baş belası' diyerek beni yapmışlar, bir daha da asla niyet etmemişler. Beni yapmalarının nedeni de tamamen, sadece, bir tek nedeni yaşlandıklarında onlara bakmam. Çocuk, tek, yalnız olmam umurlarında değil. Sadece amaç için doğdum, hepsi bu.

Maaşı güzel bir meslek seçmeliyim ama aynı zamanda mesleğim rahat olmalı, onlar istediği zaman işten çıkıp 'yalnızlıklarını gidermek için' yanlarına gitmeliyim, bakımlarını üstlenmeliyim. O yüzden mesleğime hâlâ karar veremediler, kararı benim vermemse yasak.

On sekiz yaşındaysanız ve kararlarınız, geleceğiniz, umutlarınız sizin elinizde değilse sik gibi hissedersiniz; asla kalkmayan, idrarını dış mesaneye yapan, boka yaramayan bir sik. Bu kadarsınız.

Ve bu da benim ilk isyanım; Milli Savunma Üniversite sınavlarına katılmak. Haftanın sadece bir günü kafama göre hareket edebilirdim, o günü de sınavın olduğu ana denk getirmiştim. Ailem okulun dışında değildi, bu sınavı istemiyorlardı. Askerliğimi bile bedelli yapmamı istemişlerdi, asker olmamdan korkuyorlardı. Çocukken asker, polis oyuncaklarıyla oynamamı bile istemezlerdi; olur da özenir ve büyüyünce onlar gibi olurum diye.

Hiçbir zaman hayallerimi kimseye anlatamadım, 'ben de şunu istiyorum,' diyemedim. Evcil bir hayvandan ne farkım var ki? Onlar bile gidecekleri parkın hayalini kurabiliyorlar...

"Bunu yaptığına inanmıyorum!" Babam haykırdığında tuttuğum nefesimi bırakmaya, biraz olsun rahatlamaya ihtiyacım vardı ama yapamıyorum. Sanki yaparsam ölecekmişim gibi... "Ya sen, bizi hiç mi sevmiyorsun? MSÜ ne demek? Bu kadar mı nefret ediyorsun?"

"Allah, senin belanı versin!" Hıçkırarak ağlayan annem, elinde sıktığı yastığa bir tokat savurdu. "Seni büyütmek için saçımı süpürge ettim. Her zaman sağlıklı olman için uğraştım ve bize geri dönüşün bu mu?"

Evet, annemin hakkını yiyemem; gerçekten her zaman beni büyütmek için çabaladı, sağlıklı olmam için her şeyi yaptı ama her defasında büyüdüğümde onlara bakmam için yaptığını söylerdi. 'Ben şimdi sana yapıyorum oğlum, büyüyünce sen de eksiksiz bir biçimde bize bakmalısın' gibi nice cümleler kurardı. Her yemeğinde kusmak istiyordum, aldığı her eşyayı parçalamak istiyordum ama yapamıyordum. Ellerimi, kollarımı bağlayıp ağzıma altın kaşıkları tepmeye devam ediyorlardı.

"Sen dünyanın en kötü, işe yaramaz torunusun." Anneannemin sözlerine alayla gülmek istedim. Beni en çok nenelerim ve dedelerim bitiriyordu, omuzlarıma en çok onlar yük bindiriyordu.

"O sınavı kazanamasaydım intihar edecektim," diye fısıldasam da kimse duymadı.

"Keşke ölseydin! En azından bir çocuk daha yapar, yerini doldururduk!" Annemin sözleriyle ona baktım. Ben yanlış duydum değil mi? Ölümü düşündüğüm için böyle bir cümle duymuşumdur, yoksa annem neden böyle bir şey desin ki? "Senin için geçirdiğimiz vakte yazık, sana harcadığımız emeğe yazık. Allah belanı versin!"

"Gitmiyorsun lan. Duydun mu? Hiçbir yere gitmiyorsun! Bu evden dışarı adımını atmıyorsun!"

"Ba..."

Daha ilk kelimemi tamamlayamadan sesimi kesmek için gerçekten canımı yakan bir tokat sallayıp yakalarımdan tutup ayağa kaldırdı, odamın kapısına fırlattı. Bu ilk darbem ya da baskım değil, şoka girmeme hiç gerek yok. Polis olmak istiyorum dediğimde yediğim dayağın haddi hesabı yoktu. Odama sokup üzerime kapıyı kilitlerken dudaklarım titremeye başlamıştı.

Bu kadar güçsüzken nasıl asker olabilirim ki? Başarabilir miyim?

Kaçık AskerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin