14.06.24
Tekin AlacaEski zamanları hatırlamıyorum; haber, maç, program, çizgi film izlemem yasaktı çünkü eğitimimde dikkatimi dağıtabilirmiş. Daha bunlar yasakken hiç sosyal medyam da yoktu. Yani bir telefon kullanmanın hiçbir püf noktasını bilmiyorum ki sürekli telefonumu da unutuyorum.
Dört yıllık eğitimimde birçok eğitime, teste tabii tutuldum hem psikolojik hem de fiziksel darbeler aldım. Kanat komutanı tam abi gibi görürken üzerimde öyle işkenceler denedi ki ben de onu parçalamak istedim. Saatlerce ayakta beklemek, günlerce üst üste üç kişiden dayak yemek, aç bırakılmak... Aksiyonun dibine vurduğumdan orada da telefon/televizyon aklıma gelmezdi, haftalarca kitap açamadığım zamanlar olurdu.
Ardından burası; geldiğim gibi olay yaşamam, yaralanmam... Burada da olaysız günüm olmuyordu ki aklıma bir şey gelsin, kendime bakayım
E öyle zamanlardan sonra da şiddetten, öfkeden korkusuz hale geldim. Kim bağırırsa bağırsın, vurursa vursun rahatlayabiliyorum, takmıyorum, korkmuyorum.
Dün gece binbaşından çok pis dayak yemiştim, copla vurulmadık yerimi bırakmadı. Bu davranışı ondan korkmama neden olamadı, çekinmedim de sıkılmadım da. Gün aydı. Gece de bir şey yiyememiştik. Şimdi anca yiyoruz.
Yemekhanede herkesle beraberiz, yine yerimdeyim ve tepsim de önümde. Buraya gelmeden önce dolabımdan kıyafetlerimi alıp banyo yapmış, tıraşımı olmuştum. Kimseye göstermemeye çalıştığım morluklarımı, tuvalletten çıkan Mazlum vücudumu görür görmez öyle küfretmişti ki tüm yatakhane başıma toplanmıştı. Yine de o savaşı da atlatmış, yemek yiyebiliyorum.
"Oğlum iyi misin harbiden?" Bilmem kaçıncı kez soran çavuşa göz devirdim.
"Lan o kadar dayak bana atılsa yemin ederim izin alırdım." Fısıldayan Mazlum öfkeyle binbaşıya bakıyordu. Konuşmasından daha sessiz küfretti. "Onun da anasını gondiklerler bak, az kalıyor."
"Tamam lan şerefsizler! Abartmayın. Sonra size de ceza verir, valla keyfiniz bilir." Sözlerime rağmen öfkeleri dinmedi.
"Senin üzerinden çekilecekse hiç sıkıntı yok." Diğerleri de çavuşumuzu onayladı. Gülerek kafamı çavuşumun omzuna koydum, anında öptü.
"Komutanım!" Odaya giren telsizden sorumlu Salim heyecanla geldi. "Komutanım!"
"Ne oldu Salim? Hayırdır?" Başçavuşla teğmen anında ayağa kalkınca biz de kalktık.
"Tugaydan aradılar, komutanım acil diyorlar!"
Teğmen, Salim'in sözleriyle fırladığında başçavuş da dualar ederek peşinden gitti. Binbaşı ise sakince yemeğini yiyordu. Duygusuz! Binbaşını da birkaç dakika sonra çağırdıklarından gitmişti. Çağrılmasan da gitmez göt oğlanı.
"Abi bu binbaşı ne çıktı ya!" Diğer timdeki eleman, bana acıyan gözlerle baktı. "Kardeş nasıl dayanıyorsun lan?"
"Sen normal değilsin Teko'm, biz daha iyi anladık." Aşçı da seslendiğinde güldüm. "Hâlâ gülüyor ya!"
"Ne yapayım, ağlayayım mı?" Gülerek sorduğum Mazlum kafama vurdu. "Lan vurma kafama, vurma!"
"Sikik! Adam copla ananı ağlatmış, kafana iki vurmamı abartıyorsun. Kendini şu adamdan koru, sus azcık." Mazlum üzülerek bileğimi tutup yine kafama vurdu. "Bu vücut senden hesap soracak, ben bu ibne yüzünden hep dayak yedim diyecek. O zaman ne diyeceksin?"
"Ulan küfürbaz!" Hoca kızarak dua okudu. "Melekler, senin yüzünden kaçıp duruyordur. Zaten şu abazanın olduğu yere de girmiyorlardır. La sapık çavuş, gusül aldın değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçık Asker
AzioneTekin Alaca, ailesinin bakıcısı olmak için doğmuş ve ailesine mahkum bir çocuktu. Ailesinden habersiz girdiği Milli Savunma Üniversitesi sınavında tam puan yapar ve kapısına Harp okulları komutanı Resul Ereğli gelerek Tekin'i alıp onu devletin gizli...