1.8-

943 88 234
                                    

Siz isterseniz de gelmez mi? Keyifli okumalar gençler <3

01.05.24
Tekin Alaca

Cenaze çok kalabalıktı. Diyorum ya, onlar sadece bana kötü ve zalimlerdi, ama onları tanıyan herkes çok sever, hürmet ederlerdi. Dedemin ve nenemin birkaç yaşlı arkadaşı ağlamış, beni 'neden onlara sahip çıkmadın?' diye dövmeye kalkmışlardı, umursamadım. O iki pisliğin cenaze namazına da katılmamıştım, herkes kılarken ben sadece tabutlarına bakmıştım. Toprağın bile yok edemeyeceği ağır günahlara girmişlerdi benimle, kalkıp da namazlarını kılmam. Hoca duasını bitirdiğinde herkes ayaklandı ve birçoğu beni görmezden gelerek mezarlıktan çıkmaya başladılar.

Toprağa gömülmelerinin üzerinden yirmi dakika geçmiştir, dualar yeni bitiyor. Onları kurtarabilecek bir dua var mıdır ki? Dedemin toprağına tükürüp arkamı döndüm ve onu gördüm... Kalbim hızla atarken gözlerim dolmuştu.

"Başın sağ olsun çocuk," diyerek yanıma geldi.

Olmuyor komutanım. Ne başım sağ oluyor ne de şansım yaver gidiyor, hiçbir şey olmuyor.

Başımı eğip mırıldandım, "dostlar sağ olsun komutanım."

Yanından sessizce geçtiğimde ellerimi cebime koydum. Böyle hayal etmemiştim. Her gün o antrenmanlara aşkla giderken gerçekten en azından biriyle dost olabilirim sanmıştım. Baskı, zorluk, cezalar umurumda değil. Ama hayatımdan çıkmayan o sözler bir de yetmezmiş gibi sürekli yüzüme çaprıldığında umudum kırılıyor.

Biri kolunu omzuma attığında bunun o olduğunu anladım, Resul komutan. Beraber mezarlıktan çıktığımızda anlık yere oturup kafamı tuttum.

Başka şansım yok mu cidden? Annemi, babamı boşuna mı şikayet ettim? O zamanlar onlar geri döndüğünde her şey kaldığı yerden devam mı edecek?

"Çocuk." Resul komutan da önümde diz çökmüş, direkt gözlerime bakıyor; daha çok sabah Oğuzhan'ın vurduğu ve artık moraran yere. "Seni tanımasam üzüleceğini sanacağım. Ne oluyor?"

"Üzülmek mi? Keşke daha erken ölselerdi, bu kadar yaşamaları bile sinirimi bozuyor. O toprak var ya, onlardan utanıyordur şimdi; bu orospu çocuklarını benim bağrıma kim yatırdı diye kızıyordur. Bir insan en fazla bu kadar orospu çocuğu olabilir, bundan ilerisi ya dağda ya mezarda ya da hapistedir. İki yüzlü şeytan orospuları. Dilerim ki cehennemde bana yaptıklarının on mislini çekerler. Biliyor musunuz komutanım, biraz daha büyüdüğümde olur da genim bunlara benzerse Allah şahidim olsun ki kendimi öldüreceğim..."

"Çocuk, seni üzen ne?" Aniden sözümü bölüp kaçmaya çalıştığım soruyu sorduğunda gözlerine baktım. Bu adam gerçekten keskin nişancı. "Tugayda mı zorlanıyorsun?"

Tugay... Ben artık bir tugaydım. Başımı eğip yere bakındım. Ben artık tugayda bir erim.

"Yok komutanım, daha bir haftamızı yeni tamamladık ne zorlanması?" Sözlerimin arkasındayım, zorlanmıyorum. Sadece bazı şeyleri tekrar tekrar yaşamaktan midem bulanıyor artık, kaldıramıyorum. "Siz nasılsınız komutanım, her şey yolunda mı?"

Komutan iç çekip yanıma oturdu, sırtını duvara yasladı.

"Çocuk, sen çok güçlüsün ama aynı zamanda güçsüzsün de." Konuşurken ona bakmadım ya da tepki göstermedim. Ne olduğum umurumda değil, kendimi düşünmek şöyle dursun anlamak bile istemiyorum. "Güçsüzsün çünkü kendini bilmiyorsun, senden sen olabilmen için her şeyi almışlar, her şeyin farkında olan zihnin kendisinin farkında değil, potansiyelini göremiyor. Sıra kendine geldiğinde kaçıyor, saklanıyor."

Kaçık AskerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin